*Kailee Morgue
Ghost of mine*Çok uykum vardı ve yorgundum. Etrafımdaki sesler uğultu oluyordu, anlamıyordum. Zaten Hazal'ı nasıl hatırladığımı düşünüyordum. Sonra kolumda bir el hissettim. Beni yavaşça olduğum yerden kaldırdı. Hava birden esince ıslak olduğumu o zaman anladım ve gerçekten çok soğuktu, titriyordum. Beni kim kaldırdı bilmiyorum. Sonra kendime gelmeye başladım.
"İyi misin?"
"Ben oturuyordum. Sonra siz kayboldunuz. Sizi aramak için ormana girdim. Bir, bir dilek kutusu vardı. Kuyunun suyu garipti. Yansımadaki ben, ben değildim. Uçuruma gittim ve... Kendimi denize bıraktığımı hatırlıyorum..." dedim kafam karışık bir şekilde.
"Tamam, tamam."
"Kızım uçurumun da tersinden atlamışsın sen! Neyse ki bulduk. Deniz biraz sürüklemiş buraya kadar seni." dedi Merve.
"Size kötü bir haberim var!" dedi Mert. "Kaybolduk sanırım. Telefonlar çantalarımızdaydı. Tek yanına da Melisśa almış ama o da denize düştü. Şimdi nasıl geri döneceğiz? Hava kararacak."
***
Herkes ceplerini aradı. Pek paramız yoktu. Yani hepimize yetemeyebilirdi. Bir pastaneye girdik ve poğaça falan aldık. Ah neredeyiz biz? Burası da neresi? Üff... bu yeri yoksa sadece ben mi bilmiyorum? Sahi sadece ben mi bilmiyordum? Merve'yi dürttüm."Merve neredeyiz biz?" dedim.
"Bilmiyorum..." dedi yere bakarak.
"Peki şimdi ne yapacağız?" dedim.
"Bilmiyorum ki..." dedi. Gözlerinden çok ama çok bilmek istediğini ama bilmediği için çaresiz ve hüzünlü bir hâlde olduğunu hissetmiştim.
Anlaşılan kimse bilmiyordu. Ne yapabilirdik? Hava kararıyordu artık. Kalacak bir yere ihtiyacımız vardı. Ama yeterli paramız yoktu. Etrafa iyice baktım. Ve gözlerim parladı. Hem kız hem de erkek yurdu vardı. İyi ama nasıl girecektik?
"Çocuklar, şurada yurtlar var!" dedim bizimkilere.
"İyi de nasıl gireceğiz?" dedi Hazal.
"Bir soralım. Şansımızı deneriz." dedi biri.
"İyi, ben gidiyorum." dedi Merve.
"Ben de geliyorum" dedik tüm kızlar onu takip ederek.
"Biz de erkekler yurduna soralım." dedi Emre ve erkekler yurda doğru ilerledi.
Kız yurduna girdiğimizde hemen karşımızda bir danışma vardı.
"Şey acaba yurt ile bilgi alabilir miyim?" dedi Merve.
Danışman hiç hiçbir şey demeden danışma telefonundan bir numara çevirdi. Konuştuktan sonra telefonu kapatıp Merve'ye baktı.
"Yurt müdürünün odası soldan birinci kapı." dedi.
Tarif ettiği odayı bulmamız kolay oldu. Tıklatıp içeriden ses bekledik. Ses gelince girdik.
"Evet ne istemiştiniz kızlar?" dedi direk.
"Şey biz kaybolduk. Hava kararıyor gidecek-
"Bir yeriniz yok ve burada kalacaksınız." dedi Merve'nin sözünü keserek.
"Neden karakola görmediniz?" dedi kadın.
"Nerede bilmiyoruz..." dedi Hazal yere bakarak.
"Anladım... Gece kalırsınız ama sabah erkenden kaybolun buradan." dedi.
"Çok teşekkür ederiz." dedi Leyla minnettarca bakarak.
"Odanızı size söyleyecekler. Çıkabilirsiniz." dedi. Bizi başından savmak için kabul ettiği çok açıktı. Ama yine de kalacak bir yer vermişti. Tabii sabah erkenden gitmemiz gerekiyordu.
Odaya eşyalarımızı bıraktıktan sonra dışarı çıktık. Erkekler dışarıdaydı.
"Yurttan izin aldık." dedi Arda.
"Biz de." dedi Merve.
"En iyisi içeri geçelim, hava karardı." dedi Leyla. Karanlıktan korkuyordu sanırım. Biraz da hava serinlemişti doğrusu.
"Hadi içeri geçelim, üşüteceğiz yoksa." dedim ve içeri yöneldim.
Odaya girdik ve sırayla duş aldık. Belki daha sonra fırsatımız olmaz diye. Sonra banyoya yöneldim tekrar. Pijamamı giyip yatağa oturdum.
"Yatacak mısın?" dedi Merve.
"Hayır, şimdiden giyeyim dedim." dedim.
"Hmm... Tamam. Ben de giyeyim dur." dedi ve banyoya girdi.
Geldiğinde biraz sohbet ettik ama ikimiz de korkuyorduk. Ve konu tekrar oraya gelmişti. Biz şimdi ne yapacaktık?
***
Düşünceleriniz her zaman dediğim gibi benim için çok değerli. Bu her bölüm, kitap için geçerli. Yorumlarda görmek isterim ;) Sizi seviyorum.♥ :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melisśa
Literatura KobiecaGözlerim yavaş yavaş açılmaya başladı. Başım ağrıyordu. Gözümü açmayı başardığımda ormandaydım. Kar yağıyordu ve hava buz gibiydi. Bir ağaca yaslanmıştım. Elimi başıma götürdüm. Ama hiç bir şişlik yoktu oysaki çok ağrıyordu. Belki de bu ağrının sebe...