lumos.
*******
bölüm şarkısı: wafia - heartburn.
control how you respond to things sent to destroy your peace.
******O gün Hogwarts'ta büyük bir heyecan vardı. İki gün sonra Drumstrang ve Beauxbatons, Hogwarts'ta olacaktı.
Dersler çok hızlı geçmişti. Bunun nedeni Profesörlerin bile Turnuva'yı düşünüyor olmasıydı. Bu Turnuva için en çok heyecanlanan kişi belliydi:
James Sirius Potter.Babasının yolundan gitmek ve turnuva şampiyonu olmak istiyordu. Aynısı kardeşi Albus içinde geçerliydi. Ancak o yalnızca katılmak istiyordu. Katılmayacaktı çünkü başına bir şey gelsin istemiyordu. Albus korkak değildi. Sadece fazla mantıklıydı.
Genesis ise yeniden Hogwarts'ı bir Hufflepuff'ın temsil edilmesini istiyordu. Tek arzusu buydu. Cedric Diggory'ı anmak. Bir gurur daha yaşatmak.
Akşam olduğunda Büyük Salon her zamankinden daha dolu ve gürültülüydü. İnsanın başını ağrıtabilecek bir gürültüydü ancak herkes o kadar heyecanlıydı ki kimse bunun farkında değildi.
Genesis tabağındaki kurbağa özlü pastadan bir dilim aldı.
Sofia, hemen yanında heyecanla turların neler olabileceğini konuşuyordu."Bence önceki turları koymazlar. Daha farklı bir şeyler bekliyorum. Ejderhalar, göl ve labirent 40 sene öncesinin modasıydı. Şimdi daha havalı bir şeyler olmalı. Merlin! İki gün sonra hemen katılacağım." dedi heyecanla. Genesis ilk kez onun bu kadar nefessiz konuştuğunu fark etti.
Herhangi bir yorum da bulunmadı.Ancak kendi de merak ediyordu.
Çok merak ediyordu.Yanağına konan sulu bir öpücük ile yerinde sıçradı. Hızla arkasına baktığında otuz iki diş sırıtan bir Albus ile karşılaştı. Göz devirdi ve pastasına döndü. Albus kıkırdadı ve yanına oturdu. "Ne konuşuyorsunuz?" diye sordu.
Sofia, Albus'u görünce bir an duraksadı. "Sana ne, Potter?" dedi sertçe.
Sofia, geçen seneye kadar Albus'u seviyordu. Ancak Genesis'in bilmediği bir sebepten dolayı şu anda nefret ediyor, her an bir Kadavra patlatacak gibi duruyordu.
"Sana da merhaba, Soffy." dedi Albus. Dostuna döndü ve kaşları kalkık
Genesis'e baktı. "Turnuvayı." dedi kısaca Genesis. Şu anda tek istediği pastasını yemek ardından bir tabak daha almaktı.
"Ah, Üç Büyücü Turnuvası demek! Katılmak gibi bir düşünceniz yok, değil mi?" dedi hızla."Katılacağız." dedi Sofia. Albus kaşlarını çattı. "Yerinizde olsam denemezdim bile ancak siz bilirsiniz." dedi Albus.
Albus Severus Potter, anlayışlı bir çocuktu. Kimsenin yaptığı ile ilgilenmezdi. Kendine bir zarar gelmediği sürece. Sadece endişelenir ve kafasında zor durumlarda kullanması gereken büyüleri tekrarlar dururdu.
Profesör McGonagall'ın boğazını temizlemesi ile Büyük Salon'a aniden bir sessizlik hakim oldu.
