"Gelmezsin sanıyordum?"
Bir köşeye sinmiş öylece duruyordum. Bütün gün okulda olmayan San bir anda ortaya çıkarak beni kurtarmıştı. Dehun kendinden hiç ödün vermeden ellerini ceplerine attı ve diğer arkadaşının kolunu arkaya doğru çevirerek acıyla inlemesini sağlayan San'a yaklaştı.
"Seni uyarmıştım Dehun. Ama sen bu okulda okuduğumu herkese yaymakla kalmayıp sözlerimi çiğnemeye başladın." Tuttuğu kolu iyice arkaya iterek kırmıştı.
İşte yine aynısı oluyordu. Sınıfta gördüğüm haline bürünüyordu. Kendinden geçiyor ve tamamen başkası oluyordu. Yerde kırık kolunu tutarak bütün gücüyle bağıran öğrencinin kafasına bir tekme attı. Aynı şekilde dizine kafasını geçirdiği kişinin de tuttuğu gibi bileğini kırmıştı. Şaşkınlıkla bir iki adım geriledim. Yüzünde yine aynı ifade vardı. Öldürecekmiş gibi bakıyordu. Adamın çığlıkları bütün okulda yankılanırken ellerimle kulaklarımı kapattım.
"Baya sinirliyiz ha? Aslında çok merak ettim. Senin için değerli sanırım?"
Söylediklerinden sonra eliyle beni işaret etti. Dehun'un kahkahası kulaklarımı kapatmama rağmen duyuluyordu. Bu ortamda daha fazla duracağımı sanmıyordum. Onlardan bir iki adım daha uzaklaştım ve arkamı döndüm. Çarptığım beden ile sendeledim ama düşmedim. Önümdeki benden uzun adama baktım. Ellerim kulaklarımdan inerken elini omuzuma koydu ve beni uzaklaştığım ikiliye tekrar yaklaştırdı. Bir anda nerden geldiğini anlamadığım bir çok adam çevremizi sarmıştı. Ben omuzumu sıkan adamla birlikte Dehun'un yanında duruyordum. San bir süre çevresine ve bana baktı. Dudakları o çok sevdiğim şekle büründü ama bu defa sevdiğimi söyleyemezdim. Bir anda gülümsemesini yüzünden silerek sert gözleriyle olabilecek en korkunç ses tonu ile konuştu.
"Çek elini ondan."
Etrafındaki adamları umursamadan yanımda eli omuzumda olan adama bakıyordu. Adam sarsılarak güldü ve bir baş işareti yaparak çevremizdeki herkesin San'a saldırması sağlamıştı. San gelen darbelerden çevik bir şekilde kurtuluyor ve karşı taraf ne olduğunu anlamadan atağa geçiyordu. Dehun da gülümseyerek onları izliyordu. Bana döndü. Yüzündeki gülümseme şımarık bir çocuğun gülümsemesi gibiydi.
Oyun oynadığını falan mı sanıyordu?
Yanımdaki adama bir bakış atarak arkasını dönüp yürüdü. Bende arkasından ilerletilirken arkamdaki San'a baktım. Adamın omuzumu öne doğru itmesi ile geri önüme döndüm. Ondan uzaklaşmak istedikçe bedenimi daha sıkı kavrıyor ve ilerlemem için ittiriyordu. Sinirle bacağına tekme attığım adamdan ayrılmaya çalıştım ama tek yaptığım onu daha çok sinirlendirmek olmuştu. Önde ilerleyen Dehun ise bize bir bakış attı.
"Onu sıkı tut." İfadesiz sesi ürpermeme neden olurken yanımdaki adam bu defa elini enseme atarak sıkmaya başlamıştı.
"Bırak beni." Ellerinden kurtulmaya çalışıyordum ama nerden bakarsan bak yirmili yaşlarının sonunda gibi duran bu adam benden kat ve kat daha fazla güçlüydü. Köşeyi dönerek okulun kapısından çıktık ve ara sokakların birine girdik.
"Yeter artık rahat dur."
Belimde hissettiğim demir parçasının bıçak olduğunu anlamam ile olduğum yerde durdum. Dehun da olduğu yerde durdu ve bize döndü.
"Kimsin sen?" Ağzından bir kıkırtı çıktı. Yavaş adımlarla yanıma ilerledi ve tam önümde durdu.
"Ah Woo. hiçbir şeyden haberin yok tabi senin. Çok da normal zaten. Aslında seninle sadece okulda oynayacaktım. Ama madem önemli birilerinin ilgi odağı olmuşsun seninle daha fazla oynamaktan bir zarar gelmez." Hiç tekin kişiler değillerdi. Ne San, ne de o.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hidden Screet / Woosan
ФанфикWooyoung onu kitap okuduğu her anda izlerdi. Yani her gün. Çok sessizdi ve gizemliydi. Wooyoung onun bu duruluğuna aşık olmuştu. Gizli aşkıydı. Choi San onun gizli aşkıydı. Ama bu hikayede bir şeyler saklayan tek kişi Wooyoung değildi. _____ -Wo...