*Avril Lavignge
İnnocence*Hemen telefona uzandım. Ama mesaj yoktu. Çareyi nöbetçiye sormakta buldum.
"Bana mesaj gelmemiş de acaba sende bir liste var mı?" dedim maalesef."Bu" dedi elindekini uzatıp sırıtarak. İçimden "salak" diyesim geldi. Tabiki de demedim.
"Sağol" dedim ve hemen kağıtta adımı aradım. Aradım. Aradım. Bir an durdum. Benim adım neydi?
"Merve, Merve..."dedim fısıldayarak.
"Ne var?" dedi sessizce.
"Ben nerdeydim?" dedim kısık bir sesle. Bir göz gezdirdi.
"Biz 11/F'deymişiz. Koş" dedi beni çekerek.
"Aceleye ne gerek var? Daha zil çalmadı." dedim.
"Zil çaldı." dedi.
"Çalmadı." dedim.
"Çaldı." dedi.
"Şş..." dedim nöbetçiye. "Zil çaldı mı?" dedim.
"Çaldı." dedi. Merve haklı çıkmanın gururuyla gülümsüyordu. Bu sefer o değil, ben önden koşuyordum. Tabi... Sınıf nerede hiç bir fikrim yoktu. O yüzden Merve'yi beklemek zorunda kaldım.
"Bana diyene bak." dedi nefes nefese ve yanıma geldi. Biraz durdu ve soluklandı. "Gel şuradan gidiyoruz." dedi yukarıyı göstererek.
"Ah... Yine başlıyoruz." dedim ve merdivenleri koşar adım atladım. O da önümden gidiyordu. Onun yanına geldim. Nefes nefeseydim.
"Hangi sınıf?" dedim.
"Beni takip et yeter." dedi ve hiç bilgi vermedi. Sırtımızdaki çanta da ağırlık yapıyordu.
Ben önden koşuyordum. Oysaki sınıf nerede? Hiç bir fikrim yoktu.
"Acele etme diyen bendim herhalde. Kim aceleye gerek yok diyordu acaba?" dedi ve peşimden geldi.
Ben de sınıfı bilmediğimden onu bekledim. Sonunda bana yetişti ve durdu. Biraz soluklandıktan sonra "Bir yukarı daha çıkıyoruz. Gel." dedi."Ah... Yine başlıyoruz." dedim ve peşinden gittim. Sonra durdu.
"Şuradan." dedi göstererek.
Koridorlarda devamlı koşuyorduk. Ve sonunda durdu ve beni bekledi. Soluklandim ve kafamı kaldırdım.
"Geldik mi?" dedim.
"Evet." dedi ve kapıyı gösterdi. "Burası." dedi ve beni yanına çekti. "Sen tıkla." dedi.
"Ben niye tıklıyorum? Sen tıkla." dedim.
"Hayır. Sen tıkla." dedi.
"Hayır, sen." dedim.
"Ya... Hayır. Sen tıkla. Ayrıca sen daha yeni geldin. Hadi." dedi.
Ne alakası var yeni gelmemle ya...? Sen tıkla." dedim.
"Hayır,sen."dedi.
"Hayır... Sen tıklayacaksın."dedim. İyice inada bağlamıştı konu.
"Hayır. Sen tık-la-ya-cak-sın." dedi heceleyerek.
"Ah... İyi tamam. Yaparız. Sırf kırgınlık olmasın diye yapıyorum ona göre." dedim. Tam cesaretimi toplayıp çalıcakken merdivende hoca belirdi. Bende hızlıca tıklatıp içeri girdim. Önler dolmuştu. Arkalarda 2. sıraya geçtik. Çantayı oturağın arkasına astım ve oturdum. Herkes bana bakıyordu. Yanaklarımın yandığını hissetmiştim. Kesin kızarmıştım. Merve'yi tanıyorlarmış. Ama ben yeni geldiğim için (daha doğrusu beni tanımıyorlar ya da ben öyle sanıyorum...) herhalde bana bakıyorlardı.
"Erkekler senden gözlerini alamadılar. 2dk da popüler oldun. Ama aynı zaman da rakiplerin de oldu. Baksana kızlara." dedi kulağıma fısıldayarak.
Etrafıma baktım. Merve haklı görünüyordu. Derken hoca sınıfa girdi.
"Evet çocuklar. Bugün okulumuza yeni gelen bir çok kişi olduğundan alt ve üst sınıfları da kaynaştırmaya karar verdik. Bu süreç sadece 1 hafta sürecektir. Bu süreci konuşmak için toplantıya gidiyorum ve ayrıca 1 hafta bu yüzden ders işlemeyeceğiz. Siz de bu süreç içerisinde kaynaşın." dedi hoca ve sınıftan çıktı.
