'Mom'

3.3K 74 12
                                        

Merhaba sevgili okuyucularım :) Gerçekten beni çok mutlu ediyorsunuz.  Ayrıca bu bölümde ilk kez Justin'in gözünden yazılmış bölümler bulundurmak istedim.  Hepinizi öpüyorum :** Multimedia'yada bakarsanız ;)

Kapının çalınmasıyla hepimiz gözlerimizi kapıya çevirdik. Mia ayağa kalkıp kapı deliğinden baktıktan sonra kapıyı açıp Justin ve arkadaşlarını içeri aldı. Herkesle teker teker tanıştıktan sonra yavaşça odalarına çekildiklerini farkettim. Herkes odasına çekildikten sonra Justin yanıma geldi ve beni hızla kucağına çıkardı. 

Yavaş adımlarla en üst kata kadar çıkmamızı sağladıktan sonra koridorun sonundaki odaya girdik. Beni yatağa bırakıp odanın içinde bulunan banyoya girdi. Yataktan kalkıp odanın içinde gezinmeye başladığımda biraz dışarıyı izlemek istediğimi farkettim. Yatağın üstündeki saate baktığımda tam 04:05'i gösterdiğini gördüm. 

Banyodan gelen su seslerinden sonra Justin'in aniden banyodan çıkıp yanıma geldiğini farkettim. Güçlü kollarını belime sarıp çenesini omzuma koyduktan sonra fısıltıyla ''Kısa bir duşa ihtiyacın var Lexi'' dedi. Ne zamandan beri beni düşünüyordu acaba? Cevap vermediğim için yavaşça beni kucağına alıp banyoya soktu.

Eşofmanlarımı çıkarıp iç çamaşırımla kalmamı sağladıktan sonra kendi pantalonunu ve t-shirt'ünü çıkardığını farkettim. Hafifçe (!) küvete girmemi istermiş gibi ittiğinde ılık suya ayaklarımı soktum. O ise aniden girip benide kendine doğru çekti. 

Vücudumu kaslı vücuduna yerleştirip yüzyüze bakmamızı sağladı. Gözlerini benden ayırmayıp eliyle yandaki masada duran sigara paketini ve çakmağı aldı. Paketin içinden bir dal çıkarıp ağzına koyduktan sonra çakmakla yaktı ve paketi de çakmağı da geri aynı yerlerine koydu. 

İlk nefesi çekip yüzüme üflediğinde istemdışı güçlü bir şekilde suratına doğru öksürdüm. Bu hareketime yalnızca gülümseyip sigarasına devam etti. Bitirdikten sonra yere bastırıp söndürdü. Düzgün bir şekilde oturup benide kucağına oturttu. Sonra yavaşça yüzümü okşayıp dudağımı öpmeye yeltendi.

Kafamı çevirip öpmesini engelledikten sonra vereceği tepkiyi beklemeye başladım. Çenemi tutup yüzüne sabitedikten sonra tüm gücüyle dudaklarımı öpmeye başladı. Ben kafamı ne kadar çekmeye çalışsamda onun gücüne karşı çıkamıyordum. Aniden ensemden tutup suya girmemizi sağladı. Nefes almamı engelleyip öpmeye devam ediyordu.  

Boş bir anına denk getirip tüm gücümle suyun içine girmesi için ittim. Bir kaç saniye suyun içinde tutmayı başarsamda hızla çıkıp beni altına aldıktan sonra saçlarımdan çekiştirerek suyun içine soktu. Yuttuğum sular bende iğrenç bir duygunun canlanmasına neden oluyordu.

Bir yandan karın kaslarına vurup bir yandan suyun içinde bağırmaya çalışıyordum. En sonunda dayanamayan vücudumu karanlığın kollarına bıraktım.

Sabah ;

Ağrıyan gözlerimi yavaşça açıp etrafta geziye çıkardığımda aniden uyuyan Justin'e gözüm çarptı. Yavaşça kollarının arasından sıyrılıp lavaboya ilerledim. Soğuk suyu yüzüme üç defa çarptıktan sonra aynadaki yansımama bakmaya başladım. 

Vücudum yorgun düşmüştü. Düşürülmüştü...

Her adımda daha fazla yoruluyor ve dayanmak istemiyordum. Kendimi bırakıp yok olmak istiyordum. Odaya dönüp boy aynasında kendime bakmaya başladığımda vücudumun her yerinde morluklar ve yaralar olduğunu gördüm. Dudaklarıma doğru düşmesine izin verdiğim gözyaşlarımla beraber gözlerimi kıstım. 

Gözyaşlarımı elimin tersiyle sildikten sonra yavaş adımlarla odadan çıktım. Yavaşça aşağı inip mutfağa girdim. Çekmeceleri tek tek açıp bıçakların bulunduğu çekmeceyi buldum. İki elimle birden bıçağa sarılıp karnıma yerleştirdim. Tam bıçağın vücuduma girmesine izin verecektim ama güçlü bir kolun elimden bıçağı aldığını hissettim.

Buğulanmış gözlerimi zorla açık tutmaya çalışırken Justin'in kucağında öylece yattığımı farkettim. En son duyduğum şey ise ''Lexi!'' diye çığlık atan Justin'in sesiydi.

Justin'in gözünden ;

Gözlerimi araladığımda Lexi'nin kollarımın arasında olmadığını farketmiştim. Yoksa gitmişmiydi ? diye düşünürken aşağı bakmayı akıl edip hızla ayağa kalktım. Mutfağa yaklaştıkça çekmece seslerinin çıktığını duydum. Merdivenlerin sonuna ulaştığımda Lexi'nin bıçağı iki eliyle birden sarmalayıp karnına yerleştirdiğini gördüm. 

Son hızla yanına gidip bıçağı elinden aldıktan sonra kucağıma doğru bayılmasını izledim. Bayılmamasını sağlayacakmış gibi ''Lexi!'' diye bağırdım. Bağırmam üzerine önce Robert, sonrada diğerlerinin yanıma geldiklerini farkettim. 

Arkama dönüp ''Doktoru çağırın!'' diye kükredim. Grace hızla eline telefonu alıp doktorun numarasını çevirmeye başladı. Robert ve Charles yanıma gelip dirseklerimden çekerek ''Justin. Bırak onu'' diye emir verdiler. İsteklerini dinlemeyip daha çok Lexi'yi sıkmaya başladığımda ikisi birden beni çekip Lexi'den ayırdılar. 

Çekiştirerek odama çıkarmaya başladıklarında ''Amına koyduğumun piç kuruları bırakın beni!'' diye bağırıyordum. Onlar ise çok sakin bir şekilde beni çıkarmaya çalışıyorlardı. En üst kata ulaşıp beni odama soktuklarında hızla dışarı çıkıp beni odaya kilitlediler. 

Tek duyduğum Robert'ın ''Böylesi daha iyi. Ona zarar verebilir.'' dediğiydi. Sinirden delirmiş bir halde Odadaki her şeyi kırmaya başladım. Çekmeceleri sökmeye başladığımda yere düşen çerçeve ile aniden durup elime aldım. Gördüğüm resim karşısında sakinleşip yatağın kenarına oturdum. Küçüklüğümden kalma annemle birlikte çekildiğimiz bir fotoğraftı. 

Heartbreaker (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin