Multimedyada Melis var. Bölüm şarkısı Pera - Affet. Bölüm sınırı dolmadan yayımlıyorum. Diğer bölüm sınır dolduğunda gelicektir. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Şimdiden çok teşekkürler. Xoxo
Bölüm sınırı ON OY ve ÜÇ YORUM.- Yağmur -
Cd'yi vermiş oturduğumuz yere doğru ilerlerken salon Yekta'nın sesiyle doldu. Masaya baktığımda Melis, Buğra, Serenay ve Cengiz hariç tüm kadro masada oturuyordu. Belis bana el sallayıp gelmemi işaret etti. Masaya doğru ilerleyip yanına kuruldum. Belis hafif kulağıma eğilerek ama sürtükgillerinde duyması için biraz sesli olarak "Sevgilinin konuşmasını kaçırıcaksın neredeydin?" Dedi. Yeliz dönüp bizi süzdü ve geri kafasını Ateş'in omuzuma koydu. Kendimi Yekta'nın konuşmasına odakladım.
"Biliyorsunuzki şirketimiz sayenizde giderek başarı merdivenlerini tırmanıyor. Bu başarı sadece bana, babama ve canım abime ait değil bu başarı hepimize ait. Bana bu daveti ayarlayan aileme ve bu davete gelip değerli vaktinizi bana harcadığınız için çok minnettar olduğumu belirtmek isterim. Özçekiç Holding'in yöneticisi olarak ailem için bir video hazırladım. Bu videonun bizi yakınlaştıracağını umarak sizlere sunuyorum. Tekrardan teşekkürler ve iyi eğlenceler." Diyerek sahneden indi. İşte beklenen an. Yekta mikrofonu bırakarak yanıma gelip oturdu ve yanağımdan bir öpücük aldı. Video birazdan yüklenecekti ve içinde her ne varsa bu masadaki herkese zarar verecekmiş gibi hissediyordum. Video açılmasıyla bütün gözler ekrana döndü. Bir otel odasına benzeyen bir yerdi. Odada oturan iki kadın vardı biraz orospuyu andırıyorlardı ve kadınların yanındaki adamların iş adamı oldukları kesindi. Daha sonra içeri Batın ve bizim dörtlü girdi. Ellerinde siyah deri bir çanta vardı. Batın çantayı adama uzatıp "İşte istediğin mallar." Demesiyle video kapandı. Ateş çoktan kalkmış kontrol odasındaki adamları sahneye çıkarmış yumrukluyordu.
Yekta sinirden yanımda gerilmiş bir vaziyette Ateş'in adamı pert etmesine bilerek izin veriyordu. Kalkıp Ateş'i durdurmak istiyordum ama gücümün yetmeyeceğinin farkındaydım. Bir adamın "Yeter." Diye kükremesiyle bütün salon o adama döndü. Bu Yekta'nın babasıydı. Yanında Yetkin vardı. Sinsi bir tebessüm vardı dudaklarında. Batın hızla ayağa kalktı daha kimse ne olduğunu anlayamadan Yetkin'in yanına ulaşmış ve yakasına yapışmıştı. Yekta'nın babası sinirden bir boğayı andırıyordu Batın'nın kulağına hafif eğilerek bir şeyler demesiyle Batın hafif tebessüm ederek geri çekildi. Bu tebessüm zafer kazanmış ya da mutlu olduğu için edilen tebessümlerden çok uzaktı. Yetka kasılan vücudunu sakinleştirmeye çalıştığını açıkca hissedebiliyordum. Herkesin gözü kulağı şuan Özçekiç Holding'in asıl başkanındaydı.
Nedense bu adam beni ürkütüyordu ve ben genelde hislerimde yanılmazdım umarım bu sefer yanılıyorumdur diye içimden geçirdim.
