on iki

1.3K 76 114
                                    

"Senin sadece benimle olmanı istedim."

Konuştuğunda kulağıma değen dudakları tüm hücrelerimi titrettiğinde geri çekilip yerine yatmıştı. Ben ise hâlâ söylediği şeyin etkisindeydim.

Ya ben dün farklı bir Poyrazlaydım ya da şu an rüya görüyordum. Sarhoşluğuna veriyor olsam da yine de bu cümleleri söylerken sesi gayet ciddi geliyordu ve beni en çok etkileyen de buydu.

Tepkimi bekliyor gibi bana bakarken oflayarak sırtımın üstüne yattım. Gözlerine baktıkça nefesinin sıcaklığını hatırlıyordum ve bu bana hiç yardımcı olmuyordu.

"Sadece uyu Poyraz."

"Başka bir şey yapma gibi bir planım yoktu. Ama eğer senin varsa.."

Göz devirip ona baktığımda ağzı hafif aralıktı ve gözleri açıkla kapanık arasındaydı. Tekrar tavana baktıktan sonra gözlerimi kapattım.

"Bunları sadece sarhoş olduğun için söylüyorsun. Aslında böyle düşünmüyorsun."

Daha çok kendi kendime konuştuğumda bana cevap vermemişti. Gözlerimi tekrar açıp tavana karşı fısıldamıştım.

"Keşke düşünsen.."

Dönüp ona baktığımda sızmış olduğunu gördüm. Çoktan depderin bir uykuya dalmıştı. Birkaç saniye sabit kalan göz kapaklarını izledikten sonra kendimi sabah olacaklara hazırlayıp uyudum.

Ve bir okul günümden daha olacaktım..

-

Sabah uyandığımda Poyraz hâlâ uyuyordu. Zaten uzun bir süre uyanmaz diye sessizce yataktan çıkıp elimi yüzümü yıkadım. Üstümü de giyindikten sonra aşağı inip dünden kalan kahve bardağını yıkadım.

Son iki günüm aşırı garip geçiyordu ve ben ne olduğunu bile anlayamadan daha garip olaylar oluyordu. Artık o kadar her şeye hazırlıklıydım ki bir anda Poyraz gelip evlenme teklifi etse ona bile tepki vermezdim.

Saat neredeyse 14'e gelmişti ve Poyraz hâlâ uyanmamıştı. Bir süre sonra laptop'ımda gezinirken Poyraz'ın merdivenlerden inme sesiyle o tarafa dönmüştüm. Başını tutarak direkt mutfağa geldiğinde laptop'ımı kapatmıştım.

"Bir an hiç uyanmayacaksın sandım."

Kendim güldüğümde o tepki veremeyecek kadar akşamdan kalmaydı. Dolaptan bir ağrı kesici alıp ona uzattığımda suyla içmişti. En azından baş ağrısından kurtulacaktı.

"Dün noldu?"

Tahmin ettiğim gibi hatırlamıyordu. Buna sevinsem mi üzülsem mi diye düşünürken dudaklarımı bastırarak gülümsedim.

"Sarhoştun, buraya geldin. Uyudun sonra."

Ona başka yaptığı şeyleri anlatmak istemiyordum. Ortam daha da garipleşirdi. Hem eğer gerçekten hissederek söylemiş olsaydı eminim ki hatırlardı.

"Umarım öncesinde saçmasapan bir şey söylemiş ve yapmamışımdır."

Bir süre ona baktıktan sonra gözlerimi kaçırarak yere bakmıştım. Hatırlamaması beni çok üzüyordu.

"Sanırım bir ara cheesecake tatlısını çok sevdiğini söyledin."

Dediğime güldükten sonra başını sağa sola salladı.

neighbour • yiğit poyrazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin