10. BÖLÜM

2.4K 205 1K
                                    




Selamlar, nasılsınız?

Uzun bir süreden sonra yeniden beraberiz. Bu sürede benim hayatımda epey büyük değişiklikler oldu, gerek bu gerekse başka nedenlerden hikâyemize ara vermek zorunda kaldım ama artık kaldığımız yerden devam etme zamanı. Umarım bu sürede sizin hayatınızada güzellikler dokunmuştur

Sizden ricam verilen araya rağmen beni yalnız bırakmaz, satır arası yorumlarınızı esirgemeyerek bir 500 küsür yaparsanız çok sevinirim. Keyifli okumalar <33





Halsey - The Lighthouse



10. BÖLÜM

Kendimi kaybetmekle kendimi bulmak arasında ince bir hat vardı, o iki hattın arasında gidip geliyor zihnimin türlü oyunlarını etrafımdaki insanlarla oynayarak atlatmaya çalışıyordum. Uzaktan bakan biri ne kadar normal bir insan olarak görüyor olsa dahi kafamın içinde işlerin göründüğü gibi yürümediğini sadece ben biliyordum, bir de o. Pusat.

Pusat Karayazgı...

Değişik bir adamdı; bir yanında eli kanlı bir katil diğer yanında ise katil yanını görenin inanamayacağı kadar büyük bir merhamet ve sevgiyi taşıyordu. İnsanları seviyordu, etrafındakilere değer veriyordu. Gözlerinin içine baktığınızda intikamı, kini ya da yaptığı işin hakkını verecek nefreti değil insanın içini ısıtacak başka şeyler görüyordunuz. Sanırım bundandır ki bu zamana kadar görev ya da başka bir şey, diğer insanlara izin vermediğim kadar izni vardı bana karşı. Normalde asla fırsat vermeyeceğim şeyler onunla başka bir hal alıyordu.

Kapının önünde tıkırtılar duydum, kimin geldiğini biliyordum. O nedenle duruşumu bozmadan aynaya yansıyan görüntüme bakmaya devam ettim. Az önce sabahın erken saatlerinde evin bahçesinde gerçek bir dövüş yaşamış, canımı yakması için tüm sınırlarını ve sinir sistemini zorladığım adam karşısında durduğum aynadan gözlerimin içine bakarak içeriye girmiş, kapıyı gözlerini üzerimden ayırmadan kilitlemişti.

"Sırtın kötü görünüyor," Yavaşça olduğum yere doğru yürümeye başladığında avucunun içinde bir kutu tutuyordu.

Duştan yeni çıktığım için saçlarımın ucundan dökülen damlalar omuzlarıma, göğüslerimin altından sardığım kırmızı renkteki havluya, bir kısmı da yerdeki parkeye damlıyordu. El havlusuyla saçlarımın nemini alıp kenara bırakırken, diğer yandan masamın üzerinde duran tarağı saçlarıma doğru çıkardım. Tüm bunları yaparken ben aynaya, Pusat ise tamamen bana odaklıydı.

"Sanırım vücuduna aldığı tüm kötü görünen yaralarla bile baştan çıkarıcı olmayı başaran tek kadın olabilirsin Evren." İltifatı karşısında yüzümde yaramaz bir gülüş belirdi, Pusat sırtımdaki yaraları söylerken bile gözleri yalnızca yüzüm üzerinde gezintideydi. "Sanırım beni içeriye almakla hata ettin, müsait olmadığını söylemeliydin."

Saçlarımın tamamını açtıktan hemen sonra ağır bir edayla bedenimi ona doğru çevirdim. Onun yüzündeki ciddiyetin aksine ben oldukça delici bir şekilde gülümsüyor, doğrudan Pusat'ın gözler içerisine bakıyordum.

"Bunu söyleyebilmem için kapıyı çaldığını duymam gerekmez miydi Pusat?" Bunu sitem eder gibi değil de daha çok kur yapar gibi söylemiştim. "Benim tüm alanlarım seninmiş gibi davranıyorsun."

Pusat bir adım daha attığında artık tam dibimde duruyor, nefesi hâlâ nemli olan omuzlarıma dokunuyor, aramızdaki gerilim o bana yaklaştıkça an be an artıyordu. Eli değmiyor, gözleri belki vücudumda gezmiyor, teni tenime dokunmuyordu ama Pusat Karayazgı yalnızca yasaklı bir yolu andıran gözleriyle tüm kontrolümü kaybetmeme sebep oluyordu.

TAŞERON Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin