Ayağa kalkmamı sağlayıp karşısında öylece dikilirken bir sigara daha yaktıktan sonra "Soyun" dedi.
Neye uğradığıma şaşırmış bir şekilde yüzüne bakarken sigarasının dumanını dışarı bırakıp tekrar "Soyun" dedi. Cidden bunu yapmak istemiyordum "Justin bak gerçekten bu-" cümlemin devamını getirmeme izin vermeden tüm kelimelere bastırarak "sana.soyun.dedim" diye tekrarladı.
Onun daha fazla sinirlenmesi benim zarar görmem demekti. Üstümdeki elbiseyi çıkarıp karşısında iç çamaşırlarımla kaldığımda sigarasını söndürüp bana doğru yaklaştı vücudumu yatağa yatırıp sanki kaslarını sergiler gibi t-shirt'ünü çıkardı ve yere fırlattı.
Cebinden bir sigara daha çıkartıp yaktıktan sonra yanıma oturdu. Birlikte yatakta oturmamızı sağlayıp elindeki sigarayı ağzıma uzattı. Sigarayı elinden alıp içime çektiğimde içimde bir şeylerin yandığını hissettim ve istemdışı bir şekilde öksürdüm.
Öksürüğüme güldükten sonra "Yat" diye emir verdi. Dediğini hemen uygulayıp yattığımda aniden kasıklarıma bastırılan ateş ile çığlık attım. Sigarasını kasıklarımda söndürmüştü.
Çığlık sesime gelen Mia kapıyı açtığında karşılaştığı manzara ile şok geçirdi ve "Justin ne yapıyorsun?" diye bağırdı. Justin ayağa kalkıp "Siktir git şurdan bana karışma" diye bağırdı ve Mia'yı kapı dışarı edip kapıyı kilitledi.
Yeniden yanıma döndüğünde ben acı içinde kıvranıyordum. Justin cebinden sigara paketini çıkarıp bir dal aldığında "Justin yapma! Lütfen bu çok acı veriyor." dedim.
Aniden paketi tekrar çıkarıp dalı içine geri koyduktan sonra yanıma yattı. Sakinleşmiş olmasını beklerken aniden kasıklarımda olan yaraya parmağını bastırdı. Verdiği tarifsiz acı çığlık atmama neden olmuştu.
Ben acı içinde sızlanırken o gülüyordu. O sigara söndürdüğü kısma daha güçlü bir şekilde bastırırken Charles, Robert ve Luke kapıyı kırmaya çalışıyorlardı. Justin kendinden geçmiş bir şekilde kahkaha atıyordu. Aniden kırılan kapı ile Charles ve Robert, Justin'in üstüne atılıp onu odadan çıkardılar.
Luke onları takip ederek odadan çıktığında kızlar yanıma gelip kasıklarımdaki sigara izini gördüler. Acısı hala kendini hissettiriyordu. Mia hemen bana doğru yaklaşıp gözyaşlarımı sildikten sonra hafifçe vücudumu sardı.
Madison elinde pijamalarla odaya girdiğinde üçü birlikte bana pijamaları giydirdiler. Yatağa sakince yatmamı sağlayıp "Biz burdayız Lexi" dediler. Korkuyordum. Ne olursa olsun benden hıncını alırdı. O Justin Bieber dı.
Neden bana zarar verdiğini anlayamıyordum. Ben ona ne yapmıştım ki. Yaşadıklarıma bir türlü anlam veremezken Madison ve Grace üstümü giydirip yatağa girmemi sağladılar.
Üzerime örtülen yorganın etkisiyle vücuduma gelen titremeyi es geçip gözlerimi kapattım. Görmüyordum ama duyabiliyordum.
Mia, Madison ve Grace'in bana acıdıklarını hissedebiliyordum. Bir kaç dakika öylece bekledikten sonra uyuduğumu düşünmüş olacaklar ki kapının kapanma sesini duymuştum.
Bir süre çıktıklarından emin olmak için sessizliği dinledim. Gözlerimi aniden açtığımda belli belirsiz bir karanlıkla karşılaştım.
Neden beni uyutmaya çalışmışlardı ? Acımın azalması için mi ?
Bu azalabilecek bir acı değildi, hem bedenen hem ruhen çökmüş durumdaydım. Odaya aniden giren Justin karşısında tüm bedenim titremişti. Ondan korktuğumu iliklerime kadar hissedebiliyordum.
Ayağıyla kapıyı yavaşça itip kapattığında bana yaklaşmaya başladı. Her ne kadar sonunda sırtımın duvara çarpıp beni durduracağını bilsemde yinede geri geri adım atmaya başladım.
Tahmin ettiğim gibi lanet olası duvar beni Justin'le arasına sıkıştırmıştı. Justin dudaklarıma yaklaştığında kafamı hızla çevirdim. Artık beni öpmesini istemiyordum hatta dokunmasını bile istemiyordum.
Ama o bunun tam tersini yapıp eliyle yüzümü tutup kendisine çevirdi. "Seni öpmek istersem öperim. Ve sen buna asla engel olamazsın." dedi. Söyledikleri yutkunmamı engellemişti.
Zorlukla yutkunduktan sonra "Artık beni öpmeni istemiyorum. Bana zorla sahip olmanı istemiyorum. Ben... Justin, ben gerçekten yoruldum." diye karşılık verdim. Söylediklerimin onu hiç etkilemeyeceğini düşünüyordum ve tam anlamıyla düşündüğüm gibi olmuştu. Hiç bir tepki vermemişti.
Bir kaç dakika bakıştıktan sonra içine derin bir nefes çekip "Sana istediğim zaman istediğim şeyi yapabilirim." dediğinde ciddi anlamda neye uğradığımı şaşırmıştım.
"Justin, ben sana ait basit bir şey değilim."
"Aynen öylesin"
Kalbimin gerçekten acıdığını hissedebilmiştim. Bu his sanki size zarar veren bir şeyin zararını bildiğiniz halde onu yapmanız gibi bir şeydi. Benim yaptığımda aynen buydu. Justin bana zarar veriyordu ama ben gitmiyordum. O ne derse yapıyordum.
Yavaşça iterek benden uzaklaşmasını sağlamak istesemde tabiki başarılı olamamıştım.
Yüzümü önüme eğip "Justin lütfen gitmeme izin ver." dedim. Her zamanki soğukluğuyla önümden çekildiğinde ne kadar şaşırmış olsamda bu duyguyu içime bastırıp kapıya doğru ilerledim. Arkamdan geldiğini hissedebiliyordum. Yinede vazgeçmeyip yavaşça aşağı indim. Bizim aşağı indiğimizi görünce hep birlikte ayağa kalkıp şaşkın bakışlarla bize bakmaya başladılar.
Justin aniden önümde geçip kapıyı açtığında yüzüme esen soğuk hava ile irkildim. Mia aniden yanımıza gelip "Neler oluyor Justin?" diye sorduğundan Justin nefesini dışarıya verip "Lexi buradan gidiyor." dedi. Mia aniden bana dönüp 'neler oluyor?' bakışlarını yolladıktan sonra montumu alıp hızla evden çıktım. Son duyduğum şey ise Justin'in bağırarak "Kimse peşinden gitmeyecek ve bir daha asla bu eve ayak basmayacak" ve ardından gürültüyle kapanan kapının sesi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heartbreaker (ASKIDA)
Fanfic''Bir insana zorla sevdiremezsin kendini, bana güven diyemezsin...''