KISIM 18

2.9K 301 52
                                    

Sarp'ın haklı söylenmeleriyle geçen bir saatin ardından ikinci kahveleri yapmış onu dinlemeye devam ediyordum.

''Buraya gelişimin sorumlusu sen değilsin kendini bunu bir yük olarak gör istemiyorum ama sana saygı duymayı bilen insanların varlığına böyle sırtını dönemezsin.'' Sarp'ın sözlerinde ki mana can sıkıcı derecede doğruydu. Erşan bana, duygularıma saygı duymuyordu ve ben onun için kaç yıllık dostuma yüzümü çevirmiştim. Elimde döndürdüğüm çakmakla sigaramı yakıp Sarp'a baktım. Gözlerinde öfkeden ziyade kırgınlık vardı artık.

''Ne desen haklısın. Sana kendimi savunacak değilim ama Sarp engel olamıyorum. Konu Erşan olunca mantığım devre dışı kalıyor sanki bir kuklayım ve görünmez iplerim onun elinde gibi. Onunlayken bana o kadar güzel davrandı ki bildiğimiz Erşan gitmiş yerine bambaşka biri gelmiş gibiydi.''

Sarp gözlerini kuşkuyla kıstığında duraksasam da konuşmaya devam ettim.

''Tabi her şey bir göz yanılmasıymış. Ben orada salak bir kız gibi onun yollarını gözlerken Farah'laymış.''

Kelimeler ağzımda fısıltıya dönüşürken sigaramdan derin bir nefes çektim. Sarp'ın gözlerinde merhamet boy göstermeye başladığında karşımdaki koltuktan kalkıp yanıma geldi. Saçlarımı şefkatle okşayıp yanıma oturduğunda kendimi dolan gözlerime meydan okurken bulmuştum.

''Kalbinin kırıklığı kilometrelerce öteden fark ediliyor güzelim. Bunu göremeyip seni bu hale sokan bir adamın verdiği birkaç saatlik mutluluğa mı ihtiyacın var?''

Söylediği şeyler gerçekleri yüzüme vurur gibiydi. Kalbimin kırık parçaları canımı yakarken elimdeki yarayı saran Erşan yoktu. Hem de bu defa cam da oydu canda. Sessizliğimiz boşlukta yankılanırken Sarp saçlarıma bir öpücük kondurdu.

''Ferda sana bir şey soracağım.'' Yüzümü yüzüne çevirdiğimde sormak istediği şey için doğru kelimeleri seçmek ister gibi bir hali vardı.

''Sen Erşan'a bir şeyler hissediyorsun değil mi?'' Kendime sormaya korkup kaçtığım, halının altına süpürdüğüm bu soruyu başkasından duymak sarsılmama neden olmuştu. Vereceğim cevap bir şeyleri kabullenip daha büyük acıları kucaklamak demekti.

''Ben de bu sorunun cevabından korkuyorum Sarp.'' Sarp anlayışla saçlarımı okşamaya devam ederken ben de bu soruyla hiç karşılaşmamış olmayı diliyordum.

''Aşacağız güzelim, bunu da aşacağız. Biz nelerin üstesinden geldik bu hayatta bununda üstesinden beraber geleceğiz.''

Bunun gerçek olmasını dilemekten başka çarem yoktu. Aşacaktık, aşacaktım.

Sarp'la geçirdiğim birkaç saatin ardından eve gitmek üzere ondan ayrılmıştım. Taksiye binip çantamdan telefonumu çıkardığımda gelmiş olan mesaj yüzümde hafif bir tebessüme neden oldu.

Gönderen: KORAY

Yarın akşam 21:30 da Peak Bar'da sahne alacağız. Gelmeni çok isterim.

Koray'ı ve grubunu dinleme fikri beni heyecanlandırsa da bunun için önce Sarp'la konuşmam gerekiyordu. Koray'ın Kıvaç'ın kardeşi olması beni tedirgin eden bir durumdu. Okulda bana bir şey yapamayacağını biliyordum. Koray'ın kötü bir insan olmadığına olan inancım ağır basıyordu ama bu şehirde güvendiğim insanlar canımı acıtmaya meyilliydi. Tedbir almaktan zarar gelmezdi.

Gönderen:FERDA

Söz vermeyeyim ama gelmek için elimden geleni yapacağım.

En azından Sarp'ı ikna etmek için elimden geleni yapacaktım. Eve geldiğimi fark ettiğimde taksiciye ücretini ödeyip arabadan indim. Yemek saatine az kaldığından aceleyle eve girip üstümü değiştirdim ve yemek salonuna indim. Peyker Hanım geldiğimi görünce masayı işaret edip servisi başlattı. Sessizce yemeğimizi yerken yarın için Peyker Hanımdan izin almam gerektiği fikri beynime dolmuştu. Ben ne söyleyip izin alsam diye düşünürken Peyker Hanım'la göz göze geldim.

KALENDERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin