Kısa Hikaye -11-
- Gizemli olaylarda gülen bir palyaço -
"Diyor ki, sanırım Dünyanın en güçlü iksirini ve büyüsünü elinde tutuyor."
Remus'un bu cümlesi üzerine odaya çöken kasveti anlatmak pekte kolay değildi. Kesinlikle havada bir ölüm yiyen varmışçasına bir hissiyat oluşturmaya devam ettiği esnada herkes ilgiyle Lily'nin elinde almış iksir şişesine bakıyordu. Kafalarından çokça düşünce geçtiği barizdi fakat hiçbiri doğru bir yaklaşım sayılamazdı.
Lily, kesinlikle tüylerini ürperten bu iksiri bırakıp kaçmak istiyordu. Ama, iksire olan merakı bu duruma ağır basıyordu. Kim bilir nasıl bir iksirdi? Milyar sorusu olmasıyla beraber, kullanmak ellerinde olan bir iksirden korkması saçmaydı. Yine de bu ürpertici oda ve kasvet insana işkence ediyordu.
Remus, bir konuda Lily'e hak veriyordu. Buradan gitmeleri gerekiyordu. Fakat iksiri araştırma yanlısı sayılmazdı. Küçük şişedeki sıvıyla ilgili bilgi kulak aşinalığından dahi azdı. Bir uydurma olması bile düşük bir ihtimaldi. Aynı zamanda bu mahzen güçlü bir büyücüye veya cadıya aitti ve Remus sahibinin onları görmesinin pek iyi olmayacağını hissediyordu.
Sirius normalde bu tip konularda korkusuzdu. Şu anda öyleydi ama anlamaya çalışıyordu. Bu iksir hemen kullanılıp heba edilecek bir şeye benzemiyordu. Mahzen çok eski ve yıllardır kullanılmıyor gibiydi. Fakat buradaki büyücü veya cadı, güçlü olmalıydı ki bunca yıl burada barınabilmişti. Kararsız bir tavırla yaklaşıyordu.
Peter, buradan gitme taraftarıydı. Bu dehşet verici oda ve başlarının belaya bulaşması onu korkutuyor, ancak bir yandan da dostlarını bırakmak istemiyordu. Ellerinin titremesi onu sinirlendirse de bu iksiri kullanması gibi bir şey bile onu delirtirdi zaten. Bu normaldi, iksir ise sonsuza dek susması gereken bir şeydi. Ama eğer konu kapansa bile, bu işin peşini bırakmak istemiyordu.
James ise meraklı ve korkusuzca yaklaşıyordu. Sirius'la aynı duyguları paylaşıyor sayılırdı ama iksirin niteliklerini iyice öğrenmek bir yanda dursun, burada binlerce iksir yapılabilir, ve hatta keşfedilebilirdi. Bulabilecekleri şeyler sonsuzdu ve bu onların işine yarayabilirdi. Fakat ister istemez şunu kabul etmesi gerekti 'Burası onları aşan bir cadı veya büyücüye aitti.'
Uzun süre hüküm süren sessizlik dinmedi. Sadece devam etti. Sirius ve Peter kazanlara yaslanırken James ve Remus ise tezgaha doğru yaslanmıştı. Lily ise iskemlede oturmuş elindeki şişeye bakıp bakıp iç geçiriyordu.
"Burayı unutup hiçbir şey olmamış gibi devam edemeyiz. Burası bir hazineden farksız." Dedi Lily en sonunda. Bu kararı vermesi çok zor olmuştu. Sesinde ise kararsızlık vardı.
"Evet. Bu konuda Lily'e katılıyorum ama.. Burası başımıza kitap gibi bir bela açabilir. Bunu düşünmeliyiz." Dedi Remus çok nesnel bir bakış açısı ve sorgular bir bakışla hepsine göz gezdirerek. Sirius ve Peter yere dikmişti gözlerini. James ise boşluğa.
"Bela batmadığımız şey değil." Dedi Sirius. "Ama bende kararsızım, iksir konusunda da, mahzen konusunda da."
"Bende Sirius'a katılıyorum. Buraya bir daha ne gelirim ne de araştırırım."
"Sirius haklı. Ama yine de Lily de haklı. Çok şey bulabiliriz burada, çok şeyle olası bir savaşa, ne bileyim bir şeylere yardım edebiliriz. Çok güçlü olabiliriz. Ama yine de burası çok güçlü birine ait gibi. Yani, bu hoşuna gitmeyecektir."
"Dostum, belli ki uzun süredir kullanılmamış."
"Doğru. Ama bu sahibinin hiç gelmeyeceğini göstermez."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çapulcular - Kısa 'Olmayan' Hikayeler ✨
FanfictionÇapulcuları kendi dilimden biraz da sihirle yazdım ;) "Eğer bela varsa, bizde varız!" ~ Sirius Black 🦌🐾🐺🐀 - 🥀