"Hepinizinda anladığı üzere bir karışıklık meydana geldi ama bu çok büyük bir karışıklık değil, değil mi sevgili dostlarım? Anlaşılan birilerini çok fena kızdırmışız. Elinden gelenin en iyisi buysa ona sadece acıyorum. Lütfen hatamızı maruz görün ve eğlenmenize devam edin. Teşekkürler." Nasıl bu kadar soğuk kanlı olabiliyordu!? Herkes bir robot gibi adamı dinleyip yemeklerini yemeye ve içkilerini içmeye devam ettiler. Ateş adamın haline göz atıp oradaki görevlilere halletmeleri için emir verdi. Masaya doğru ağır adımlarla yaklaşıp gözlerini yeni yerine oturmuş Batın'a çevirip sertçe "Bir dahakine akıllıca davran Batın. Yoksa o adamlardan önce sonunu ben yazarım." Dedi. Bu masadaki herkesi şaşırtmıştı. Hangi arkadaş arkadaşını ciddi bir şekilde ruhsuzca sonunu getirmekle tehdit edebilirdi ki? Belis'te benim gibi düşünüyor olacak ki tek kaşını kaldırmış Ateş'e bakıyordu. Batın sanki haksız olduğunu kabul edermişcesine Ateş'e hiçbir şey dememişti. Can tepki göstermek için ileri atıldığında Yekta onu susturmuş ve Ateş'e gitmesinin en iyisi olacağını söylemişti. Haliyle Ateş salondan çıkınca bizim boya kutusu Yeliz'de peşinden gitmişti. Masada büyük bir gerginlik hakimdi bir an önce kalkıp gitmek istiyordum. Yekta hafif öksürerek masadaki herkesin dikkatini kendine çekti.
"Batın sen Belis ve Yağmur'u evine bırak, biz Can ile ufak bir casusu yakalama oyunu oynamamız lazım ya da herneyse işimiz var işte." Batın özür diler bakışlarla "Abi gerçekten farkında değildim dikkat etmem lazımdı gözümden kaçmış gerçekten o piçlerin..." Sözünü tamamlayamadan Can işin ciddiyetini anlamış gibi lafa atıldı. "Şimdi olmaz kardeşim kızlarla ilgilen hadi sen." Dedi. Batın sadece kafa sallamakla yetindi ve hepimiz ayaklandık. Yekta beni belimden tutup kendine yaslıyor ve başımı öpmekle yetiniyor. Can ilede vedalaştıktan sonra salondan çıkıyoruz. Belis histerikli bir kahkaha atıyor ve Batın çatık kaşlarla ona dönüp "Şimdi sırası değil Belis gıcık etme seansını başka zaman yap." Dedi. Belis ise hiç istifini bozmadan sanki bir hikayenin sonunu yazıyormuşçasına "Ve iyi sanılan çocuğun aslında kötü olduğu ortaya çıkar. Neyse ki ben kahramanımızın başından beri kötü olduğunu biliyordum. Yazık." Dedi. Batın bu gerginlikte bile samimi bir şekilde gülerek -ki bence çok iyi bir oyuncu- "Hikaye her zamankinden biraz farklı cici kız. Bu hikayede kötü olanlar iyilere asla aşık olmayacak." Dedi. Sonunu söylerken ilk bana sonra bakışlarını Belis'e yöneltti. Gönderme mi yapmıştı yoksa Belis karşısında üste mi çıkmak istiyordu. Belis'in yüz ifadesi anında asılmıştı. Bu fazlasıyla kafa karıştırıcıydı. Yanlarında bir hayalet gibi davranmamayı seçerek arabaya bindim. Kafamdaki sorular yeterince başımı ağrıtıyordu. İçimdeki korku hissi bir anda beynimde yankılandı. Ya Yekta Cd'yi benim değiştirdiğimi öğrenirse ama asıl korkum bu değildi ya öğrendikten sonra duyguları değişirse? Bir an Batın'nın Belis'e dedikleri aklıma geldi.
"Hikaye herzamankinden biraz farklı cici kız. Bu hikayede kötü olanlar asla iyilere aşık olmayacak."
•••
-Melis-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saklandığın Yerden Çık
Teen Fiction"En sade doğrular mı? Rengarenk yalanlar mı?" Karanlığın en derinine saklanmış üç kız... Karanlığın ta kendisi olan bir grup... Tek istedikleri karanlığın kuytu köşesinden çıkıcak bir ışık. Kimisi için umut ışığı hayalleri için, kimisi için huzur ı...