Darling ∵ Changlix [✓]

「２５」Ｆｉｎ

Chan'ın geçen gün dedikleri gibi Felix ile birlikte Chan'ın stüdyosuna gelmişlerdi.

Biraz sesleri hakkında bir şeyler diyen Chan bugünlük bu kadarın yeterli olduğunu söylemişti. Zaten hâlâ yapması gerekenler vardı ve şimdilik buna pek odağını veremiyordu.

"Pekâlâ biz çıkalım sen devam et o zaman." Felix şimdiden işlere başını gömmüş olan Chan'a sessizce söylemişti.

"Tamam. Sizi de fazlaca önemli olmadığı halde çağırdım ama-"

"Sıkıntı değil Chan. Meşgul olduğun halde araya bizim şarkı işlerini de sıkıştırıyorsun, teşekkür ederim."

"Rica ederim, size yardım etmekten keyif duyuyorum. Hem derler ya insan sevdiği işi yaparken yorulmazmış, ben de yorulmuyorum."

"Doğru diyorsun. Neyse rahat bırakalım biz seni, sen odaklan işine." Changbin'in yanına daha da yaklaşan Felix çıkmadan söyledi.

"Tam olarak ne zaman başlarız?"

"Kısa zamanda başlarız. 2 hafta sonra gibi.."

"Görüşürüz dostum."

"Gidin hadi." Eliyle hareket yapmıştı.

--

"Yine Younghoon'la mı yazışıyorsun?" Merakla Felix'in yanına ilerleyip oturmuştu, Changbin. Sevgili olmalarını fazlasıyla kıskanmıştı, böyle yapması ne kadar doğruydu bilmiyordu ama geceleri ayrılmaları için dua bile etmişti.

"Evet, az önce yazdı. Geçen gün şarkı yapacağımızdan bahsetmiştim, ondan konuşuyoruz." Younghoon'la şarkı hakkında bir şeyler konuştuğu doğruydu ama şuan onunla konuştuğu kesinlikle yalandı.

"Cidden sevgili misiniz?" Hayır demesini bekliyordu içten içe. Yalan demesini istiyordu.

"Evet." Telefonunda grubu ile konuşuyordu aslında, Felix.

Fakat vereceği tepkiyi merak ediyordu acaba hoşuna mı gidecekti? Yoksa başka bir şey mi söyleyecekti?

Zaten şu sıralar Changbin'in davranışları gözüne farklı gelmeye başlamıştı. 'Arkadaş' diye adlandırdığı zamanlardan daha ilgili ve nazik davranıyordu. Normalde de nazik biriydi ama bakışlarında olan değişimi Seungmin sayesinde farketmişti ya da dediğine inanmak istemişti, bilemiyordu. Ama şimdi onu denemenin tam zamanıydı.

"Yakışıyor muyuz?" Karşısında duran yüzün değişik bir hâl aldığını görmüştü.

Changbin onu üzmek istemiyordu ama böyle bir soru yöneltilmesinden de memnun değildi. Nasıl tepki vereceğini düşünüyordu.

Kendin kendine konuştu;

'Yakışıyorlar mıydı? Hayır.
Felix'i üzmek istiyor muydu? O da hayır.'

"Yani bilemiyorum siz mutluysanız benim için bir önemi yok." İçi burukdu ama karşısında kendisine bakan gence gülümsedi.

"Bir ara sizinle tanıştırmayı düşünüyorum. Kendisi cidden çok iyi biri eminim sende seversin."

"Sevmem." Sessizce konuşması duyulmasını engellememişti. Felix her şeyi net biçimde duymuş mutlu olmasını engellemek adına dudaklarını ısırmıştı.

"Nerden bu kanıya vardın ki? Hem başta kötü biri demiştin ama dediğinin tam tersi biri seversin."

"Sevmem dedim Felix!" Bu sefer çıkan gür ses odanın dolu olmasına rağmen yankılanmıştı adeta.

Oturduğu yerden kalkıp odasına gitmek üzere ayağa kalktı, Changbin.

"Neden böyle davrandığını anlamıyorum Changbin?!"