4. Bölüm - Sert Kız

142 14 0
                                    

Bölüm şarkısı Cody Simpson - Pretty Brown Eyes multimedyada da Ateş ve Melis var. Oy ve yorum yaparsanız çok sevirim. Şimdiden çok teşekkürler. Xoxo

Ah şu Melis denen kız başımı belaya sokmaktan başka hiç bir işe yaramıyordu gerçektende. Şimdide siparişleri karıştırmıştı tamam ikinci günüydü ama cidden dayanamıyordum ne onu görmeye ne de yaptıklarına. "Melisçiğim bak bu türk kahveleri masa yediye bu hamburger menüleri masa yirmiyediye ait anladın mı?" Sonunu dişlerimi sıkarak söylemiştim. Sıkkın bir ifadeyle başını sallayıp siparişleri götürmek için elimden aldı. Bir şey dememesi garibime kaçmıştı nerde dünki cazgır kız...
"Yağmur hanım masa otuza bakar mısınız lütfen." Patronun komutuyla masa otuza doğru ilerledim. İlerlemez olaydım giderken bacaklarım kırılaydı görmez olaydım hatta bugün işe gelirken araba falan çarpaydı Allahım günahım neydi?
"Hoşgeldiniz siparişinizi alayım?"
Ateş yine o eğlenceli piç bakışıyla "İçtenlikle hoşgeldin demelisin ufaklık yoksa müşteriler kaçabilir" Diyip göz kırptı. Kesinlikle iğrenç bir gün. Ateş ve grubu. Heh unutmadan birde sürtükleri. İstemsiz bir tebessümle dediklerimi tekrarladım."Hoşgeldiniz siparişlerinizi alabilirmiyim?" Adını bilmedigim sürtük grubun aşk adamı olan Yekta'nın nerdeyse kucağına oturcak şekilde yanaşarak "Ben bir latte alayım şekerim" Dedi. "Allah aşkına burası otel ya da ev değil." Demek istesemde diyemezdim. "Bu seni ilgilendirmez güzelim." Lafıyla kendime geldim kafamı siparişleri yazdığım kağıttan kaldırarak Yekta'nın dediğini anlamaya çalıştım. Bir dakika ben onu sesli mi düşünmüştüm kamera şakası falan mı bu tüm grup dönmüş bana bakıyordu ve ben hâlâ boş bakışlarla dilim tutulmuş halde çocuğun yüzüne bakıyordum hadi ama zaman falan duramaz mi? Ya da kıyamet kopsun hepimiz ölelim burda bu rezillikle daha fazla yaşamak istemiyorum ben. Zaten Ateş kesin öldürecek beni, bakışlarından ışın çıkacak birazdan. Cevap vermem lazım bunları düşünmeyi kes Yağmur. "Burası bir kafe aileler çocuklar geliyor eğer böyle edepsizce fiziksel bir yaklaşımda bulunmazsanız seviniriz. He yok kafama göre takılırız diyorsanız sizi kafenin dışına kadar eşlik ediyim beyler veee boya kutuları." İşte cazgır kız nerde diye düşünürken ortaya çıktı da yanlış zaman be. Yekta da dahil hepsi ağızı açık bir şekilde Melis ve bana bakarken ben sadece yer yarılsada içine girsem diye düşünebiliyordum. "Sana mı sorucağız be paranı ben veriyorum senin." Diye cırladı sarı sürtük. Melis ufak bi kahkaha atarak eliyle kapıyı işaret etti. Yekta hafif öksürerek;
"Kalkalım beyler burası zaten bize göre değil." Ayy kıçımın cool erkeği.Tüm grup ayaklandı ve çıkışa doğru yöneldi Ateş benim ve Melis'in yanından geçerken Melis'in kulağına eğilerek benimde duyabilceğim bir sesle "Sert kızlara bayılırım bir daha görüşmemizi heyecanla bekliceğim." Dedi. Melis sadece yutkunmakla yetindi ve işinin başına döndü. Ona kesinlikle bir teşekkür borçluydum. İş önlüğümü bırakarak kafeden çıktım. İçerde de Melisle uzun ve yorucu bir konuşma yapıp teşekkür ettim ve yeniden başlamayı teklif ettim oda anlayışla bunu kabul etti. Şimdi ise Melisle okula gidiyordum konuşmada bizim okulda burslu olarak okuduğunu öğrendim ve beraber gitmeyi teklif ettim oda kabul etti. Yolda sessizce ilerken
