17. Durak

11.6K 1.1K 686
                                    

Deeperise, Raf

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Deeperise, Raf

17.DURAK
"Aklını kaybedecek kadar sevdiğinde, sevdiğini de kaybedersin. Çünkü akıl, kalbin galip başladığı savaşları böyle kazanır."

Korku bir zehir gibi insanın vücuduna yayıldığında zihnimiz varlığını kaybediyordu. Sessizlik içinde, ruhunun derinlerinde saklanan kötülük tohumları birer birer gün yüzüne çıkıyordu.

Her insanın içinde iki ayrı kişilik vardır. Hep buna inanırdım, sadece bazılarımız kötü yanının iyi yanına galip gelmesine izin vermezdik.

Birini sevmek kalbini ona bağlamaktır. Her düğümün çözüleceğini, kopacağını bilsen de kabul edersin bu bağı ve aklını kaybedecek kadar çok sevdiğinde sevdiğin kişiyi de kaybedersin çünkü akıl, kalbin galip başladığı savaşları böyle kazanır.

Ellerimi Yekta'nın ellerine sardım. Kalbimin yavaş yavaş ona tutunmasına izin verdim. Birini sevdiğinizi nasıl anlarsınız? Birisine nasıl güvenirsiniz?

Yekta'yı nasıl tanıdım, ona nasıl güvendim bilmiyorum. Her zaman olduğu gibi ilerleyen ama hiçbir zaman olmadığı kadar derin hissettiren bir yanı vardı. Ona karşı sadece hissettiklerimden ibarettim. Kalbim bizim savaşımızda galip başlamıştı.

Sonumuzun böyle olmasından korktum.

Onu aklımı yitirecek kadar sevmekten ve onu kaybetmekten korktum. Aklımın bu savaşı kazanmasından korktum.

Geçmişte bir yerde hâlâ küçük bir kız çocuğunun yaşadığına inanıyorum. O küçük kızı içimde yaşatırken aynı zamanda büyümeye çalışıyorum.

"Yeniden başlamak gerçekten mümkün mü?" dedim Yekta'ya bakarak. Yanımda, yatağımda uzanıyordu. Yatağımın hemen yanındaki duvara bir takvim asmıştım. Günler öyle hızlı geçiyordu ki onları takip edemiyordum.

Otuz iki gün olmuştu.

Onunla tanışalı, yeni bir hayat diyerek yola çıkalı otuz iki gün olmuştu.

"Mümkün," dedi. İçtiği sigaranın dumanının odada yayılmasını izledim. Gözlerimi ona doğru kaldırdım. Kemiklerimin ağrıdığını, vücudumun son derece halsiz olduğunu hissediyordum.

"Ama kaçarak değil," dedi ona cevap vermediğimde.

"Yeniden başlamak silip atmak demek," dediğimde başıyla beni onayladı. "Ama gitmek demek değil, burada yanımdayken bile kopabilirsin benden. Şu an bile yeniden başlayabilirsin." Elini bana doğru uzattı ve işaret parmağını hafifçe başıma bastırdı. "Burası," diye mırıldandıktan hemen sonra parmağını göğsüme indirdi. "Ve burası silmedikten sonra hiçbir zaman yeniden başlayamazsın demektir."

"Peki nasıl siler kalp yara izini, nasıl unutur onu ilk defa ağlatan gerçeği?" Sorduğum soruyu beklemiyor muydu yoksa cevabını mı bilmiyordu emin değildim. Sigarasını tekrardan dudaklarına yerleştirdi ve bana cevap vermedi.

45. DURAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin