vampire fam |taekook✔️

34

[Bu şarkıya bayılıyorum anlamını okuyun yorumlarda plss]

[Önceki bölümü de kontrol etmeyi unutmayın 35 final]

Daría cualquier cosa
Por tan primorosa, por estar siempre aquí
Y entre todas esas cosas
Déjame quererte, entrégate a mí
No te fallaré
Contigo yo quiero envejecer

Carla Morisson-Disfruto

[DÜZENLENMİŞTİR]

....

|Hazırız|

Göklerden gelen yaratıkların komutasında, Güney Kore'deki yedi büyük yeraltı ayin bölgesinde aynı anda ateşli saldırı başlamıştı. Spilor kullanılmadığı için hiçbir vampir ölmemiş fakat onlarcası büyük yaralar almıştı, on iki kişiden oluşan bir kurt sürüsünün tamamı yanarak can vermişti, üç ayin bölgesi en küçük ayrıntısına kadar yanarak artık kullanılamayacak hale gelmişti.

Bunların hepsi tam tamına yirmi iki saat önce gerçekleşmişti...

Yirmi iki saattir durmadan canla başla mücadele eden evlatlardan sadece bir tanesi kendini ölecek kadar bitkin hissediyordu, o da hiç şüphesiz Jeon Jeongguk idi. Elçilikle beraber kazandığı fiziksel güç, onu zar zor bu saate kadar getirebilmişti. Kırmızı sis bulutunu kullanmak ise yalnızca pilinin daha çabuk bitmesine neden oluyordu.

Jeon Jeongguk'un diğerlerinden küçük ve hassas olan bedeni ciddi anlamda yorgundu. Fakat o, gözünün önünü bile zor görmesine ve kuvvetli baş dönmelerine rağmen hâlâ diğer evlatlara kalkan yapmaya çalışıyordu. Sadece oluşan kalkanların zayıflığından bile anlaşılabilirdi çocuğun vaziyeti.

"Jeongguk dur artık!" diye bir komut geldi, baygın baygın boşluğa bakan çocuğa. O ise sesin kime ait olduğunu anlayamayacak kadar bitikti.

"Sana diyorum! Jeon Jeongguk dur artık! Öleceksin, dur!"

Ona seslenen beden iyice burnunun dibine girdiğinde anlayabilmişti çocuk, kim olduğunu.

"Hyung?" dedi fısıltıdan farksız bir tonda. Karşısındaki kişi Kim Namjoon'du, ona hayli endişeli gözlerle bakıyordu.

"Güçlerini kullanmayı bırak artık Jeongguk, kendine zarar veriyorsun."

Jeongguk, alnında birikmiş olan terleri elinin tersiyle yavaşça sildikten sonra yutkundu ve cevapladı hyung'unu.

"Taehyung varken bırakamam."

Kim Namjoon'un, sırf küçüğün bu her zamankinden farklı olan cılız ses tonu nedeniyle atmayan kalbi sıkışmıştı. Jeongguk'u güç üretmeyi bırakmaya ikna edemezse durumu kötüleşecekti.

"Yaratıklar bitmek üzere, söz ne Taehyung'a ne de başka birine zarar gelecek. Dur artık."

Jeongguk başını salladı iki yana doğru, asla kabul edemezdi durmayı. Eşi orada alevlerle mücadele ederken onu korumakla yükümlüydü.

"Olmaz...Taehyung orada."

"Taehyung zaten i- siktir!"

Kim Namjoon'un sözünün bölünmesine sebep olan şey, iyi olduğunu sandıkları Taehyung'un acı dolu bağırışıydı. İkisi de aynı anda yerden kalkıp -ki bu Jeongguk için epeyce zor olmuştu- Taehyung'un yanına doğru koştular, zavallı çocuk hâlâ kalkan yapmaya çalışıyordu fakat eşinin omzunda oluşan yanığa bakılırsa yaptığı kalkan hiçbir işe yaramıyordı.