Melis bu sessizliği bozdu. "O kafedeki sorun çıkartan grubu tanıyor gibiydin? Kim onlar?" Gözlerim kocaman olmuş bir şekilde ona döndüm "Özel Karahan Kolejinde okuyorsun ve onları tanımıyor musun?" Kaşlarını hafifçe çatarak;
"Tanımam mı lazım? Okuldaki kimseyi tanımıyorum. Ben o bursu kazanmak için gece gündüz çalıştım onla bunla uğraşarak kaybetmeyede niyetim yok." Tamam haklıydı da bu kadar sert çıkmasına gerek yoktu ama insanların hayatlarını neler yaşadıklarını bilemezdik ki bende bu yüzden cevap vermedim. Derin bir nefes alarak kendimi yapacağım uzun konuşmaya hazırlamadım. "Özel Karahan Koleji. Burası okul değil parası olanın çöplüğü. Kafede gördüğün grup bu çöplüğün yöneticisi. Karşılık verdiğin şahısın adı Yekta Özçekiç. Aşk adamı diye bilinir gözüne kestiripte tavlayamadığı hiçbir kız yoktur. Grup onun sözünün dışına çıkmaz. Yekta'nın yanında oturan beyaz tenli siyah saçlı çocuk Batın Tuğral. Yeraltında ne kadar bar kumarhane varsa hepsinin mirasçısı. Tüm kötü işleri açık saçık yapar yakalansada hapise girmeyeceği üzerine herkesle iddiaya girebilirim. Kendi halinde elinde sürekli telefon olan çocuğun adı Can Kutman. Bu çocuğun o grupta ne işi var altı yıldır anlamış değilim. Böyle işte." Yıllık konuşmamı yaptım resmen ya seneye kadar konuşma deseler haklısınız derim. Melis anlamaya çalışır bir ifadeyle "Ya o çıkarken kulağıma bir şeyler fısıldayan göt herif?" İkiz kız kardeşim bu kız galiba ya da Ateş harbiden göt herif. "Heee o mu(?) O Ateş. Ateş Baturalp. Bakışlarıyla bile adam öldürme kapasitesine sahip tek insan olabilirdi eğer Yekta olmasaydı. Yekta'nın tam tersi tek ortak noktaları bu sanırsam. Ateş'in bir kızla işi pişirmediği tek bir gün yoktur. Değişik fantezileri var diyorlar." Melis iğrenir bir ifadeyle "İğrenç biriymiş." "Kendisi kardeşim olur." Dediğimde yüzü kızardı sonra morardı bu hali cidden komikti gerçekten görülmeye değerdi. "Ben..ıımm şey ya öyle şey etmek istememiştim yani demek." Daha fazla kendimi tutamayıp kahkahayı bastım. "Korkma bende Ateşten haz almam kurcalama fazla ama aynı taraftayız." Diyerek göz kırptım.Yüzünde ki rahatlama ifadesi ile yürümeye devam etti. Zaten okula da gelmiştik. Bu okulun en iğrenç yanı bursluların ve burslu olmayanların sınıflarını ayırmalarıydı. Binaya girmek üzere merdivenlere yöneldik merdivenlerin köşesinde ayakta Yekta ve Ateş dikiliyordu. Yanlarından geçerken Ateş Melis'e çelme taktı Melis tam düşerken eğilip Melis'i tutmak istedi. Ama sadece istedi. Ağzımdan ufak bir çığlık kaçtı ve sıçrayarak arkaya iki adım attım. Melis mi? Şuan Ateş'in salaklığının cezasını çekiyordu. Hemde Ateş'in altında. Melis'i tutayım diye ayağı taşa takılmıştı ve Melis'in üzerindeki yerini almıştı. Melis'in çığlığı ile okul yerinden oynadı. Bu hatun cidden cazgırdı.

Saklandığın Yerden ÇıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin