32

38K 3.3K 4.1K
                                    

[smutla başlarım demiştim ama sonra bi baktım 32.bölümdeyiz finale kalmış 3, ben bi tutuştum o yüzden konuyu bitirmeye karar verdim ama bu demek olmuyor ki smut yok :)]

[DÜZENLENMİŞTİR]
....

Daha önce yaşıyor muydum, dedirtecek günler geçirmiştim vampir kardeşlerle tanıştıktan sonra. Neredeyse iki yıl önce kaybettiğim ailemin yerini doldurmuşlardı, hele biri vardı ki tek başına bana aile olmaya yeterdi. Kim Taehyung... Adını altın harflerle kazımıştı kalbimin tam ortasına. Onu seviyordum, onu ciddi anlamada sahip olduğum her şeyden çok seviyordum.

Yirmi yaşıma kadar tadamadığım tüm duyguları, varamadığım tüm zevkleri ve yarım yamalak yaşadığım hayatımı onunla birlikte kazanmıştım. Birçok ilkimin sahibi, baskıcı bir ailede büyümenin verdiği stres ve yetersizlik hissinin üstüne başıma gelen en iyi şey. Kim Taehyung, benim tüm hayatım o.

Beni çok sever, her daim yanımdadır, güven verir, korur, yedirir, içirir, yıkar, uyutur, eğlendirir, hüzünlendirir, üzerime titrer, öper, koklar, hatta ısırır, bana aşk verir, aşka doyurur.

Bu zamana kadar çevremdeki insanlar ya da televizyondaki yayınlardan duyar da ciddiye almazdım 'sen benim her şeyimsin' cümlesini, klişe ve samimiyetsiz gelirdi bana. Fakat Kim Taehyung sahiden de benim her şeyimdi, demek insan sevince anlıyordu.

Sıkılarak dinlediğim ders olan felsefe dersinin sınavına çalışırken öğrendiğim bilgiler kadarıyla bazı felsefeciler, insan aklının aklın boş bir levha gibi olduğunu ve sonradan öğrenilen bilgilere göre şekil aldığını savunurlardı. Bazıları ise tüm bilgilerin beynimizde var olduğunu ve bunların yaşadıkça, tecrübe edildikçe ortaya çıktığını savunurlardı. Yani bir kesim, sıfırdan öğrenimi desteklerken diğer kesim sonradan gelişmeli bilgi birikimini destekliyordu.

Ben ikisine de ait görebilirdim kendimi. Eğer beynim baştan beri boş ise Taehyung ile tanıştıktan sonra tamamen onunla dolmuştu, daha önce öğrendiğim her şeyi silerek. Şayet beynim baştan beri bir şeylerle doluysa işte o zaman da yine merkezde Taehyung olurdu, hayatta kalmamı sağlayacak birkaç bilgi birikimi ile beraber.

Ona olan hayranlığımı kendime bile açıklayamaz hale gelmiştim, Kim Taehyung'a her şeyden fazla değer veriyordum ve ondan da fazlasıyla karşılığını alıyordum. Bu bana pekala yetiyordu da, yetiyordu fakat her şeyin bir kotası olduğu gibi bunun da vardı.

Benim ona olan sevgi ve hayranlığım belki ölene kadar sürecekti ama o ben ölene kadar beni aynı şekilde sevemeyecekti. Çünkü bilirsiniz, hayat onun için durmuşken benim için son hız devam ediyordu. Yaşlanacaktım, çok sevdiği iri gözlerim çökecek ve sürekli öptüğü yanaklarım buruşacaktı.

Her seferinde inkar etse de gerçekleri göremeyecek kadar aptal değildim, kimse artık güzel görünmeyen ve kendinden katlarca büyük duran birini eskisi gibi sevmeye devam edemezdi. Tutun ki sevdi, bu sefer karşı taraf - yani ben - kendini kötü hissederdi, çünkü artık genç ve güzel değildi, yetersizdi.

Kim Taehyung...eğer beni dönüştürmeyi kabul etmeyecekse kendimi öldürecektim, ya da buna cesaret edemezsem en azından beni asla bulamayacağı bir yerlere kaçacaktım. Başka ne yapacaktım ki? Az önce bahsettiğim yaşlılık senaryosunun gerçeğe dönmesini mi bekleyecektim?

Taehyung şu an otuzlarının başında olan bir insan gibi görünüyordu, ben de maksimum o yaşlarıma kadar onun yanına yakıştırabilirdim kendimi. Yani en fazla on ya da on beş sene. Sonra ne olacaktı? Merhaba yaşlı ve yorgun Jeon Jeongguk, güle güle her daim aynı dinç görünümünde kalacak Kim Taehyung. Ve bum! İlişkimiz, ya benim takıntılarım ya da Taehyung'un gözüne artık güzel gelmeyeceğim bahanesiyle bitecekti.

vampire fam |taekook✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin