30

1.5K 157 538
                                    

lumos.

dört gün içerisinde yayımladığım 3. bölüm oldu bu, eğer bu bildirim ile geldiyseniz 28 ve 29. bölüme göz atmayı unutmayın sakın!🤍

iyi okumalar!

***

bölüm şarkısı: conan gray - heather.

bölüm şarkısı: conan gray - heather

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

why would you ever kiss me?

***

Altı gün o kadar hızlı bir şekilde gelip geçmişti ki, beraberinde herkesi hayrete düşürmüştü. Sanki zaman bir insandı ve altı günün yerine geçen 144 saat, sadece birkaç dakika sürmüştü. Çünkü herkes heyecanlıydı, çünkü herkes delicesine plan yapıyor, kusursuz bir geceye hazırlanıyordu. 

Akşam sekizde başlayacak olan balo için, kızlar erken saatlerden itibaren hazırlanmaya başlamışlardı. Eh, aslında erkeklerin de pek aşağı kalır yani yoktu ama onlar daha çok havalı takılmayı tercih ediyordu. 

Beauxbatons ve Drumstranglı öğrenciler, kavalye bulmak konusunda biraz daha çekimser kalmışlardı fakat Hogwarts öğrencileri varken, kendilerini garip hissetmeleri; ihtimal dahilinde bile değildi.

Beauxbatons'un güzelleri, okulun erkekler arasındaki gözdeleri gibiydi. Hepsi birbirinden güzeldi ve tatlı Fransız aksanları sayesinde, sohbetleri kulağa yumuşacık geliyordu.

Drumstrang'ın şövalyeleri ise tam tersi kızlar arasında popülerdi ve çoktan iki Şampiyonu, Vassil ve Xavier için kapışmalar başlamıştı. 

Vassil, Beauxbatons Şampiyonu Adeline'i davet etmişti.

Xavier ise neredeyse imkansız gözüyle bakılan bir sonuca, üç gün önce ulaşabilmişti. 

"Lütfen, Sofia." demişti 16 yaşındaki Drumstrang Şampiyonu, sarışın kızın peşinde ilerlerken. "Bekle de konuşalım, küs olmak istemiyorum daha fazla seninle." 

"Zaten küs değiliz," demişti Sofia, dümdüz ilerlemeye devam ederken. "Sadece konuşmayı kestik, bu küsmek değil." 

"Hep böyle mi olacağız yani, birbirimizi görmezden mi geleceğiz?" derken çocuğun sesinde gizli bir hüzün vardı. Sofia, bu gizli hüznü fark ettiğinde kaşlarını çattı ve adımlarını durdurup çocuğa döndü. Kollarını sıkıca göğsünde birleştirdi ve ela gözleriyle çocuğun yüzünü taradı. "Böyle olmasını sen istedin," dedi sakin bir şekilde.

"Hayır, hayır! Ben istemedim, yemin ederim!" demişti çocuk, karşı çıkarak. Hiddetini gizleme gereği duymuyordu. "Yalnızca senin küçük Potter'dan hoşlanıp hoşlanmadığını merak etmiştim ve bunu öğrenme şeklim, biraz kırıcıydı. Ama o an bunu fark etmedim bile, yalnızca sonuç odaklıydım..." diye açıklamıştı çocuk kendini. 

gold | james sirius potterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin