Multimedyada Belis ve Batın var. Bölüm şarkısı Bastille - Pompeii. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Şimdiden çok teşekkürler. Xoxo
Ateş sesleri kesilince bulunduğum yerden çıktım ve etrafa bakınmaya başladım. İlk görüş alanıma giren şey Melis oldu. Hemen yanına gittim. Buğra'yla birlikte yerde oturuyorlardı. Yanlarına gidince ağzım beş karış açıldı.
"İnanamıyorum kolun kanıyor." Ben şok içinde ona bakarken o.
"Evet çünkü kurşun sıyırdı zeki insan." Acı çektiği her halinden belli olsada bana iğneleme yapmaktanda geri kalmadı.
"Ne duruyoruz ya kalkın hastaneye gidelim."
"Yağmur önce bir sakinleş ben Melis'le ilgilenirim. Sen burada kal olur mu?" Buğra haklıydı sakin olmalıydım. Kafamı olumlu anlamda salladım ve Buğra'nın Melis'i kucağına alıp gitmeleri izledim. Hâlâ ta inanamıyorum benim yüzümden birine zarar geldi. Bunun tekrar olmasına izin veremem sonuçta o kurşunlardan biri başka birine de isabet edebilirdi. Bu düşünceyle kendimi heme dışarı attım. Panikleyince ne kadarda hızlı hareket ediyorum keşke bunu iştede yapsam. Yekta'ları arabaya binerken görünce hemen o tarafa yöneldim. Bugün ilk defa güzel bir şey oldu, şansıma yoldan geçen bir taksiye rastladım ve hemen durdurup bindim. Filimlerdeki gibi "Öndeki arabayı takip edin." Dedim taksici ilk başta garip baksada dediğimi yaptı ve ilerlemeye başladı. Bunlar bir süre ana yolda ilerlemeye devam ettiler bizde belirli mesafeden onları takip ettik daha sonra ise ara sokaklara girdiler. Çıkmaz bir sokağa döndük içime garip bir his girdi sanki ters bir şeyler var. Araba durdu bizde biraz geride durduk. Onlar arabadan inip bu tarafa doğru gelmeye başladılar. İşte şimdi bittim ben. Yekta arabaya yaklaşıp bulunduğum arka kapayı açtı.
"Ufaklık? Sen neden bizi takip ediyorsun?" Pekâla kızmaktan çok eğlenir gibi bir hali vardı. Bir an tereddütte kaldım ne diyeceğimi bilmiyorum.
"Ben..." "Sen ne ufaklık?" Bir şey bulmalıyım. Ha! Buldum.
"Hesabı ödemeden gittiniz." Şirince gülümsemeye ve dediğime inanmasını bekledim. Sanırım o daha iyi bir yalan uydurmamı bekliyordu. Bu sırada Ateş yanımıza yaklaşırken "Kimmiş? Ufaklık senin burada ne işin var? Neden bizi takip ediyorsun?" Benim konuşmama fırsat vermeden Yekta söze girdi.
"Hesabı ödememişiz abicim. Onun için bizi takip etmiş." İkisinin yüzünde de inanmadığını belli eden bir ifade vardı. Bir süre yüzüme baktılar sonra sorgulamamaya karar vermiş olmamlılarki bir şey demediler.
Ateş "Geri dön artık ufaklık." Kucağıma bir miktar para atıp gitti. Neyse en azından taksi parası çıkmıştı. Taksiciye kafenin adresini veridim ve ilerlemeye başladık. Kafeye geldiğimde müşterilerin olmadığını ve diğer çalışanların ortalığı toparladığını görüp oflayarak onlara yardıma gittim. Ben gelmeden bir kısmı halletmişlerdi zaten önemli olan patronun sorun çıkarmaması. O da ortalıkta gözükmediğine göre sorun yoktu. İşleri halledip patrondan kısa bir nutuk dinledikten sonra eve gittmek için oradan ayrıldım.
