Yavaşça salona geçip ışıkları söndürdükten sonra filmi izlemeye başladık. Film ilerledikçe dahada uykumun gelmeye başladığını farkedip gözlerimin yavaşça kapanmasını sağladım. Tam uykuya dalacakken aniden Lexi'nin beni uyandırdığını farkettim. Kendime gelip yanağına bir öpücük kondurduktan sonra dizlerimde uyuya kalmasını izledim.
----
Justin'le geçirdiğimiz kısa tatilin üstüne tam 18 gün olmuştu. Eve geri dönmüştüm. Tatilde yaşadıklarımızı düşündükçe onun o kadar kötü biri olmayacağını düşünüyordum. Ama tam 18 gündür ne arıyordu, nede mesaj atıyordu. Çetelerinden de kimseden haber alamıyordum kızların hepsini en az 20 kere aramıştım ama yinede açan olmamıştı. Hiç bir iz yoktu. Hayatıma girip bana bu kadar acı çektirdikten sonra ortalıktan kaybolmayı seçmişti.
Bir an. Sadece bir an. Onunla beraber bir şeyler yaşayabileceğimi düşünmüştüm. Bana yaptığı tüm kötülükleri unutturmuştu. Hayatımdan öylece çıkıp gitmesiydi asıl canımı acıtan. Artık sabrım taşmıştı ne yaptıklarını bilmek istiyordum.
Kendime gelip suratıma hafif bir makyaj yaptıktan sonra dolabıma ilerleyip kıyafet seçmeye başladım.
Hayatım düzelmiş gibiydi.
Hissizleşmiştim.
Acı çekmeye alışmıştım.
Yaşadığım her şeyi kolayca atlatabilmiştim.
Sonunda kısa bir şort ve desenli bir t-shirt'ümde karar kılıp hızlıca üstüme geçirdim. Saçlarımı hafifçe tarayıp dik bir at kuyruğu yaptıktan sonra telefonumu ve evin anahtarını alıp dışarı çıktım.
---
Kapının önünde durup derin bir nefes aldıktan sonra kapıyı yavaşça tıklattım.
Kapı açıldığında sanki yutkunmamı engelleyen bir yumru boğazıma yerleşmişti. Karşımda öylece iç çamaşırlarıyla duran Nora vardı. Bu kız böyle her yerde olmalımıydı ?
Düşüncelerimi bölmemi sağlayan cırtlak sesini duyduğumda ''Burada ne arıyorsun sen?'' diye sorduğunu farkettim. Zorda olsa yutkunup ''Justin'i görmek istiyorum.'' dedim.
Yeniden cırlayıp ''Justin seni görmek istemiyor.'' dedi. O anda Justin kapıya gelip şaşkın gözlerle bana bakmaya başladı. Şaşkınlığından kurtulunca Nora'ya dönüp ''İçeri gir'' diye emir verdi. Eğer emire uymazsa neler olabileceğini bildiği için hemen içeri girdi.
Justin bana dönüp ''Benden ne istiyorsun ?'' dedi. Derin bir nefes alıp ''Benim canımı çok yaktın. Sonrada siktir olup ortadan kayboldun.'' dedim. Sinirlendiğini belirten bir ses tonuyla ''Lexi, senin için yapabileceğim her şeyi yaptım. Ama bu kadardı. Sen benim için bu kadarsın. Sikilmiş bir sürtükten farkın yok. Bitti işte git hayatını yaşa. Bir daha buraya gelme yoksa kötü olur.'' dedikten sonra kapıyı suratıma kapattı.
Hiç bir tepki veremeden öylece kalıp evden uzaklaştım.
Ondan nefret ediyordum. Sinirden çıldırmak üzereydim. Buna rağmen ona hiç bir şey yapamıyordum. Eve varınca hızla içeri girip duş almak için soğuk suyu küvetin içine doldurdum. Kendimi suya atıp soğuğu iliklerime kadar hissetmeye çalıştım. Yalnızdım. Hemde çok fazla. Kimsem kalmamıştı.
Yaşamam için hiç bir nedenim kalmadığını düşünüp aniden kafamı suya batırdım. Uzun bir süre sonra tam bilincimi yitirecekken bir elin saçlarımdan tutup suyun dışına çıkmamı sağladığını farkettim.
Sudan çıkınca bir kaç dakika nefes aldıktan sonra beni sudan çıkaran kişinin Justin olduğunu gördüm. Nefesimi düzene soktuğum anda ensemden tutup sıcak dudaklarını suyun soğukluğundan morarmış dudaklarımla birleştirdi. Ona karşılık vermem hoşuna gitmiş olmalı ki dudaklarını dudaklarımdan ayırmadan beni kucağına çıkardı.
Odanın içine girince aniden beni yere bırakıp banyoya geri döndü. Bir kaç saniye sonra elinde bir havluyla geri döndü. Havluyu güzelce vücuduma sarıp kurumamı sağladıktan sonra havluyu yere fırlattı. Yeniden dudaklarıma yapışıp sırtımın yatağı boylamasını sağladı.
Onu istiyordum. Ona ihtiyacım var gibiydi. Delirmiş gibi öpüşüyorduk. Sadece bir saniyeliğine dudaklarımızı ayırıp t-shirt'ünü çıkardı ve yeri boylamasını sağladı. Karın kaslarından başlayarak elimi daha aşağılara indirdim ve pantalonunu çıkarmasını sağladım. İlk defa üstümde bir şey olmaması beni rahatsız etmiyordu. Justin'i kendime çok yakın hissediyordum.
Yavaşça dudaklarımdan ayrılıp Bal rengi gözlerini üzerime dikip ''Gerçekten istiyormusun?'' diye fısıldadı. Ağzımda biriken tükürüğü yutup ''Evet'' diye fısıldadım.
Aniden üstümden kalkıp üstünü giymeye başladı. Şaşkın gözlerle yataktan doğrulup onu izlemeye başladım. ''Neler oluyor Justin?'' diye sorduğumda gayet ciddi bir tavırla bana doğru yaklaşıp ''Senin aşağılık ve sikilmeye doymayan sürtüklerden farkın yok. Farklı olduğunu düşündüm ama değilsin. Sende basit bir sürtüksün'' diye bağırdı.
Sonra suratıma hızlı bir tokat atıp yatağa düşmemi sağladıktan sonra dışarı çıktı. Gözlerimden süzülen yaşlarla yatağımı ıslatırken yüksek sesle hıçkırıyordum.
Bu yaptığı çok iğrenç bir şeydi. Beni ilk önce tecavüz eden oydu. Ama şimdi ben sikilmeye doymayan bir sürtük olmuştum. Öyleyse onun dediği gibi olacaktım. Sikilmeye doymayan bir sürtük.
Selam arkadaşlar selam :D Uzun süredir bölüm yazmıyordum sabır edip beklediğiniz için çok teşekkür ederim. :) Sizleri çok çok öpüyorum :D Vote ve yoruma devam :*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heartbreaker (ASKIDA)
Fanfiction''Bir insana zorla sevdiremezsin kendini, bana güven diyemezsin...''