lumos.
*******
bölüm şarkısı: pvris - january rain.
cry me like a river.
*******
Aptal Potter, Aptal Potter, APTAL POTTER!
Genesis düşüncelerini durduramıyor, kontrol edemiyordu.
Çok değil, birkaç saat önce James Sirius Potter ile aralarında tensel bir yakınlaşma oluşmuştu ama sonucu ne oldu?
Hiçbir şey!
Hiçbir şey olmamıştı. James, giysileri üzerlerinden tamamen ayrıldıktan sonra James, içten içe bunun bu kadar basit olmasını istemediğine karar vermiş ve durumu kontrol altına almıştı. Herhangi bir birliktelik hali olmamıştı ve bu Genesis'i öfkelendiriyordu. Kendini tuhaf hissediyordu. Kucağına atlayan o kızlar gibi miydi şu anda oğlanın gözünde?
"Aaaah! Aptal Genesis!"
Olduğu yerde tepindi, elini yatağa sertçe çarptı ve uzandı. Elini saçlarına daldırdı ve aniden gelen ağlama isteğine karşı koymadı. Gözyaşları yanaklarını ıslatarak kulaklarına doğru süzüldü. O ana gidiyordu sürekli, kavun ve vişnenin birleşiminden oluşan o enfes anı unutamıyordu, çıkaramıyordu aklından.
Potter'ın tişörtünü çıkarıp bir kenara atışını, kendinin kontrolsüzce pantolonunu fırlatışını unutamıyordu. Birbirleri karşısında neredeyse iç çamaşırları ile kalmışlardı, neyseki Genesis henüz kendi bluzunu çıkarma zahmetinde bulunmamıştı. Bu şerefi çocuğa verecekti fakat çocuk ne yapmıştı? Gözlerini kapatıp kendini dizginlemiş ve bunun böyle olmaması gerektiğini söyleyerek oradan ayrılmıştı.
Genesis, yaralanmıştı. Onuru zarar görmüştü ve düzeltemiyordu.
Gözyaşlarına durmalarını emretti ve derin bir nefes aldı. Yattığı yerden doğruldu, baş harfinin kazılı olduğu sandığa baktı. O bir Hufflepuff'tı. Çocuğu anlayabiliyordu elbet, onu yıllarca koşulsuzca sevmiş biriydi. Özel olmasını istiyordu ve bu güzel bir şeydi fakat o an yaşadığı şaşkınlığı üzerinden atamıyordu genç kız.
Gözlerini kapatıp ellerini yumruk yaptı ve yatağından kalkıp üzerini düzeltti. Akşam yemeği saati gelmişti, Büyük Salon'a inmeli, iyi olduğunun haberini vermeliydi. Sofia büyük ihtimalle oradaydı, yemek saatini kaçırmaktan hoşlanmazdı. Onun yanına gitmeli ve dedikodularla aklını dağıtmalıydı. Belki de Ravenclaw'daki arkadaşları ona bilmeceler sorar, o ise bütün gece çocuğu düşünmek yerine bu bilmecelerin yanıtını arardı. Evet, en mantıklısı buydu.
Yatakhaneden ve Ortak Salon'dan ayrılıp hedefine ilerlerken yüzüne bir gülümseme taktı. Sahte durmadığına emindi, çünkü sahte değildi. Tam karşıdan ona doğru gelen Roséanne, kızıl saçlarını garip bir şekilde topuz yapmıştı. Komik duruyordu fakat bu şekilde bile güzelliğinden ödün vermiyordu Genç Gryffindorlu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
gold | james sirius potter
FanfictionGenesis Avéne Zarukort, çağın en zeki cadısı olmaya aday bir genç kızdı fakat başında bir bela vardı: James Sirius Potter. Potter, okuldaki favorisi olan Genesis ile birlikte, altıncı sınıf döneminde büyük bir tehlikeye atılacak ve Bakanlık'ın yenid...