•••
Eve geldiğimde yorgunluktan öldüğüm için direk kendimi odama attım. Ama duş alıp yemeğe inmem gerektiği için dinlenemedim. Duşa girip sıcak bir duş aldım birazda olsa kendime gelmiştim. Bu saatten sonra bir yere gitmezdim Ateş'te evde olmadığına göre rahat rahat pijamalarımı giyebilirim. Normalde Ateş evde olsa o pijamalarla onun karşına çıkmazdım aksi halde benimle bütün gece dalga geçerdi. Çiçekli pembe pijamalarımı giyip aşağıya indim ve yemeğe oturdum. Yorgun olduğum için canım bir şey istemediği için birkaç bir şey atıştırıp yukarı çıktım. Dişlerimi fırçaladım ve yatağıma doğru ilerledim. Aklım Melis'te olsada Buğra yanında olduğu için sorun yoktu. Onunla mesajlaştım ve bu gece ve yarın hastanede kalıcaklarını öğrendim. Yarın onu görmeye gidebilirdim. Tam uykuya dalmak üzereyken telefonumun mesaj sesiyle uykum bölündü.
Gönderen: -A-
"Doğru seçimi yapacağını biliyordum ufaklık." Mesaj atmak için geç bile kalmıştı. İyi mi yaptım kötü mü yaptım bilmiyorum ama başkalarının zarar görmesine izin veremezdim. Onu bugünlük umursamayıp kendimi uykunun kollarına bıraktım.
•••
Sabah uyandığımda saat ondu. İnsan cumartesi olunca daha çok uyumak istesede bugün işlerim vardı ve kalkmak zorundaydım. Kendimi zorlayıp yataktan kalktım ve paytak bir şekilde tuvalete gittim, işlerimi halledip çıktım. Yüzümü yıkayınca birazda olsa kendime gelebilmiştim. Dolabıma yönelip içinden her zamanki kıyafetlerimden birini alıp giydim. Aşağıya indiğimde yine her zamanki gibi annem kahvaltıyı hazırlamıştı. Masaya oturup hep birlikte kahvaltımızı yaptık. Melis'i görmeye gideceğim için kahvaltının tadını çıkaramadan kalkmak zorunda kaldım. Yukarı çıkıp dişlerimi fırçaladım ve yanıma alıcaklarımı çantama koydum, boynumdan geçirip taktım ve aşağıya indim. Bugün hava soğuk olmadığı için üzerime bir şey almamaya karar vermiştim ama annem o çok önemli isteği (!) üzerine giymek zorunda kaldım. Yoldan geçen bir taksiyi durdurup bindim ve hastanenin ismini söyledim. Bütün yolu etrafı izleyerek geçirdim. Hastaneye geldiğimizde parayı ödeyip taksiden indim. İçeri girip danışma bölümünden kaldığı odayı öğrenip o tarafa doğru ilerledim, etraf çok sade ve beyaz renklerle döşenmişti. Bir çok hasta ve yakını vardı. Melis'in odasını bulunca kapıyı tıklatma gereyi duymadan içeri girdim. Onu görünce hemen koşup ona sarıldım koluna değmemeye çalışsamda başarısız olduğumu Melis'in inleyişinden anladım.
"Nasılsın canım? Kolun çok acıyor mu?" Gülümsememe karşılık gülümseyerek cevap verdi.
"İyiyim, kolumun biraz ağrısı var o kadar sen nasılsın?" Ne olduğunu bilmediğim bir şeye bulaştım seni tehlikeye attım, kendimi tehlikeye attım, Yekta'ları tehlike attım ama iyiyim mi? Sanırım bunu söyleyemezdim.
"İyiyim." İnandırıcı olmaya çalışarak söylediğim cümle karşısında toparlamaya çalışmak için girişimde bulundum.
"Bakıyorumda Buğra sana çok iyi bakmış." Bunu yarım ağız söylemem Melis'in biraz kızarmasına sebep olsada ve bana bunun hesabını daha sonra sorucak olsada buna değerdi.
•••
- Belis -
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saklandığın Yerden Çık
Roman pour Adolescents"En sade doğrular mı? Rengarenk yalanlar mı?" Karanlığın en derinine saklanmış üç kız... Karanlığın ta kendisi olan bir grup... Tek istedikleri karanlığın kuytu köşesinden çıkıcak bir ışık. Kimisi için umut ışığı hayalleri için, kimisi için huzur ı...