5

46 7 0
                                    

(BEN GELMİŞKEĞĞ! Hadi okuyun❤)

Odalarımız seçilmişti. Valizlerimi yerleştirip çalışma odasına gittim. Bir çoğumuz oradaydı. Hızlıca çalışıp bir sürü test çözmüştüm. Akşam odama geçerken benim odamın yanındaki odadan gelen sesler ilgimi çekti. Ağlama sesi geliyordu. Kapıyı açıp içeri baktım. Kızlardan biriydi. Ağlıyordu. Daha ilk günden böyle çökecekler miydi? Kız beni görünce gözlerini sildi. Oradan ayrılacakken selam verdi.

-Merhaba! Dedi. Gülümsüyordu. Dümdüz baktım ona.

-Ağlıyor muydun?

-Evet. Kamp...biraz kötü bir zamanıma denk geldi.

-Bu benim işime gelir. Sen biraz daha ağla. Moralin ne kadar düşük olursa sınavın o kadar düşük geçer.

-Ya aynı takımda olursak? 2 takım oluşturulacak biliyorsun.

-O zaman ağlamana izin vermem. Ama takımla oluşana kadar ağlayabilirsin.

-Adın neydi?

-Şikayet mi edeceksin?

-Aslında...hiç öyle bir fikrim yoktu. Sadece merak ettim.

-Lim Taeho. Dedim. Gelip elini uzattı.

-Song Aerin. Dedi. Elimi kaldırıp elini tuttum. Ufaktan selamlaştık. Elleri yumuşaktı. Kısa parmakları vardı. Elleri tuhaf bir şekilde elime otururken bu çok hoşuma gitmişti. Elleri tatlı olan kızları severdim. Ben böyle düşünürken elini çekti.

-Şey...biraz temiz hava alsam iyi olur. Bahçeye gelecek misin?

-Akşam oldu. Orada çok böcek vardır. Böcek sevmem.

-Peki. Ben...gideyim artık. Dedi ve gitti. Ben de kendi odama geçtim. Pencerelerimi açıp biraz sesli kitap okudum. Ama nedense bu sefer beni sarmıyordu. Bunu başka zaman da yapabileceğimi düşünüp kitabımı kaldırdım. Pencerenin önüne gittim. Aerin'i gördüm. Nehrin önünde elinde uzun bir sopa ile yerde bir şey yapıyordu. Bir süre sonra bağırdı.

-AAĞ! Gelme! Git! Diyerek sopa ile ittirdi. Muhtemelen bir böcek veye kurbağa görmüştü. Korku ile onu itmeye çalışıyordu. Biraz sonra sopayı bırakıp masaya çıktı ve uzandı. Gökyüzünü izlemeye başladı. Ben de pencerenin pervazına oturup gökyüzüne baktım. Şehirden uzak ormanlık bir alan olunca çok fazla yıldız görünüyordu. Ve bu muhteşem bir tabloydu.

(Bir gün sonra)
Sabah erken saatte kalkıp hazırlandım ve hemen ders odasına gittim. Kısa bir videolu anlatımın ardından çalışma odasına gidip akşama kadar çalıştım. Bir ara acıktığımı fark edip mutfağa gittim. Monitördeki adam oturma odasında toplanmamız için bizi çağırmıştı. Hep beraber oraya gittik. Bu sefer yazılar çıkıyor, kimse konuşmuyordu.

"Eğitim kampında 1.gün:
Günlük rutinlerinizin yanı sıra tüm boş zamanlarımızda ders çalışalım! Günlük ödeviniz 1500 soru. Telefonlarınızı kontrol edin!"

Bu yazıdan sonra hemen telefonlarımıza bildirim geldi. Alıp baktık. Bir sohbet grubu oluşturulmuştu. Yeni yazılar ekranda belirdi.

"Yapılan ödevler bu grupta teslim edilecektir. Kameralar: AÇIK!"

Bu yazıdan sonra etrafa baktım. Burada kamera yoktu. Tam bu düşüncemi okumuşlar gibi yeni bir yazı geldi.

"Çalışma odaları, ders odaları, en üst kattaki görüşme odaları ve kütüphanelerde 7/24 aktif kameralar mevcuttur. Kopya çekme! Sadece çalış!"

Bu işi sevmiştim. Gerçekten de Aewon'u haşlamama değmişti.

"15 Mayıs 2021! Takım ve takım lideri belirleme denemesi! En iyi üniversite, bizim olsun!"

STUDY TEAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin