Sabah uyandığımda üzerimde dünkü kıyafetimin kaldığını yeni fark etmiştim. Alarmımın çalmadığını hatırlayıp hızlıca saate baktığımda 12.18 olduğunu gördüm. Oflayarak kafamı geri yastığıma koyduğumda başım çok ağrıyordu.
Zaten okula geciktiğim için artık gitmeyecektim. Ki erken uyansam bile gidecek enerjiyi kendimde bulamazdım. Dün gece beni epey yormuştu.
Telefonumu elime aldığımda Sera'dan birkaç tane cevapsız arama ve mesaj görmüştüm.
Sera:
EBRAR
NERDESİN
KIZIM KORKUTMA BAK BENİ
POYRAZLA NE YAŞADINIZ
NAPTI SANA
KAFAYI YİYCEM AÇ ŞU TELEFONU
EBRAAARRRRRİç çekip telefonumu geri komodinime bıraktığımda gözümde kalan makyaj gözümü acıtıyordu. Acilen toparlanıp kendime gelmem lazımdı.
Hızlıca bir duş alıp yüzümdeki tüm makyajdan kurtulmuştum. Islanınca düzlüğü giden dalgalı saçlarıma krem sürdükten sonra üstümü giyinip aşağı indim. Ama öncesinde bir şey yapmam lazımdı.
Poyraz'ın kaldığı odaya girdiğimde tahmin ettiğim gibi gelmemiş olduğunu gördüm. Eşyaları hâlâ yatağının üstünde duruyordu. Derin bir nefes alıp çantasına eşyalarını yerleştirdim. İlla bunları almaya gelecekti ve amacım ona çantayı fırlatıp konuşmayı olabildiğince kısa tutmaktı.
Yanındaki küçük komodine bıraktığı gözlüğünü koyarken içimden her şeyin ne kadar farklı olabileceğini düşündüm. Gerçekten yaptığı o kadar anlamsızdı ki. Resmen ona doğru yaklaştığımda birden tüm hareketleri değişti ve bambaşka birine dönüştü. Tamamen sebepsizce.
Çantasının fermuarını kapattıktan sonra elime alıp aşağı indim. Kapının kenarına koyduktan sonra mutfağa geçip bir bardak su içtim. Bir yandan da kendime kahvaltı hazırlamaya başladım.
Dolapta Poyraz'ın yaptığı cheesecakei görünce sinir katsayım artmıştı. Kendi kendimi yatıştırarak tabağı es geçip süte yöneldim ve kahvaltı hazırlamaya devam ettim. Daha fazla modumu bozamazdı.
Çok uyumanın verdiği enerjiyle de kahvaltıdan sonra evi biraz temizledim. Hem annemin yokluğunda kirlenmesini istemezdim. Sera'ya da her şeyin iyi olduğunu mesaj atıp telefonumu kapatmıştım. Şu anlık olanları ona da anlatasım gelmiyordu.
Akşama doğru annemle biraz telefonda sohbet etmiştik. Ona da elbette ki hiçbir şeyden bahsetmemiştim. Zaten çok yoğundu bir de buna kafayı takmamalıydı.
Okulun çıkış saati kapımın çalmasıyla direkt kimin geldiğini anlamıştım. Tezgahtaki laptop'ımı indirerek kapıya doğru yöneldim ve açtım.
"Şey. Ben-"
Poyraz'a direkt yandaki çantayı uzattığımda önce bana sonra çantaya bakmıştı. Yavaşça çantaya uzanıp aldığında tam kapıyı tekrar kapatıyordum ki eliyle beni engellemişti.
"Ebrar."
Derin bir şekilde iç çekip yavaşça kapıyı tekrar açtım. Evet onu yine görmek istiyordum ama bunu ona hissettiremezdim. Dün yeterince rezil olmuştum.
Bir şey demesini beklerken sırt çantasını takıp bana tekrar dikkatlice bakmıştı.
"Okula gitmedin mi?"
Bunu sorduğuna göre o da gitmemişti.
"Gitmedim."
"Neden?"
"Sanane."
Artık susması gerektiğini anlayıp başını salladıktan sonra ani bir ruh değişimiyle oflayıp gözlerini devirmişti. Birden kapıya daha çok yaklaşıp tam önümde durduğunda bu sefer yerimde kalmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
neighbour • yiğit poyraz
Fanfiction"Hatta sana asla bilmemen gereken, en büyük itirafımı söyleyeyim mi?" Lütfen söyleme. Ya da söyle. Ne geleceğini kestiremezken Poyraz sonunda gözlerini açıp loş ışıkta benim gözlerime bakmıştı. Yatakta hafif doğrularak kulağıma yaklaştığında nefesin...