Tüm hazırlıklar bitmişti ama saat zaten 12 olmuştu bile geç kalmıştım ve şimdi bunu haber vermem gerekiyordu.. Belkide geç kaldığım için onlar zaten bensiz yola çıkmaya hazırlanıyorlardı. Dudaklarımı ısırdım hayatımın hiçbir anında bu kadar çok kararsızlık yaşadığımı hatırlamıyorum. Hatta şuan sırf geç kaldığım için bile gitmekten vazgeçebilirdim. Büşra elinde benim plaj çantamla salona geldi.
" Hadi bakalım Angel artık yolculuğa hazırsın" deyip gülümsedi. Endişeyle yüzüne bakıyordum oysa ki arkadaşımın bir bahane bulup gitmemem için birşeyler söyleyeceğini ummuştum ve artık bana Angel demeye başladıysa bu düşüncelerimin hepsi yersizdi çünkü o endişelerini bir kenara bırakmıştı bile.
"telefonunu yinede yanından ayırma hoşuna gitmeyen birşey olursa hemen mesaj at bana sen dönene kadar telefonu elimden bırakmayacağım"
"Büşra şuan beni daha çok tedirgin ettiğinin farkında mısın? Zaten çok geç kaldım belkide yola çıktılar bile"
Büşra öyle şen bir kahkaha attı ki "Tan sen bu kadar zor kabul etmişken seni almadan gidecek ha?"
Şimdi ikimizde gülüyorduk tamam evet biraz hatlamıştım. Taksi çağırdık eşyalarımı yerleştirdik Büşra kocaman bir öpücük kondurdu yanaklarıma ve kulağıma eğilip "Ne olursa olsun her anın tadını çıkar, birşey düşünme ve eğlen" Canım arkadaşım benim seni gerçekten çok seviyorum.
Şoföre kısa ve net "Kalamış Marina" dedikten sonra arkama yaslandım. Boğazımda bir yumru nefes almamı engelliyordu bu kadar heyecanlanmamı anlayamasamda ilk defa yaşadığım bu durumun garipliğine verdim yinede..
Marinanın girişinde güvenlik "kime geldiniz" dedi.o an kendime geldim evet kime geldim ben ? Almina hadi bakalım ne söyleyeceksin adama?
"Tan beye geldim"
"Tan soyismi?
İşte bu harika böyle bir rezillik yok ben onun soyismini bilmiyorum ve karşımda benden cevap bekleyen taksi şoförüne ve güvenlik görevlisine verebilecek tek cevabım yok.Ağlayabilirim şuan.Sanki gözlerim demi doldu off hyr sakın..
Taksinin şoförün yanındaki kapısı açıldı yüzünü göremediğim uzun saçlı bir adam ön koltuğa oturdu
"ileri devam et söyleyeceğim sana"
Dilim tutulmuştu onu gören güvenlik görevlisi hemen iki adım geri atmıştı şoför söyleneni yapmuıştı ve benim dilim tutulmuştu. Bu Tan mıydı?
Onu incelemeye çalışıyordum ama koltuktan hiçbirşey göremiyordum. Tam birşeyler sormak için hazırlandım dudaklarımı araladım
" Burda sadece teknelerin isimlerini bilirler, sahiplerini sima olarak bilir ama isimlerini çok bilmezler ama buraya çok yakın tekne merak etme"
Sanırım tekneye gitmeden bayılıcağım hemde hemen şuraya. Kimsin sen diye çığlık atmak istiyorum ama sesim çıkmıyor.
Taksi durdu öndeki adam indi ve eşyalarımı almak için arka kapıyı açtığında ilk defa yeşil gözlerini gördüm
"Bak Tan orda hadi gel ona bir şaka yapalım" dedi. Sersemlemiş bir şekilde tekneye doğru yürüdüm .Teknenin üst kısmında arkadası dönük geniş omuzlu saçları omuzlarına dökülmüş bir adam bir zinciri yukarı doğru çekiyordu.Tan şuanda gözümde daha yüzünü görmeden devleşen bir adamdı.
yanımdaki adam ona seslendi "heyyy bak sana kimi getirdim " ne demeye çalışıyordu bu adam Tan yavaşça yüzünü bize doğru döndü ve yüzünde belli belirsiz bir gülümse aldı.Güneş gözlüklerinden yüzünü göremiyordum ama harika bir vucüdu vardı.
