KEYİFLİ OKUMALAR DİLERİZ, LÜTFEN VOTE VE YORUM ATMAYI UNUTMAYIN (:
ASRIN
Saatlerdir bakmadığımız tek bir yer kalmamıştı. Ne kadar kafe, park, bar, restoran varsa ya gitmiş ya da arayıp sormuştuk. Şimdi ise elde koca bir sıfırla Nirvanadaki ofiste oturuyorduk. Erşan oturduğu koltukta dizini stresle sallarken Selin ortalıkta volta atıyordu.
''Abi sen eve gittin ya oraya ne dedin? Hanımefendinin hışmına uğramamak için haberi olmadan bir şey yapmaz bence.''
Erşan, Cenk'in sorusuyla yüzünü buruşturup doğruldu.
''Hiç biri bir şey bilmiyor. Akşam hep birlikte kışlık eve geçeceğimizi, onu haber vermek için uğradığımı söyledim.''
''Yani bulamazsak ihale bize kalacak.'' Erşan lafımla birlikte sinirden kızarmış gözlerini bana dikti.
''Öyle bir şey olmayacak. Bulacağız.'' En azından hala inancı vardı. Selin aniden durup bana döndüğünde ben de gözlerimi ona kilitlemiştim.
''Peak'ten haber alan var mı?''
Başımızı olumsuzsa sallamıştık. Zaten içimizden kimse Kıvanç'la iletişim kuracak değildi.
''Kardeşine kızıp abisine mi gitti?'' Cenk'in yorumu ofisin ağır havasını iyice germişti. Erşan başını iki yana yatırıp çıtlattı ve ayaklandı.
''Boş konuşma oğlum, boş konuşma.''
''Kim arayacak büyük piçi?'' En nihayetinde mekanına gidemezdik. Tek çare aramaktı.
''Selin arasın. '' Selin Erşan'a kaçamak bir bakış atıp bana döndü.
''Ne alaka Selin?'' Sorumla birlikte Selin hızla lafa atılıp konuşmaya başladı.
''Aynen ben arayayım. Sonuçta sizinle olduğumu düşünmeyeceği için doğruyu söyler.''
Cebinden alelacele telefonunu çıkartıp hızla Kıvanç'ı aramıştı. Numarasının kayıtlı olduğu gerçeğiyle mi yüzleşmiştim ben az önce?
''Hoparlöre al Selin.'' Erşan'ın isteğini başıyla onaylayıp telefonu hoparlöre aldı ve beklemeye başladı. Daha üçüncü çalışta telefonu yanıtlanmıştı.
''Efendim.'' Kıvanç piçinin sesini duymak tüm kaslarımı geriyordu.
''Kıvanç merhaba, ben Selin.''
''Aaa. Selin. Naber, nasılsın güzelim?'' Selin'le gözlerimiz bir anlığına birleşmişti. Bu yavşak herif bu kızla nasıl böyle konuşabiliyordu? Aralarında böyle bir samimiyet mi vardı?
''Teşekkür ederim iyiyim. Şey ben sana bir şey soracaktım da o yüzden rahatsız ediyorum.''
''Ne rahatsızlığı istediğin zaman arayabilirsin. Ben uyuyordum, arayanın sen olduğunu fark etmedim. O yüzden biraz afalladım kusura bakma.''
Ortada ki yürümeyi fark eden tek ben miydim? Kontrol etmek için Erşan'a döndüğümde tek kaşını kaldırıp bana baktı. Bu bakış ''Aynen öyle kardeşim.'' bakışıydı.
''Hiç önemli değil. Ben sana Ferda'yı soracaktım. Ulaşamıyorum da acaba Peak'te veya yanında olabilir mi?''
''Hayır ben evdeyim. Peak de kapalı şu an orada da olamaz. Koray'a sordun mu?'' Demek ki hala kardeşiyle konuşmamıştı. Selin durumun farkında olduğundan bir es verdi.
''Yok onunla değil.''
''Takıldığı çakallara sordun mu?'' Şu an en son mesele edeceğimiz şey Kıvanç'ın arkamızdan sallamasıydı. Zira daha büyük bir problemimiz vardı. Ferda onunla da değilse neredeydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALENDER
ChickLitMasum olmak için çok geç , gerçekler için çok erken. Baş parmağını alt dudağımda sürüyerek çeneme kadar indirdiğinde sadece yutkunabilmiştim. Bu adam benim sonum olacaktı... Parmakları az önceki narin dokunuşlarının aksine çenemde sertleştiğinde a...