[DÜZENLENMİŞTİR]
...
Unbreak the broken
Unsay these spoken words
Find hope in the hopeless
Pull me out of the train wreck
Unburn the ashes
Unchain the reactions,
I'm not ready to die, not yet
Pull me out of the train wreckJames Arthur - Train Wreck
....
|Gidebilirsin|
Duyduklarım karşısında şok olurken aynı zamanda sinirlerime de hakim olamayıp çatmıştım kaşlarımı. Dedikleri bir anlam ifade etmiyordu, işleri bitirdikten sonra ölebileceğimi söylemişti. Bana işkence çektirmeye hakkı yoktu. Hayır, daha fazla yaşamaya kesinlikle dayanamazdım.
"Ne diyorsunuz siz?"
"Duydun. Tüm evi temizlesen de müsaade etmeyeceğim ölmene."
Anında yan tarafımdaki çekmecelere yönelip karıştırmaya başladım, hedefim bir bıçak bulmaktı. Pekala, beni bırakmayacaksa çeşitli yöntemler kullanarak ölebilirdim. Artık illa bir yerden atlama gibi bir kuruntu da yoktu, beni bu hayattan alacak her şeye açıktım.
"Ne yapıyorsun velet?"
İlk çekmecede bulamadığım bıçağı ikinci çekmecede bulunca elime alarak boğazıma dayadım.
"Ne yapıyor gibi gör-"
Bıçak elimden alınmıştı. Ama anlatmaya çalışsam inanmazdınız çünkü bu işlem saliseler sürmüştü. O kadar hızlı yanıma gelip çekmişti ki bıçağı, dışarıdan bakıldığında sanki bir saniyeliğine görünmez olup tekrar görünmüş gibiydi. Ağzım ve gözlerim şaşkınlıktan açılırken az önce bıçağı tuttuğum elim aşağıya düştü.
"Sana fazla kibar mı göründüm ufaklık, hm? Unutma, bu evde benim iznim olmadan hiçbir şey gerçekleşemez."
"Bana işleri bitirirsem ölebileceğimi söylemiştiniz! Kararınızdan dönemezsiniz!"
"Kim demiş?"
"Ne istiyorsunuz benden? Bırakın öleyim, hiçbir faydam olmayacak size!"
"Bağırma, gürültüden hoşlanmıyorum."
"Yalvarırım bırakın gideyim. B-bakın ben...ben artık yaşayamam tamam mı?"
"O zaman sana bir teklif sunacağım. Kabul etmezsen seni o korkutucu esmer vampirin eline veririm ve ölümün onun dişlerinden olur , anlaştık mı?"
"Ne anlaşması yine? Beni tekrar kandırmanıza müsaade etmeyeceğim!"
"Kendine bir ay zaman tanı, bu bir ayı da benim eczanemde çalışarak geçir. Sürenin sonunda eğer hâlâ ölmek istiyorsan dilediğin şekilde ölebilirsin."
"Size tekrar inanmam. Ayrıca bir ay bekleyecek sabrım da yok."
"Öyleyse bu söylediklerinden, ısırılarak, yavaş yavaş ve acı içinde ölmeyi tercih ettiğini mi anlamalıyım?"
"E-evet. Fark etmez nasıl öldüğüm."
"Peki öyleyse, abime dişlerini sivriltmesini söyleyim. Gece yarısına kadar hazır ol."
Bir şey dememe fırsat vermeden çıkmıştı mutfaktan. Olduğum yerde oturup sırtımı dolaba yaslarken daha fazla engel olamadığım gözyaşlarımın yere bir bir damlayışını izledim. Ölmekten korkmuyordum, bu konuda çekinmem söz konusu değildi. Yalnızca yapım gereği eskiden beri yara almaktan oldukça korkan bir çocuktum. Düştüğümde kolum kanasa, bir daha asla iyileşmeyeğini düşünüp kendi kendimi zorla ağlatırdım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
vampire fam |taekook✔️
FanficYaşamına son vermek üzere Kim Kardeşlerin evinin çatısına tırmanan genç, bir vampir ailesine konuk olacağından habersizdi. |SemeTae| Baş: 28 Nisan 2021 Son: 10 Eylül 2021