"Yolda karşılaştık benim çok eski arkadaşım çıktı sana geldiğini duyunca taksiye atladım ve geldik."
Ne? Eski bir arkadaşım mı? Ben seni ilk defa görüyorum be adam? Ne yapmaya çalışıyorsun off nerdeyim ben bunlar kim?
Tan şimdi teknenin uç kısmına gelmişti hala teknenin dışındaydım
"öylemi dostum peki arkadaşını tanıştır bana ismi nedir bu eski dostun?
Tanımadığım bu adam birden kahkahı bastı yeşil gözleri adeta parlıyordu şuanda.
"Sahi bu şakayı yapmadan önce sormayı unutmuştum gerçekten adın nedir"
Kısık ne olduğunu anlayamamış şaşkın ve sersem bir ifadem vardı eminim.Güneş gözlüklerimin bu nerdeyse ağlayacak halimi gizlemesini ümit ediyordum ve elimdeki su şişesini sıkarak konuştum
"ALMİNA"
"Tan güneş gözlüklerini çıkardı ve anlayamadım dediğinde tekrar
"ALMİNA" dedim şaşkınlığını anlayamamışken diğer arkadaşıda yine kahkahayı bastı
"işte bu gerçekten şaşırtıcı Almina dedi bende Çağatay memnun oldum"
Tan elini uzattı tekneye binmem için başımı aşağıya eğdim ve yüzüne bakmadan elimi uzattım. Zarif bir hareketle beni tekneye alırken eğilip demek ismin Almina derken nerdeyse dengemi kaybediyordum beni sıkıca tuttuğu için bu tehlikeyide önlemiş oldu ve oturacağım yeri gösterdi. Çağatayda Tekneye atladı ama bir dakika bir kişi daha olması gerekiyordu o nerde? Hayır sadece Tanla bile teknede yalnız olmam derken şimdi iki tanımadığım adamla bu yolculyuk başlayamacaktı.Net.!
Tan sanki beynimi okuyordu Çağataya dönerek "Dilek nerde" dediğinde içim bir nebze rahatlamıştı.Çağatay telefonu eline aldı ve numarayı tuşladı.Tan ve ben sessiz bir şekilde onu izlerken arada Tan'a kaçamak bakışlar atıyordum. Tan bana eğilerek sana biz söz verdim o da burada olacak dediğinde Tana sarılabilirdim.Telefonu kapattı ve Tan üzgünüm sanırım Dilek katılamayacak dediğinde Tan oldukça net bir sesle tekrar ara ve tüm işlerini bırakmasını söyle yirmi dakika sonra çıkmış olucaz.
İçim nasıl rahatladı anlatamam hala elimdeki su şişesiyle oynuyordum ve ara ara su içiyordum ve başımı kaldırdığımda Tan'nın bana baktığını görüp kızardım. O kadar yakışıklıydı ki bu adamın yanında nefes almayı bile unutuyordum. Tekneye alışık olmadığım için sağa ve sola sallanması başımı döndürüyordu yada Tan başımı döndürüyordu emin değilim.
Güvertenin ön kısmına geçti üst bedeni çıplak ve sadece kot pantolonu vardı üçgen vucüdü güneşte parlıyor gözlerimi ondan alamıyordum.ÇAğatay birden dönüp bana Tanla nerde tanıştığımızı sorunca verecek cevap bulamamıştım
"Şey biz biz aslında şey"
" Bugün miçom sensin Almira hadi bakalım işe koyulalım dediğinde rahat bir nefes alıp Tan'ın yanına gittim beni kurtarmıştı..Bir dakika miço dedi değil mi?
"Miço ne demek peki?" dediğimde Tan ukalaca bir kahkaya attı gözleri kısıldı ve alaycı bir tavırla kaptanın yardımcısı dedi..
Hem bu tavrına kızmış hem bu kelimenin anlamını bilmediğim için utanmıştım.Anlaşıldı ben bugün Tanın miçosuyum.Miço oldum ben!