on dört

1.3K 66 49
                                    

Araba gözden kaybolana kadar bekledim. Artık tamamen gittiğine emin olduktan sonra direkt evden çıktım.

Koşa koşa Poyraz'ın evine doğru giderken kalbim yine hızlanmaya başlamıştı. Onu göreceğimi bildiğim her saniye hızlanıyordu.

Paspasın altına baktığımda ilk başta anahtarı göremesem de sonrasında bulmuştum. Neyse ki Poyraz kullandıktan sonra tekrar buraya koymuştu.

Kapıyı açtıktan sonra arkamdan tekrar kapattım. Ses gelmediğine göre uyuyor olmalıydı. O an bir de şansıma benden önce okula gitse ne kadar komik olacağını düşündüm.

Yavaşça merdivenlerden çıkarak Poyraz'ın odasına geldim. Tahmin ettiğim gibi yüzüstü yatmış, eli yastığın altında ve dudakları aralıktı.

Bir süre gülümseyerek onu izledikten sonra yavaşça çantamı yere bıraktım. Hiç kıpırdamamasından ne kadar derin uyuduğunun farkındaydım.

Yatağın etrafında dolaşarak sırtını döndüğü boş kısma geldim. Yavaşça ellerimin ve dizlerimin üstünde yürüdükten sonra bir süre daha yukarıdan göğsünün yavaşça inip kalkmasını izledim.

Gülümseyerek üstüne doğru eğildim. Kokusu aniden burnuma dolduğunda yoğun nane aroması ciğerlerime yayılıyordu. Derin bir nefes alarak içime çektikten sonra dudaklarımı yavaşça tişörtünün üstünden omzuna bastırdım.

Başımı yukarı kaydırıp yanağından öptükten sonra gözünün kenarını öptüm. Hafifçe kıpırdandığında bir yandan da gülümsemişti.

Bir elimi üzerinden geçirip iyice rahat ettikten sonra tam tekrar yanağını öpücektim ki aniden uyanıp beni belimden tutarak yatağa sabitlemesiyle durdum.

Gülümseyerek üzerime doğru eğildiğinde gözleri uykulu bakıyordu. Ben ise ani hareketinin etkisinde bir şekilde sadece ona odaklanmıştım. Dudaklarını dudaklarıma kapamasıyla elim direkt saçına gitmişti.

Öpüşünü derinleştirdiğinde belimi kavradıktan sonra ağırlığını bana vermemeye özen göstererek üstüme çıktı. Vücudunun üzerime serilmesi tarif edemeyeceğim şeyler hissettirse de vakit geçiyordu ve okula gitmemiz lazımdı.

"Poyraz.."

Dudaklarının üstüne ismimi söylediğimde geri çekilip yüzüme bakmıştı.

"Buraya sadece günaydın demeye gelmedin herhâlde."

Söylediği şeye güldükten sonra göğsünden ittirerek konuştum.

"Hayır ama buna vaktimiz yok."

"Neden ne işimiz var?"

"Seni okula götürmeye geldim."

Bana bakarak kaşlarını çattığında gülümsemiştim.

"Okula mı?"

"Evet."

"Nasıl yani?"

"Baya. Ben gelmesem gitmeyecektin değil mi?"

"Hayır da.."

"Tamamdır kalk da hazırlan hadi."

Poyraz oflayarak üstümden çekilip yanıma yığıldığında yatakta dirseğimin üstünde durarak ona bakmıştım.

Gerinerek gözlerini ovuşturduğunda sessizce mırıldanmıştı.

"Beni bu saatte sadece seninle olma düşüncesi uyandırabilir."

"Uyandırdığına göre okula da gelebilirsin bence."

"Benim daha iyi bir fikrim var.."

Olduğu yerden bana kol attığında diyeceği şeyi merakla beklemiştim.

neighbour • yiğit poyrazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin