14. Durak

11.8K 1.3K 1.4K
                                    

Model - Mey

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




Model - Mey

14. DURAK

"Buz kesmiş ellerin... Bir gün gideceksin diye mi hep kapıda asılı ceketin? Sevgilim, birinin gidişlerini sevebilir misin? Ben seveceğim, adımlarını izleyeceğim."

Kendi hayatımı bir kâğıda aktaracak olsam ilk önce kimsesiz kalışımdan başlardım. Kendi kendimi hapsettiğim bu yalnızlıktan ve geçmişi önüme koymamdan bahsederdim.

İnsan kaç kere bırakır kendi ellerini?

Defalarca kez terk ettim kendimi.

Bir otel odasında, elimde bir sigarayla on sekiz yaşımı kutladığımı hatırlıyorum. Bira şişeleri yanımda dururken nasıl devam edeceğimi, nereden başlayacağımı bilemez durumdaydım.

İlk kez bir şehri terk ettiğimde sanki kendimi de terk etmiştim. Yeniden başlamak zordu. Ardımda bırakmak zordu, gece boyunca ağladığımı; sabahı kaldığım yurdun tuvaletinde karşıladığımı anımsıyorum.

Sonra zaman geçti, ben büyüdüm. Bir kere daha aynı hikâyeye şahit oldum, bir başka şehirde açtım gözlerimi. On sekiz, acı içinde on yediye bakıyordu. Yirmi iki büyümüştü. Yirmi üç kabullenmişti. Yirmi dört sadece yaşıyordu.

Elimi Yekta'nın elinin üzerine koydum. Yirmi dördün ilk arkadaşı. Ona yardım etmek istiyorum, bana hissettirdiği kadar özgür hissettirmek istiyorum. Bu şehri terk ederken onu ardımda mutlu bıraktığımı bilmek istiyorum.

Yekta'nın ses tonundaki çaresizlik kalbimin kırılmasına sebep oluyordu.

Yekta Emir Ilgaz, her ne olursa olsun beni kurtarırdı. Böyle güvenli hissettiriyordu fakat kendisi için atacak tek bir adımı dahi kalmamıştı.

"Biraz senden bahsetsene," dedi sırtını duvara yaslayarak bana dönerken. İlk kez şehre değil, tamamen bana odaklanmıştı.

Yüzümü ona doğru çevirdim. Duvarın üzerinde olduğum halde boyuna tam olarak yetişememiştim.

"Nasıl şeyler mesela?" dedim kafasını dağıtmak istediğini fark ettiğimde.

"Bilmem, anı, hatıra, hislerin." Mırıltı gibi çıkan sesinin ardından ne söylemem gerektiğinden emin olmasam da ona cevap verdim.

"İlk kez insanları terk ettiğimde canım çok yanmıştı," dedim zihnime düşen anıyı ona açarak.

"Sadece on sekiz yaşındaydım ve Kars'taydım." Kaşlarının çatıldığını hissettiğimde ona döndüm. "Neden Kars diyeceksin değil mi? Özel bir sebebi yok aslında, sadece uzak bir yer olsun istiyordum. Bu yüzden İstanbul'dan Kars'a geçtim," dedim soracağı soruyu ön görerek. Başıyla beni onayladığında devam ettim.

45. DURAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin