Üstümüzü giydikten sonra gene çekiştire çekiştire arabaya getirdim Yoongi'yi. O direksiyon tarafına geçerken bende hemen yanına kuruldum. Bir yandan endişeliydim diğer yandan rahatlamış hissediyorumdum.
Kafamı biraz yana çevirip Yoongi'ye baktım. Direksiyonu tutuyordu ve gözü yoldaydı. Gözlük takmıştı bugün. Aslında çok yakışmıştı ona hep taksa ne güzel olurdu. Sanırım lens daha kolayına geldiği için onları kullanıyordu.
"Şey... Ben nasıl konuşcağımı bilmiyorum ailemle." Dedim ve ondan bir tepki bekledim.
"Bana söylediklerini söylersin olur biter."
"Ama endişeliyim ya kabul etmezlerse."
"Kabul etmezlerse bile ben vazgeçtim artık. Üstüne alınma Hoseok ama ben zaten yapamıyordum."
Sanırım oda böyle birşeye yabancıydı. Zaten daha öncesinde psikolog olduğunu söylemişti. Bunları düşünürken biranda aklıma eğer bunu bitirirsek Yoongi ile muhtamelen bir daha görüşemiyceğim geldi.
Çünkü bir sebebim yoktu. Böyle olunca üzülmüştüm.
"Hoseok üzgünüm seni kırdığım için yüzünü düşürme. Dediğim gibi konu seninle alakalı değil. Ben çok yabancıyım bu duyguya o yüzden çekimser kaldım." Dedi, onun dediğine üzüldüğümü sanmıştı.
"Anladım zaten ona üzülmedim. Aklıma birşey geldi dedim."
O sırada eve geldiğimizi fark ettim. Arabadan inmeden önce Yoongi'ye döndüm.
"Nasıl konuşcam hiç bilmiyorum. İçerde bana yardım et olur mu hyung dedim."
Şefkatli bir ifade ile yüzüme baktı ve "tabiki yardım ederim." Dedi.
Arabadan indik ve kapının önüne doğru yürüdük. Kapının önüne geldiğimizde bir cesaret zile bastım. Kapıyı abim açtı.
"Hoşgeldiniz buyrun geçin dedi."
Kenara çekilince içeriye girdik. Seokjin hyungda bizi görünce ayaklandı.
"Hoşgeldiniz hangi rüzgar attı sizi buraya." Dedi.
İçeri geçip konuşmanın daha mantıklı olduğunu söyledim ve oturma odasına doğru yol aldık. Odaya geçince herkes bir yere oturup yüzüme bakmaya başladı. Öncelikle herkes burda olmalıydı o yüzden annemle dedemi sordum.
"Annemle dedem nerde onların da bunları duyması gerek." Dedim.
"Annemle şirkete gittiler. Ufak bir sorun çıkmış hisselerde o yüzden." Dedi.
Anladığımı belirtcek şekilde kafamı salladım. Yoongi'ye dönerek akşam yemeğine kadar kalıp kalamıycağımızı sordum. Kalmak istediğini söyledi. Sanırım benden kolay sıkılmıştı. Şimdi düşününce dediğim gibi kabul etmişti öyle değil mi. Ben sanmıştım ki belki arkadaş oluruz.
Neyse, bende olsam bende hastamla arkadaş olmak istemezdim. Genede insanın biraz kalbi kırılıyo.
2 sene önce
Yoongi
Bugün ki hastalarım bitmek üzereydi. Sonunda eve gidip güzel sevgilimi görebilcektim. Son hastayı da biran önce çağırdım. Hemen bitmesi gerekiyordu. Eve gitmem için.
Kapıdan girdiler o sırada önceki hastayla yaptığım konuşmadan sonra tuttuğum notları kaydedip yeni bir not yeri açmaya çalışıyordum. Kafamı kaldırıp gelen kişiyi gördüğümde şaşırdım.
Jung holdingin sahibi Bay Juwon ve kızı Bayan Harin'i gördüm. Burda ne işleri olduğunu merak ettim açıkçası. Ayağa kalkıp onları selamladım ve konuşmaya başladılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bunu Hak Ediyorsun SOPE/YOONSEOK
FanficO küçük yaşta babasını kaybeden bir çocuktu. Ve mutlu olmaya onunda hakkı vardı. Sadece bunu yıllar sonra yasayabildi