on yedi

1K 62 19
                                    

"Hiç yorma kendini. Ben anlattım."

Sera'nın sesini duymamla elimdeki telefonu kapatmadan yavaşça arkamı döndüm. Gerçekten de oydu.

"Ebrar?"

Poyraz'ın bana seslendiğini duysam da cevap veremezdim. Anlaşılan demin Sera kendi söylediğini itiraf ettiği hâlde Poyraz onu duymamıştı.

Kafamdaki trilyon tane düşünceyi def edip aklıma gelen şeyle telefonu kulağımdan çektim ve kolumu aşağı indirdim. Derin bir nefes alıp Poyraz duysun diye olabildiğince yüksek bir sesle bağırdım.

"Ne demek ben anlattım Sera?!"

Bağırmama şaşırdıktan sonra bana bir tık daha yaklaştı. Amacıma ulaşmak üzereydim. Fakat dedikleri beni yanılttı.

"Cidden kendi suçunu bana yıkmaya mı çalışıyorsun?! O notu kendin gelip bana gösterdin ben ne bileyim ardından annesine vereceğini?!"

Ağzım açık kalmışken karşımda konuşanın Sera olduğuna inanmak istemiyordum. Ne yapmaya çalıştığımı anlayıp o da bağırarak konuşmuştu.

Sabır dileyip şu anda benim için önemli olan kişiye odaklanarak telefonu kulağıma götürdüm.

"Poyraz-"

Telefonun yüzüme kapanmasıyla nefesimin altından küfrettim. İşte şimdi bir şeylerin cevabını almanın tam sırasıydı.

"Senin derdin ne?" dedikten sonra kollarımı çaprazladım. Sera gülümsemişti.

"Önceden sadece Poyraz'dı. Ama şimdi işin içine sen de eklendin."

Gerçekten beynim durmuştu. Şu anda ses tonu, bakışları, mimikleri bile farklı bir insan gibiydi. Bu cidden Sera olamazdı.

"Ne demek Poyraz'dı?"

"Yaklaşık 3 yıldır aşığım ben ona. Ve yazın tam elde etmek üzereydim ki birden sen geldin. Ne yaptıysan da bir şekilde aklına girmişsin."

Şokun etkisinden sonra esen rüzgâr tenime işlemişti. Bu duyduklarım gerçek gibi gelmiyordu. Cidden başından beri tüm arkadaşlığımız bunun üzerine mi kuruluydu?

"Sera, bak eminim bunu konuş-"

"HİÇBİR ŞEYİ KONUŞMAM SENİNLE."

Aniden çıkıştığında irkilmiştim.

"Poyraz'la arama girdin tam nasıl sizi ayırıcam diye düşünürken kendin mal gibi annesinin bilmemesi gerekiyor dedin kozu bana sen verdin Ebrar."

Nefesim daralmaya başlamıştı. Arkadan boğukça gelen müzik sesi iyice boğuklaştı.

İhanetin de etkisiyle gözlerim dolduğunda istemsizce sesim çatladı.

"S-sana.. güvendiğim için."

"Ay kıyamam. Bak iyi olmuyormuş değil mi birinin aniden ellerinden kayıp gitmesi."

Bu kadar kötü olamazdı. Gerçekten bu kadar merhametsiz olamazdı.

"Seni çok yanlış tanımışım."

"Evet. Ama korkma Poyraz'ı senin için ağlarken yalnız bırakmıycam. Gerçi 3 günlük ilişkiniz için ne kadar ağlıycaksa.."

Histerik bir şekilde güldüğünde sinirden ağlamam daha da artmıştı. Gözlerimi sildikten sonra hızlıca yanından geçip yürümeye başladım.

"Dur bekle daha bitmedi söyleyeceklerim!"

Arkamdan bağırsa da umursamadım ve kalabalığın arasına karıştım. Yüzümü gizleyerek yürümeye çalışıyordum ki kapıya ulaşamadan bir vücuda çarpmamla duraksadım.

neighbour • yiğit poyrazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin