21. Durak

6.2K 553 533
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

21.DURAK

"Zamanın elinde acımasız bir kurşun: geçmiş. Göğsünü deler, kanatır, nefesini keser."

Öfke, sinsi bir duman gibi bedenine yayılmaya başladığında içinde kalan yalnızca kötü anlar olur. Yaşanılanlar, insanlara iyi ya da kötü izler bırakırken önemli olan kimden gittiğinden çok ne zaman gittiğindir. İstanbul'da yaşananları düşündükçe göğüs kafesimin daraldığını hissediyorum. On yedi yılımı geçirdiğim şehrin altında çocukluğum yatıyor gibi hissediyordum ve bu his beni boğmaya yetiyordu.

Anılara ve hatıralara saygım her zaman sonsuzdu fakat İstanbul'da yaşananları hiçbir zaman bana ait anılarmış gibi sahiplenemedim. Kötü günlerin yanı sıra güzel zamanlar geçirsek de göğsümün içerisinde oluşan boşluk gittiğim günün bana miras bıraktığı bir histi.

Onlarca şehri ardımda bırakmıştım fakat İstanbul benim terk ettiğim değil, beni terk eden ilk şehirdi. Bahçesinde koştuğum okul, yarını düşünmeden kahkahalar attığım ev ve arkadaşlarım... Şimdi hepsi acı bir hatıradan ibaretti.

Yaşanılanların ne olduğundan çok kimin yaşadığı önemliydi ve ben bunu İstanbul beni terk ederken öğrenmiştim. Mert ile aynı hikâyenin iki farklı başrolüydük. Aynı evlerde, aynı okulda, aynı anılarla büyüdük. Yaşanılanlar beni kaçmaya iterken ona aradığı hayatı buldurdu ve bu yalnızca karakterlerimizle alakalıydı.

Bu yüzden uzun süre önce acı yarıştırmayı, insan karşılaştırmayı bırakmıştım. Bazen sadece hislerimizden ibarettik. Belki yaşanılanlar bir başkasının başına gelseydi benim verdiğim tepkileri vermez, benim kadar dramatize etmez ya da etkilenmezdi. Fakat bu ihtimalle birlikte belki de bir başkası benden daha fazlasını hissederdi. Bu yüzden ne yaşandığından çok yaşanılanların kime ne hissettirdiğiyle ilgileniyordum.

Başımı yasladığım uçağın camında geçmişi ve o geçmişin bana getirdiklerini düşündüm. Bir ağustos sabahı, Mert ile yaz okuluna giderken sokakta şakalaşmalarımız geldi aklıma. Yürüdüğümüz uzun yolda, olacaklardan habersiz adımlar atıyor bugünler için hayaller kuruyorduk. Gitar kursuna gidiyordum, buz pateni yapıyordum, arkadaşlarımla sabahlıyordum, çocukça flörtler yapıyordum.

45. DURAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin