Merhaba, ben geldim. 12.12.2021 tarihinde, çünkü bugün Yekta'nın doğum günü. Bölüm öncesi içimden ona birkaç cümle yazmak geldi.Aklıma ilk düştüğünde sadece benimle konuşuyordun ve konuştuğun kişi aynanın yanında, yere düşen gölge. Elindeki oyuncağa sarılan küçük kızdı. Söylediğin her cümleyi ona söyledin. Ve bana kurduğun ilk cümle "Yaşamayı ihtimallere bırakamazsın." olmuştu. Sadece bunun için bile yaşamayı ihtimallere bırakmadım, bırakmayacağım. 12.12.1995, bir mum da senin için yaktım. İyi ki doğdun Yekta Emir Ilgaz.
Keyifli okumalar...12.DURAK
Cem Adrian, Birsen Tezer /Beni Hatırladın Mı?
"Kum taneleri birer birer düşerken aşağıya, tükeniyor umutların. Yine de uzattığım elleri tutma, çünkü bilirsin; bir gün ben de gideceğim."
Birisini tanıman, onun ne yapacağını bilmekten ziyade neyi neden yapacağını bilmekti. Geçmişe giden yollar, sana insanları anlatırdı. Acılar, zamanla hafiflerken zaman başka yollar çıkartır ve o yollarda karşılaştığın insanlar birer birer acından pay alırdı.
Eksile eksile yürüdüğün yollardan bir gün geriye baktığında kendine ait tek bir parça göremezdin. Sonra bir adam gelir, sana kendini hatırlatır.
Zaman acımasızdır, kum taneleri aşağıya süzülürken tutamazsın, geriye dönemezsin. Umutların tükenir, karanlıkta bir el uzatılır. Tutamazsın, korkarsın. Çünkü; herkes bir gün gider bilirsin.
Ve en acısı da biliyorum, onlar gitmese bile bir gün ben gideceğim.
Zehra'nın kolları Yekta'nın bedenine sarılmışken, Yekta'da kollarını ona dolamış ve onu göğsüne doğru bastırmıştı. Üzerinde, evden aceleyle çıktığını belli eden pijamaları vardı. Saçları açık duruyordu.
Öylece yanlarında kalmış, ne diyeceğimi ne yapacağımı bilemez bir halde bekliyordum. Böyle bir ana şahitlik etmesi gereken kişi miydim bilmiyordum. Bu kadın kimdi, Yekta'nın hangi anında ona dokunmuştu?
"Abi," Zehra'nın kısık sesi, sessiz sokakta yankılanırken ne demem gerektiğini bilemedim. Yekta, bir elini Zehra'nın saçlarına götürerek onları okşadı.
"Nasıl geldin buraya?" Yekta, Zehra'dan hafifçe uzaklaşarak konuştuğunda bir gözü hafifçe bana kaydı. Gözlerinde hüzün ve mahçup bir ifade vardı.
"Evde yoktun, buraya geleceğini duydum. Ben, görmek istedim. Özür dilerim." Zehra, art arda konuşurken Yekta'dan neden özür dilediğini anlayamamıştım. İkisinin de yüzüne özlem ve acı vardı.
"Zehra,"
"Bir şey söyleme." Diyerek Yekta'nın sözünü kesti Zehra.
"Şimdi gideceğim, seni çok seviyorum." Gözleri bir an için bana kaydı. Vakti olmadığından mı yoksa konuşmak istemediğinden mi bilemedim, yalnızca dolu gözleriyle bakarken hafifçe gülümsedi ve koşar adımlarla yanımızdan uzaklaşırken bir yandan Yekta'ya seslendi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
45. DURAK
Teen FictionAkasya, geçmişinin ona hissettirdiklerinden kaçarken her yıl şehir değiştirmek zorundadır. Bir yıl boyunca edindiği arkadaşlıklarını, ilişkisini geride bırakarak doğum gününde yola koyulur. On sekiz yaşından beri her gittiği şehirden biraz daha yarı...