vampire fam |taekook✔️

21

[DÜZENLENMİŞTİR]
...

[10k oldukkk wuhahha]

The world baby is scary, I know
But still you care
So I'll never let you know the truth (I'll follow you, I'll follow you)
That no one's left (I'll follow you)

Pim Stones-Neon Lights

....

|Eşit sevgi|

Taehyung'dan

"Eninde sonunda öğrenecek zaten, söyleyelim gitsin."

"Hayır hyung. Jeongguk'un bir de bunlara kafa yormasını istemiyorum, sadece sıradan bir güvenlik görevlisi olduğunu bilsin yeter."

"Ama geç öğrenirse daha kötü olmaz mı?"

"Hayır, sen dediğimi yap."

"Pekala, öyle olsun."

Namjoon hyung ile konuşmamız bittiğinde telefonu hızlıca cebime attım, o sırada da Jeongguk arabaya binmişti.

"Kimle konuşuyordun?" dedi tatlı gülümsemesi eşliğinde emniyet kemerini bağlarken.

"Abimle. Senin sushi sevip sevmediğini sordu da. Seviyor dedim ben de."

"Oo sushi mi yiyeceğiz akşam? Harika."

...

Yemek masasından yeni kalkmış ve koltuklara dizilmiştik. Benim birkaç saniyelik yokluğumdan faydalanan abilerim anında Jeongguk'un iki yanını da doldurunca mecburen tekli koltuğa geçmiştim. Bulunduğumuz durum oldukça sinir bozucuydu çünkü o üçü arasında benim anlamadığım konulardan konuşup gülüşürken ben ise yalnızca dışarıdan izliyordum.

"Jeongguk ve ben size bir şey söyleyeceğiz."

Konuşmam üzerine hepsi dikkatini bana verdi ve merakla baktılar yüzüme. Jeongguk öyle dalmıştı ki muhabbet etmeye, muhtemelen şu an ne için burada olduğumuzu unutmuştu. Yani en azından alık alık bakmasını buna bağlıyordum.

"Neymiş o?"

"Jeongguk şeytan efendinin son elçisi çıktı. Kanından gelen şarap kokusu da bu yüzden."

Pekala, her şeyi biraz fazla aniden anlatmış olabilirdim ama abilerim değil Jeongguk şaşırmıştı bu duruma çünkü abilerim yüzde doksan biliyordu böyle bir şeyler olacağını. Yani, Jeongguk'un normal insanlardan farklı olduğunu anlamak pek de zor değildi açıkçası.

"Hmm...Şeytan Efendi'nin, kabul törenine yaşı küçük gerekçesiyle getirmediği çocuk sendin yani?" dedi Namjoon hyung gözlerini kısıp Jeongguk'a bakarak. Ardından da Seokjin hyung konuştu.

"Jeongguk'da farklı bir şeyler olduğunu biliyordum ama son elçinin bizim yakından tanıdığımız biri çıkması beni şaşırttı doğrusu. Genelde şeytan efendinin seçtiği kişiler vampirlerden bağımsız oluyor da."

Son cümlesini Jeongguk'un muhtemelen soracak olduğu soruya cevap olarak kurmuştu.

"Jeongguk'un mührü neresinde?"

"Şurada, Namjoon hyung."

Jeongguk'un tamamen masumane bir tavırla bacak arasını işaret etmesiyle üçümüzü de gergin öksürükler ele geçirdi. Bazen bu çocuk nerede durması gerektiğini bilmiyordu.