8. BÖLÜM

8.1K 531 1.5K
                                    

Multimedya:

Twitter'da #Taşeron etiketiyle paylaşım yapabilirsiniz, orada da buluşmaktan mutluluk duyarım:))

+1300 Yorum +250 Oy'a sizlerleyim.

Edit: mihrionline <3

Edit: mihrionline <3

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Rainy Day feat. Hloy

8. BÖLÜM:

Kötü, bencil, etrafındakilere beladan başka bir şey getirmeyen bir sokak kızıydım ben insanların gözünde her zaman. Sorgulamadan itilen, kakılan ve yok sayılandım. Dışlanan, sanki herkesin kaçması gereken bir pislik muamelesi görmüştüm insanlardan.

Sonra durmuş, düşünmüş ve tam da istedikleri gibi olmaya karar vermiştim. Artık onların düşündüğünden çok daha kötü, çok daha kendini düşünen ve belayı etrafındakilere bile isteye verendim. Eskiden ki suskunluğumu büyüttükçe bir çığlığa dönüşmüştü içimde, şimdiyse o çığlığı atma, etrafımdaki herkese gerçekten de ne kadar kötü olduğumu gösterme vaktiydi. Acıttıkları yerden vurma, attıkları tekme kadar düşürme zamanıydı benim için.

"Evren,"

Pusat'ın sesi beni olduğum ana geri getirirken kirpiklerimi arka arkaya kırpıştırarak bomboş gözlerle baktım benim aksime koyulaşarak derin bir çukuru hapsettiği gözlerinin içine. Orada bir ateş, orada baş edilemez bir yangın, şimdi orada benim için tutuşmuş mezarlıklar vardı.

"Kaybedeceğini bildiğin bir kumar masasına oturuyorsun Karayazgı." dedim zalimce, içimdeki tüm öfkeyi sırf o şahit olsun diye önüne serercesine. "Yapma."

Hemen altımdaydı, elleri avuçlarımda, gözleri suratımda ve kalbi... Kalbi benim için atmak için fırsat kolluyordu sanki. Görüyordum, o da en az benim kadar kötü, benim kadar zalimdi ama ben ondan daha fazlasıydım. O bir yerde durulur, kırmaktan korkardı; Ayliz'in kendisi için ettiği tüm ağır laflara rağmen tek kelime ağzını açmadığında anlamıştım.

"Bunun anlamadığım kısmı sen neden bunu bu kadar umursuyorsun?" diye sordu, şimdi kelimelerine tutsak kalan bendim. Göz göre göre onun ağına düşmezdim belki ama bu bana taktığı çelmeyle dizlerimin üzerine çökerek yara almayacağım anlamına gelmezdi.

"Ona, Sungur'a neler dediğimi duydun?" diye fısıldadım sessizce, tek kaşım ona meydan okurcasına havaya kalktı. "Onu ne denli yaraladığımı, yetmediğini üzerine basıp geçtiğimi, herkesin önünde küçük düşürüp gururunu paramparça ettiğimi gördün." Yutkunmamak için kendimi zorlukla tutuyordum. Saçlarım altımda kaldığı için yüzüne doğru dökülürken onun güzel yeşil gözleri ne yaptığımı anlamaya çalışır bir şekilde kısık bakıyordu.

TAŞERON Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin