7

53.4K 5.7K 11.5K
                                    

[DÜZENLENMİŞTİR]
...

When I was down, when I was hurt
You came to lift me up
Life is a drink, and love's a drug
Oh now I think I must be miles up
When I was hurt, withered, dried up
You came to rain a flood

Coldplay- Hymn For The Weekend

....

|Kokun, ısırma isteğinden çok başka bir şey uyandırıyor içimde|

İkinci iş günümde, sızlanma ve şikayetlerim sonucunda elde ettiğim küçük merdivene çıkarak raftaki ilaçları düzenlemeye başladım, buradaki işim bittikten sonra nihayet sütümü içmek için bir araya sahip olacaktım.

Kim Taehyung ise son derece gaddar bir patron olduğunu bugün bana oldukça iyi göstermişti çünkü sabah eczaneye geldiğimizden bu yana bir kere bile oturamamıştım. Önce kapının önünü süpürmüş, sonra içerinin yerlerini silmiş, sonra koltuk ve masanın tozunu alıp rafları düzenlemeye geçmiştim. Son rafı da nihayet bitirdiğimde, üzerine basmış olduğumu umursayamayarak oturdum küçük merdivenin üstüne. Elimin tersiyle ter birikmiş alnımı kurulayarak derin derin nefesler aldım.

Vampir, sabahtan beri laboratuvar olduğunu söylediği odadan çıkmamıştı. Yalnızca müşteri geldiğinde kasaya geçiyor ve işleri halledip benimle hiç ilgilenmeden o odaya kapanıyordu. Açıkçası gözleri her an üstümde olmadığı için rahat hissediyordum fakat aynı zamanda da dünkü vampirler gibi gelenler olursa yalnız yakalanmaktan delicesine korkuyordum. Tabii bunu dile getirememiş ve mecbur bir biçimde kendi işime odaklanmıştım orası ayrıydı.

Merdivenin üstünde dinlenmeye devam ederken kapı açılma sesiyle başımı o yöne çevirdim. Bu sefer müşteri gelmediği halde çıkmıştı dışarı. Bende ve hemen ardından eczanede kısaca göz gezdirdikten sonra kırmızı deri koltuğa oturdu hafif bacakları açık bir pozisyonda.

Önündeki kısa ayaklı masanın üzerinden aldığı sağlık dergisinin sayfalarını birer birer çevirirken benimle asla ilgilenmiyor oluşu sinirlerimi bozmuştu. Hayır, beklediğim ilgi canım cicimli, aferinli ilgiden farklıydı. Sadece bir teşekkür bile yeterli olurdu. Ya da en azından zahmet edip bana bir kutu süt getirebilirdi. Gelin görün ki oldukça modern duruşlu fakat adaptan epeyce uzak bir adam vardı karşımda.

Sinirle tabanlarımı yere vurarak kasanın arkasındaki yataklı odaya girdim, sütlerimi sabah oraya bırakmıştık. Kolinin içinden iki tane aldıktan sonra da yatağa oturdum, birkaç dakika sonra ise Kim Taehyung içeri teşrif etmişti.

"Ne yapıyorsun?"

"Ne yapıyor gibi gözüküyorum?" dedim gözlerimi devirip ondan başka bir yöne dönerek. Şuan hiç mi hiç ilgilenmek istemiyordum onunla, tıpkı sabahtan beri bana yaptığı gibi yani.

"Agresifsin sanki biraz. Dünkü süt dökmüş kedi yavrusuna ne oldu?"

Alaycı bir tonda kurduğu cümle sinirlerimi bozmuştu. Dün, yaşadıklarımın korkusu sebebiyle normalden biraz daha uysal olduğum doğruydu ama benden her gün aynı modda olmamı bekleyemezdi.

"Süt dökmüş değil de, sütleri çalınmış kedi yavrusu olabilir."

Belli belirsiz bir gülme sesi çıkararak bana doğru yaklaştı ve sandalyeyi yatağın önüne çekerek karşıma oturdu. Bir anda maskesini çıkarmasıyla, içtiğim süt boğazıma kaçmış ve öksürmeye başlamıştım.

"Sanki ben kan görünce değil de, sen benim yüzümü görünce etkilenme diye takıyorum maskeyi."

"Ne etki-öhö! Ne etkilenmesi be!"

vampire fam |taekook✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin