35

1.2K 130 549
                                    

lumos.

bölüm sonunda bir sürpriz var, bakmayı unutmayın. dört beş gün önce bir bölüm daha yüklemiştim ama bildirim sorunu olmuş, eğer bu bildirimle geldiyseniz önceki bölüme bir göz atın. <3 iyi okumalar!

***

bölüm şarkısı: the neighbourhood - afraid.

when i wake up i'm afraid, somebody else might end up being me,keep on dreaming, don't stop giving, fight those demons, sell your soul, not your whole self

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

when i wake up i'm afraid, somebody else might end up being me,
keep on dreaming, don't stop giving, fight those demons, 
sell your soul, not your whole self.

***

Nefes al, nefes ver.

Nefesini tut, nefesin tutuk. 

Gözlerini yum, kirpiklerini zincirle. 

Dudaklarını mühürle, sırların dökülmesine izin verme. 

Şimdi, arala gözlerini. Buradan çıkınca üç maymunu oyna. 

Sağır, dilsiz ve kör ol. 

Görmedin, duymadın, bilmiyorsun.

Öğrendiklerine kendin bile inanamıyorsun.

İşte şimdi zamanı geldi, karanlığı doğurma vakti can verdi.

İki ileri, bir geri; gerekirse kesip at ellerini.

Git şimdi oraya, bak işte; karanlık olan tam orada.

-

Albus, gözlerini yaşlı adamın yüzünden bir süre ayıramadı. Scorpius tam yanında, adeta donakalmıştı. Sanki en ufak bir hareketlerinde adam uyanacak, ikiliyi odasında bulacak ve onları doğruca Azkaban'a yollayacaktı. Hisleri bu yöndeydi, fikirleri de öyle. Ama yanıldılar. Sessiz ve yavaş adımlar atarak müdür odasından çıktılar. Albus, kapıdan çıkmadan hemen önce son kez Profesör Dippet'e baktı ve ardından kapıyı geçti. 

Saatin kaç olduğunu bilmiyorlardı, herhangi bir pencere göremiyorlardı. Bulundukları ara koridorda onlardan başka kimse yoktu ama fark edilme korkusu, Albus'un aklına daha önce gelmeyen bir şeyi getirdi. "Görünmezlik Pelerin'ini almalıydık..."

"Hay lanet..." dedi Scorpius. "Fazla aceleci davrandık. Dikkat çekmememiz ve daha önemlisi, kimse tarafından görülmememiz gerekiyor." diye devam etti.

"Saat kaç acaba?" diye sesli düşündü Albus.

"Kendi zamanımızda 17.00 civarlarıydı. Belki burada da öyledir." 

"Kaç kez çevirdiğimi unuttum." dedi Albus.

"Saydığını bile bilmiyordum, açıkçası bir ara cidden bizi kendi bebekliğine götürüp kendi kendini kutsayacaksın diye korkmadım değil..." dedi Scorpius, sesi alaylı olmaya çalışsa bile gerginliği yüzünden istediğini başaramıyordu.

gold | james sirius potterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin