(Bu bölüm T-map çok güzeldi. Junkyu'nun çocuklarla olan bağı. Ya da diğer üyelerin? Hepsi mükemmel baba adayları. Allah'ım çok aşık olmalı bir bölüm🔥🔥)
(3 gün sonra)
Aerin gittiğinden beri 3 gün geçmişti. Bugün annem gelecekti. İlk sınavı yapmıştım koğuştakilere. Açık öğretim lise sınavları için büyük ilerleme kaydetmiştik. Sadece matematikte değil diğer bir çok derste ilerlemiştik. Bugün tatil günleriydi. Herkes kendi halindeydi. Ben de o gün Aerin'in gitmeden önce bana verdiği fotoğrafa bakıp duruyordum. Çok özlemiştim. Onu da, annemi de. Gardiyan kapıyı açtı.-Lim Taeho. Görüşmen var. Dedi. Ayaklanıp çıktım. Kelepçelerle anneme doğru yürüdüm. Görüşme odasına geldiğimde karşımda gördüğüm kişi farklıydı. Miyeong ile karşılaştım. Gülümsemeden öte şok olmuş ve sinirli bir ifadeyle oturdum oraya. Gardiyan kelepçelerimi açmak istedi.
-Gerek yok. Zaten bununla konuşacak bir şeyim yok.
-Getir ellerini şuraya. Bir görüşmen daha var. Dedi. Gardiyana uzattım ellerimi. Kelepçemi açtı. Yüzünü görmek için tellere bile yaklaşmadım. O da öyle yapıyordu.
-Hata mı? Halk sana karşı sevgi besliyor nefret edeceğine.
-Ben üstüme düşeni yaptım. Zarar verdiğim herkesten özür dileyip canını almaya çalıştığım çocuğun hayatını kurtardım. Yani...benden nefret etmelerine gerek yok.
-Ya ben? Benim canımı yakmadın mı?
-Sen hak etmedin mi?
-Beni zorladığın için içeri girmedim. Hakim beni mağdur olarak gördü. Seomi'nin ailesine de büyük bir yatırım yaptık benden şikayetçi olmaması için.
-Bundan banane.
-Yüzsüzsün.
-Farz edelim ki öyleyim.
-Her şeyi ben açığa vurduğum için sevdiğin kıza dürüst oldun. Aranızdaki koca duvar benim sayemde kalktı. Ne o? Ben açığa vurduğum için bana sinirli misin? Pişman olmuş bir insan, her şeyi açığa çıkarana minnettar olur. Sen nefret ediyorsun. Sahi! Ben açıklamasaydım ömür boyu saklayacak mıydın?
-Emin ol bu konu hakkında seni endişelendirecek hiç bir şey yok.
-Herkese sevgi beslerken benden neden bu kadar nefret ediyorsun? Senin yanında olan bunca şeyi yaparken sana yardım eden bendim. Neden o zilli? Dediğinde derince nefes verip tellere doğru yaklaştım. Gözlerinin içine sabitledim gözlerimi. Kollarımı masaya koydum.
-Çünkü Aerin, ikizini benim yaktığımı öğrendiği zaman bile bana vurmak istemedi. Sana vurursam sana benzerim dedi. Bana benzemek için özünden vazgeçmedi. Ama sen benim gözüme girmek için benim gibi bir pislik oldun. Beni çıkarmak yerine o kuyunun içine girdin benimle birlikte. Benim kötü biri olarak ölmem umrunda bile olmadı. İkinizi karşılaştırmamız için paralel evrende senin yeniden doğman gerek. Çünkü Aerin'in saflığına tam da o zaman ulaşırsın. Neden geldin bilmiyorum. Ama geldiğin gibi git. Seni görmek ya da seninle alakalı bir şey duymak istemiyorum. Dedim.
-Neden geldiğimi merak ediyor musun?
-Etmiyorum git.
-Neden geldiğimi söyleyeyim mi?
-Git Miyeong.
-NEDEN GELDİĞİMİ SORMAN GEREK!
-Bağırma git!
-Sor hadi!
-Defol git buradan. Dedim en sonunda. Omuzları düştü. Eli ile yüzünü kapattı. Hıçkırıklarla ağlamaya başladı. Gözümü kapattım. Gözlerimi yeniden açtığımda ellerini yüzünden çekmişti. Yüzü kırmızıya çalıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
STUDY TEAM
ActionEğitim bakanlığının yaptığı yeni bir etkinlik ile 8 okulun en başarılı öğrencileri 4'erli takımlara ayrılıp yoğun ve sıkı bir eğitim alırlar. Kazanan takım en başarılı üniversiteye sınavsız giriş hakkı kazanacaktır. Ödülün cazipliğine kapılan 8 genc...