Herkes çıldırmıştı. Defter, kitap havada uçuyordu.
"Bu sınıfın öğrencileri olmayanlar kendilerini tanısak da tanımasak da kendilerini tanıtsınlar." dedi içlerinden bir erkek.
Sonra birkaç kişi kalktı falan. Sonra sıra bana geldi. Ayağa kalktım. Ama ismimi bilmiyordum. Peki ne diyecektim? Merve beni dürttü.
"Kendini Melisśa olarak tanıt." diye fısıldadı. Sonra doğruldum.
"Ben Melisśa. 10/A sınıfına gidiyorum. Okulun başından beri buradayım..." devamlı Merve'ye bakıyordum. Onay bekliyordum. Onaylayınca devam ediyordum."Herhangi bir popüler olma amacım yok. Cesurum, utangaçım, yeri geldiğinde duygusalım, kin beslemem ama kolay kolay da affetmem, sahiplenirim, yaratıcıyım, kendimce iyi bir dostum, kısacası ben ne sizin görmek istediğiniz ne de görmek istemediğiniz birisi değilim. Ben benim ve hiç bir zaman değişmeyeceğim."dedim.
Herkes önce şaşkınlıkla ve hayranlıkla baktılar. Ardından bir alkış koptu sınıfta. Popüler olmak istemezken daha çok mu olmuştum? Ah beceremiyorum. Ama belli etmemeye çalışıyordum utancımı. Az kalsın yanaklarım beni ele veriyordu. Hemen yerime oturdum.
"Süperdin, herkes sana bayıldı." dedi Merve elimi tutarak. Sıranın onda olduğunu unutmuştu bile.
"Sıradaki?" dedi biri. Merve sonunda sıranın kendinde olduğunu anlayınca kalktı.
"Ben Merve. 10/A sınıfıdanım. Beni bilen bilir. Zaten tanıyorsunuzdur. Çok yer kaplamıyorum zaten. Yani anlatmamın önemi yok." dedi.
"Sen yine de anlat." dedi biri.
"Kimseyi takmıyorum. Ne yaparsanız yapın. Umrumda değil. Beni tanıyorsunuz zaten. " dedi ve oturdu gözlerini devirerek.
Herkes kendini tanıtmıştı.
"Eee... Ne yapalım?" dedi biri.
"D-C oynayalım..."dedi biri. Herkes onayladıktan sonra sıraları kenara çektik ve yere oturduk. Biri şişe çıkardı çantasından. Ama o oynamayacaktı. Suyunu icti. Tam geri koyucakken biri kaptı hemen şişeyi. Bu Emre'ydi. Bana da Merve söylemişti. Onu da defterime not aldım. Şişeyi döndürdü Emre. Cevap benimdi. Soracak kişiyi tanımıyordum henüz.
"D mi? C mi?" dedi umursamaz bir sesle.
"D" dedim ve Merve'ye sordum. "Bu kim?" diye fısıldadım.
"Leyla" dedi Merve fısıldayarak.
"Sevgilin var mı?" dedi Leyla. Donakalmıştım. Bilmiyordumki. Merve'ye uzandım ve sordum.
"Var mı?" dedim fısıldayarak.
"Yok" diye fısıldadı.
"Yok" dedim. Yeniden şişe dönmeye başladı. Yine ben cevap verecektim. Off...
"D mi? C mi?" dedi o kıskanan kızlardan biri. Tabikide Merve'ye yine sordum. İlayda'ydı.
"C" dedim. Fazla mı cesur davranmıştım?
"Hmm..." diye düşündü. Zor arıyordu. "Bir erkeğe göz kırp." dedi fısıldayarak. "Yuh" dedim içimden. Aklıma bir şey geldi ve uyguladım. Telefonumdan bir erkeğin fotoğrafını açtım. Ünlüydü. Ona bakarak göz kırptım. İlayda bakakaldı. Herkes İlayda'ya gülüyordu.
"Bu da sana kapak olsun." dedi biri şişenin kapağını kafasına koyarak. Kız öfkeyle ayağa kalktı. Tam bir şey diyecekti ama sustu. Arkasını dönüp sınıftan ayrıldı. Lavaboya gitmişti. Merve de peşinden gitti.
***
![](https://img.wattpad.com/cover/232088612-288-k565350.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melisśa
ChickLitGözlerim yavaş yavaş açılmaya başladı. Başım ağrıyordu. Gözümü açmayı başardığımda ormandaydım. Kar yağıyordu ve hava buz gibiydi. Bir ağaca yaslanmıştım. Elimi başıma götürdüm. Ama hiç bir şişlik yoktu oysaki çok ağrıyordu. Belki de bu ağrının sebe...