"Öncelikle herkese iyi akşamlar. Bu sabah yapılan duyurudan sonra herkesin ne kadar heyecanlandığını biliyorum. Bu yüzden bazı kuralları hatırlatma ihtiyacı duyduk. Turnuvaya dördüncü sınıf ve üstü herkes katılabilecek. Adil olunması için seçim her zaman ki gibi Ateş Kadehi tarafından yapılacak. Yaş Sınırlama büyüsünün yanında Bakanlık'tan gelen seherbazlar tarafından 24 saat korunacak. Nedenini önceki Turnuva da olanları bilen herkes anlamıştır." dedikten sonra derin bir nefes aldı ve devam etti. "İki gün sonra okulumuza misafir okullar geleceğinden dolayı dersler yarından sonrası için iptal edilmiştir. Yarın, öğlene kadar olan bütün derslere girilecektir! Herkesin kendine çeki düzen vermesini istiyorum ve bunun Akla Pakla ile yapılmamasını öneriyorum. Yemeklerinize devam edebilirsiniz." dedi McGonagall. Ardından yerine oturdu ve turtasını yemeye devam etti.
Genesis ayağa kalktı ve, "Odaya gidiyorum, sonra görüşürüz." dedi.
Büyük Salon'dan çıktığında bir anda karşılaştığı sessizlik ile kulakları çınladı. Hufflepuff Ortak Salonuna ilerlerken koridorların her zamankinden boş olması onu şaşırmıştı.Saçlarını geriye attı. O esnada, "İyi akşamlar, Hanımefendi!" diye bağırdı bir ses. Genesis arkasını döndü ve saydam hayaleti gördü. Neredeyse Kafasız Nick kafasını saygı ile çıkarmış, göğsüne yaslamıştı.
"İyi akşamlar, efendim." dedi Genesis gülerek.Sir Nicholas ona yaklaştı. Genesis yavaşça yürürken aynı zamanda da saydam hayalet ile konuşuyordu. "Demek yeniden Üç Büyücü Turnuvası yapılacak... Ah, Bakanlık hiç akıllanmıyor." dedi hayalet heyecanla.
Genesis gülümsedi. "Evet..." diyerek ona katıldığını gösterdi kız. Daha sonra aklına gelen bir ayrıntıyla hevesle sordu. "Efendim, siz uzun yıllardır buradasınız. Bütün turnuvaları görmüş olmalısınız." dedi Genesis merakla.
Mutfağı geçtikten sonra sağa döndüler. "Kesinlikle, Hanımefendi. Bütün turları ayrıntılı bir şekilde hatırlıyorum. Her beş senede bir sırayla üç okuldan birinde yapılırdı. Fakat sonra ölümler çoğaldı ve kaldırıldı. Otuz yedi yıl önce ise yeniden başlandı. İnanın şu ana kadar ki en korkutucu şeydi. O Hufflepuff'ın cesedi ve Harry Potter. Karanlık Olan'ın döndüğü akşamdı. Her şey o kadar aniydi ki. Aziz Merlin! Eğer katılmak gibi bir düşüncen varsa tekrar gözden geçirmeni öneririm." dedi, Neredeyse Kafasız Nick. Ardından koridorun yavaş yavaş dolması ile, "Baron'u görmem lazım. Sonra görüşürüz." dedi ve uçup gitti.
Genesis mırıldandı ve ortak salonun girişine ulaştı. Hufflepuff ritmi ile vurdu ve açılan bölmeden içeri girdi. Etrafa bakındı ve yatakhaneyle çıktı.
Odasına girdiğinde çok garip şeyler hissediyordu.Karanlık taraf bitmişti, geri gelmeyeceklerdi ancak ister istemez ürpermişti. Voldemort ile karşı karşıya gelmiş olmanın ne demek olduğunu düşündü bir an için, ardından kafasını salladı.
Karanlık taraf yok olmuştu.
Düşünmesine gerek yoktu.
******
oylarınızı ve de yorumlarınızı bekliyorum, sağlıkla kalın! 🤍nox.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
gold | james sirius potter
FanficGenesis Avéne Zarukort, çağın en zeki cadısı olmaya aday bir genç kızdı fakat başında bir bela vardı: James Sirius Potter. Potter, okuldaki favorisi olan Genesis ile birlikte, altıncı sınıf döneminde büyük bir tehlikeye atılacak ve Bakanlık'ın yenid...