3.BÖLÜM

118 41 50
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR ❤️

Önüme düşen saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdığında,
Yüzünü biraz daha yaklaştırıp dudaklarını kulağıma degdirdi.

"Bitti mi küçük kız"

🦋

Her insanın yaşadığı hayat farklıydı.
Her insanın Dünya'da kaldığı zaman da çok farklıydı.

Hayat adaletsiz davranıyordu.
Bazıları rüyamızda bile göremeyeceğimiz şeyler yaşarken bazıları kabus bile olamayacak şeyler yaşıyordu.
Peki hayat mı acımasızdı,
insanlar mı ?
Ben bu soruya bir cevap bulamıyordum.

Şu an sanki bütün evren susmuş, sadece nefeslerimiz konuşuyordu.

Kuşlar, insanlar, hatta yağmurlar bile neden bu kadar sessizdi.

Neden böyle garip hissediyordum.
Bir ad bulamıyordum ama içimde bir yerde nefret duygusu hissedemiyordum.
Arkamdaki yaşlı adama bakınca o duygu tamamen beni ele geçiriyordu fakat  karşımdaki genç adam bana bu kadar yakınken nefeslerimiz birbirine değerken ve gözlerinin içine bu şekilde bakarken o duygu hariç her duyguyu hissediyor gibiydim.

Kendimi toparlayıp hızla geri çekildiğim de, "buraya neden geldim." diye sordum arkamı dönüp yaşlı adama baktığımda kaşlarını hafif kaldırdı.

"Sen" dedi oldukça kalın sesi ile,
"Herşeyi merak ediyorsun ama burada en iyi anlayacağın şeyde bu olacak."

Arkasını dönüp cam kenarına doğru ilerledi ve dışarıdan gözlerini ayırmadı.

"Merak hiç bir zaman iyi değildir.
Bir gün tüm herşeyin sebebini anlayacaksın, ama o zaman şu an değil, bir süre misafirimiz olacaksın bu uzun bir süre de olabilir kısa da, orasını sen belirleyeceksin."

"Şimdi birbirimizi tanımamıza izin ver."
Bakışlarını pencereden asla ayırmıyordu.
Umursamaz tavırlar sergiliyordu ve bu beni daha çok sinirlendiriyodu.

"Ben tanışmak istemiyorum."
Net bir sesle söylediğim cümle ile arkamda bir hareketlilik olduğunu hissettim.

Adım sesleri karşıma kadar gelip durduğunda,

Kafamı yerden kaldırdım.
Karşımda adımlarını durduran genç adam,
"Burada öğreneceğin bir şey daha" dedi ve nefes alıp devam etti.

"Sana ne düşündüğünün sorulmadığı olacak, bu umrumuzda mı sanıyorsun?"

Gözlerimi kapatıp açtığımda sinirle konusmaya başladım. "Siz ruh hastasımısınız?"

Bir adım geri atıp aramızdaki mesafeyi biraz daha açtım.

"Kendinizi ne sanıyorsunuz? kim olduğunuz umrumda değil.
Benim tek umrumda olan" dediğimde parmağımla yeri işaret ettim.
"Buradan çıkmak."

Söylediklerimi takmayıp elini kaldırdığında "Asil Dağlıca"dedi.

Bu hareketler cidden canımı sıkmaya başlamıştı.

Açtığım mesafeyi kapattım.
"Sana adını sorduğumu hatırlamıyorum."

Bir adım yaklaştı ve mesafeyi sıfıra indirdi.
Eli tekrar saçıma gittiğinde, geri çekilmek istedim ama yapamadım.
"Ve küçük kız benimle böyle konuşamayacağınıda anlayacaksın."

Elimi kaldırıp kolunu itmeye çalıştığımda "bana dokunma hakkını sana kim veriyor" diye sordum.

Sorumu cevapsız bırakıp kafasını yaşlı adama kısaca çevirip tekrar bana döndü. "Babam Semih Dağlıca"

ASEL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin