GİRİŞ

20.6K 691 427
                                    


Kitaba başladığınız tarih buraya... 🕯

21.01.2021


TAŞERON 

Epey uzun zaman önceydi, duyguları zehirli bir maddeymiş gibi içimden söküp almış, demir bir kutuya bırakmış ve anahtarını sonsuzluğa uğurlamıştım. Artık kutu yoktu, artık duygular ve hisler yoktu. Hapsettiklerimden geriye yalnızca gün aymamış bir karanlık, ateşe verdiklerimden yalnızca savrulup içime dökülen kül birikintileri kalmıştı.

Oturduğum yere daha fazla yayıldım. Bordoya boyadığım dolgun dudaklarımı birbirine bastırıp ellerimin arasında duran içeceğimle oyalanırken tam karşımda dikkatli gözlerle dakikalardır beni izleyen son derece yakışıklı adama aynı şekilde karşılık vermeye başladım.

"Sanırım buraya içmeye değil, beni seyretmeye geldin." diye fısıldadı adam sonunda sessizliğinden sıyrılarak bir adım attığında. Gözleri kısıldığı sıra bakışları artık çok daha fazla yoğun bir hal almıştı. "Saatlerdir buradasın ama içeceğinden daha bir yudum bile almadın."

Duyduğum bu cesur cümleler karşısında dudaklarım kışkırtıcı bir tavırla iki yana doğru kıvrıldı, kaşlarımı usulca havaya kaldırıp adamın söylediklerini onaylamak ister gibi başımı aşağı yukarı salladım.

"Aslında tam olarak bunun için geldim." diye mırıldandım, gözlerimi adamın gözlerinden bir an bile ayırmadan. "Eğlenmek için geldim yani." Elimi kaldırıp hâlâ dolu olan içeceğimi gösterdim, hemen sonraysa uzanıp aramızda duran küçük sehpaya doğru bıraktım bardağı. "İçki tamamen bahane, ben pek kullanmam zaten."

Bedenime ikinci bir deri gibi yapışan, diz kapağımın hemen üzerinde biten siyah deri elbisenin beni boğmaya başladığını hissettiğimde elimi yakama çıkarıp yavaşça aşağı yukarı çekiştirdim. Söylediklerimin aksine farkında olmadan yaptığım bu hareketle karşımdaki adamı fazlaca kışkırtmış olmalıydım çünkü adam elinde duran kadehi dudaklarına yasladı ve tek seferde tüm içkiyi bitirdi. Boş bardağı dolu bardağın yanına doğru sertçe bırakıp oturduğu yerde öne doğru kayarak üzerime doğru eğildi.

"Demek eğlenmek istiyorsun." diye fısıldadı. İçkiden dolayı gözleri tamamen kararmış, bakışları alev alan bir alkol gibi yanıp tutuşmaya başlamıştı. Görüyordum, bana karşı hissettiği çekim o kadar fazlaydı ki bir evet desem elimden tutup beni şimdi bulunduğumuz mekândan çıkarabilir, dakikalar içinde yalnız kalabileceğimiz bir yere götürebilirdi. "Eğer sende istersen bu gece o eğlenceyi ayaklarına serebilirim. Emin ol seni eğlendirmek yalnızca beni değil seni de yoğun bir memnuniyet ve tatmin duygusuna sürükler."

Söyledikleri tebessüm etmeme neden oldu, gözlerim kısıldı ve dudaklarım hafifçe aralandı. Adam bu görüntü karşısında daha fazla delirdi, beni istediğini görebiliyordum. En son isteyeceği şey şu an reddedilmekti, bunu gözlerinden bile görmek mümkündü. Bunun için ne gerekiyorsa yapacağından emindim.

"Seni tanımıyorum." diye mırıldandım, hareketlerimdeki kışkırtıcılığa zıt bir şeklide sözlerimle geri çekilerek.

"Tanışalım öyleyse." Çenesini dikleştirip etkileyici bir şekilde gülümsedi. "Ben Sancar Demirhan." dediğinde elini tam karşısında kısık bakışlarla onu seyreden bana uzattı. "Ve sizde?"

"Evren," diye yanıtladım beklemeden, öne doğru kayarak gözlerimdeki ışıltıyı çekinmeden önüne serdiğimde, Sancar'ınkilerin yanında ufacık kalan ellerim ellerine dokundu. "Evren Haznedar..."

TAŞERON Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin