Dede gerçekten yoruldum. Yaklaşık 2 saattir antrenman yapıyordum. Hergün yaptığımdan fazla yapınca vücudum kendini kapatıyor gibi oluyordu.
"Tamam evlat yeter bu kadar bugün gerçekten yoruldun, biliyorum."
"Sonunda dede gerçekten çok yoruldum."
O sırada annem seslendi, o güzel sesi gerçekten gülümsetti beni. Annem bana göre çok güzel bir kadındı. Bence herkese göre güzel bir kadındı.
"Baba yeter hakkaten zaten daha yeni ayaklandı çok üstüne gitme lütfen"
Anneme hak vererek odamın yolunu tuttum. Odama çıkar çıkmaz kendimi yatağa atıp uyumayı tercih ediyordum ki yapmadığım o matematik projesi kafamda dolanmaya başladı. Bu hocaları hiç anlamıyordum üniversite sınavım vardı ama hâlâ proje veriyorlardı.
Neymiş bizi üniversiteye hazırlarmış. Görerek ve dokunarak daha iyi aklımda kalırmış falan. Ben sanat bölümündeydim. Matematik ne alakaydı ki.
Sinirle büyük bir of çektim ve masama oturdum. Masam pencerenin önündeydi ve karşı komşumuzu görebiliyordum.
Karşı komşum gerçekten başarılı biriydi, herşeye yeteneği vardı. Herşeye derken gerçekten herşeye. Abimin yakın arkadaşlarından biri olduğu için bende yakından tanımama rağmen sadece penceremden gördüm şimdiye kadar.
*. *. *.
Projemi bitirdim ve sonunda kendimi yatağa attım. Saat daha 3 tü bu yüzden akşam yemeğine kadar yatmak en iyisiydi.Annemin güzel sesine uyandım."Uykucu bu kadar da yatılmaz ama 3 te yattın saat 8 şuan"
5 saatcik uyumuştum sadece. Ayaklandım ve aşagı indim yemek yiyorlardı. Benim bir babam yoktu ben çok küçükken ölmüştü. Gözlerimin önünde... O kadar vahşet bir şeyi gördüğüm için 2 yıl psikolojik destek gördüm.
Ama sonunda ayaklandım ve ailemle yaşamaya başladım. Bu eve taşınalı çok olmamıştı hemen hemen 1 sene belki olmuştu.
Bu kadar psikolojik baskıdan sonra herkez bana umutsuz vaka gibi baksada kendimi olabildiğince toparladım ve geliştirdim. Onlara bir umut vaadettiğim için annem bana "umudum" diye seslenmeyi çok seviyordu.
Ama haklıydı onları umudu olmuştum. Babam öldükten sonra abim alkole başlamıstı. Ve dedemden babama kalan şirketi birinin sırtlanması gerekiyordu. Abimden umudu kesilirken ben kendimi geliştirince bana bağlanmışlardı.
Aslında abimi çok severdim. Özgür ruhlu bir insandı. Tanısanız sizde severdiniz onu. Onu alkolik bir psikopat gibi düşünmenizi asla istemem.
Annem abime seslendi, "Namjoon beni oraya getirtme hadi yüz defa bağırdım sana." Annem böyle bağırınca abim gülerek aşagı iniyordu.
"Annelerin birtanesi sadece şu bölümü geçmeye çalışıyordum." Masaya oturdu ve annemin yüzüne bir yavru köpek misali bakarak gözlerini kırptı. Bisey istiyecegi belliydi.
"Anne yarın arkadaşlarım bize gelebilir mi. Hemen hayır deme lütfen."
Şaşırdığım bir biçimde annem kabul etti. Şimdiye kadar abimin bütün arkadaşları sanki yamyam gibiydiler. Şaşırarak sordum "kim geliyor ki"
"Bu arkadaşlarımla ilk tanışacaksınız emin olun çok nazik insanlardır." Nazik mi beni güldürmek mi istiyordu acaba.
Abi güldürme istersen dedim. Ama beni takmadı bile. "Anne son birşey daha yatıya geliyorlar ama." Bunun üzerine gerçekten kahkaha attım.
Ve cidden sordum ona "kim geliyo gerçekten." Abim " Seokjin ve Yoongi geliyo benim akıllı kardeşim." Düşündüm Seokjini tanıyordum abimin sınıf arkadaşıydı ama şu Yoongi kimdi ki.
Yemeğimi yedim ve yukarı çıktım. Daha yeni uyandığım için hiç uykum yoktu ve abimler oyun oynayabilirdik. Çok güzel bir strateji oyunu biliyordum.
Onu her seferinde yenmek çok eğlenceliydi. Bilgisayarımın başına geçtim ve birazcık sosyal medyada takılmaya başladım.
İlk bölüm buraya kadardı. Umarım beğenmişsinizdir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bunu Hak Ediyorsun SOPE/YOONSEOK
Fiksi PenggemarO küçük yaşta babasını kaybeden bir çocuktu. Ve mutlu olmaya onunda hakkı vardı. Sadece bunu yıllar sonra yasayabildi