Olayı bir anda ukegi'ye çevirsem ne şaşırırsınız ama. Neyse bu aralar ilham gelmiyo geç yazıyorum. Finale çok yakınız. Ailesiyle arası düzelmeli mi bilmiyorum. Sizce?
Hoseok
Sabah Yoon'un göğüsünde uyanmıştım. Daha hayattan ne istenir ki. Yüzünü incelemek istedim. Dirseklerim üstünde biraz doğruldum. Başımı avuçlarımın arasına koydum ve onu izlemeye başladım.
Uyurken çok tatlıydı. Normalde de tatlıydı. Yanakları hep pofidikti. Saçlarını hep sevmişimdir. Aklıma gelen fikirle hızla yerimden doğruldum. Saate baktım acele ile. Saat 10 a yakındı.
Yoongi 12 gibi uyanabilirdi. Ama o uyanmadan saçımı boyama şansım vardı. Hızlıca hareket etmeye başladım. Koşa koşa cüzdanımı kaptım ve markete gitmek için yola koyuldum.
.
.
.Boyaları karıştırıp banyodaki aynanın karşısına geçtim. Saçlarımı düzgünce ayırmaya başladım. Boyayı diplerden başlayarak sürmeye başladım.
Birazını bitirince kollarımın yorulduğunu hissettim. Çok zordu tek başına. Saate bakmak için telefonumu aldım. Saat 11 buçuktu. Hadi ama nasıl bu kadar hızlı geçebilir ki. Yarısını bile bitirmedim daha.
Elim alıştığı için hızlı hızlı sürmeye başladım. Yarısını bitirdikten sonra diğer yariya baktım. Tam 1 buçuk saattir yarısı bitmişti. Oflayarak fırçayı tekrar elime aldım. Ve diplerinden başladım.
Bu sırada Yoon'un telefonunun çaldığını duydum. O uyanmasın diye sessiz ve hızlıca dönecektim odaya ta ki Yoon'un sesini duyana kadar. Uyanmıştı işte. Daha saçımı bitirmedim ki ben off.
Bunları düşünürken aynanın yansımasından onu gördüm. Şaşırmış bir şekilde yüzüme bakıyordu. Acaba sevmemiş miydi bu rengi. Yüzümü ona döndürdüm.
"Daha bitmedi." Dedim. O ise gülmüştü gözleri hafif kısıldı ve "Yardım edebilir miyim?" Dedi.
"Tabiiki istersen yani." Dedim gözlerimi ondan kaçırıp. O ise gelip ellerini yanaklarıma koydu. Ve ona bakmamı sağladı.
"Heyy neden utanıyorsun." Dedi.
"Bitmedi çünkü bu değişik halimi görmeni istemezdim." Dedim.
"Ahh Hoseok biz aynı evde yaşıyoruz ve sevgiliyiz farkındaysan. Seni her halinle görmek müthiş birşey bil istedim." Dedi.
"Ama baksana yüzüm hep boya çok çirkinim şuan."
"Aman tanrım yoksa gözlerin mi bozuldu Hoseok" dedi. Ve bu kaç diyerek sayı işareti yaptı.
"Neden öyle dedin ki." Dedim.
"Çünkü." Dedi ve beni aynaya döndürdü. "Ben burda tatlış bir sincaptan başkasını göremiyorum." Dedi. Ve yanaklarımı sıktı. Sonra birşey dememe izin vermeden beni oturduğum yerd tekrar oturttu ve biz usta gibi ellerine eldiven geçirdi.
"Boya kasesini alabilir miyim efendim." Dedi. Saygılı bir tonla. Ona verdim ve saçlarımı boyayışını izlemeye başladım. O sırada aklıma birşey geldi.
"Senin saçını da boyayalım mı?" Dedim. Sesim biraz kısık çıkmıştı. Çünkü istemeyebilirdi. Belki bana kızabilirdi.
Aynadan bana bakıp gülümsedi. "Neden olmasın. Bunun için kendime boya almıştım. Ama cesaret edemedim hiç." Dedi.
"O zaman sen bitirince bende senin saçını boyicam öyle mi?" Dedim. Neşeli bir şekilde.
"Evet sincabım öyle. Şimdi kafanı oynatma olur mu?" Dedi. Kafamı hemen sabitledim ve bitirmesini beklemeye başladım.
.
.
.
.
"İnanamıyorum sana Yoon. Mint yeşili mi yapıcaksın saçını. Haklısın cesaret etmesi zor bir renk." Dedim. Boyaları hazırlarken. O ise gülümseyerek beni izliyodu."Neden hoba kızıl bir afet olurken ben sana bunu diyor muydum." Dedi. Şakacıktan sinirli yapmaya çalıştığı suratıyla.
Ona döndüm ve çenesinden tutarak bana bakmasını sağladım. "Afet olduğumu kabul ediyorsunuz yani Bay Min." Dedim.
Biraz daha cüretkar davranıp iyice ona yaklaştım. Heycanlanmıştı belli ediyordu. Benden beklemediği içindi muhtamelen.
"Evet kabul ediyorum. Seni böyle dışarı bile çıkarmak istemiyorum Bay Jung. Sadece benim olup burda kalmanı istiyorum. Koleksiyonumun en nadide parçası gibi bakmalıyım sana." Dedi ve ellerini belime koyup kucağına çekti beni.
Hadi ama sadece birazcık dalga geçicektim. İşler ciddiye biniyodu.
"Sadece seninim zaten Bay Min bundan bir şüpheniz mi var." Dedim. Oyunu devam ettirerek.
"Yok tabiiki şüphem. Benim olmasan bende senin olmasam. Bana böyle temas edemezdiniz Bay Jung. Bu sadece size özel bilmeniz gerek." Dedi ve ellerini boynuma çıkardı.
Neyse toparlanmalıyım diyerek kendime gelmeye çalıştım. Min Yoongi etkisi farklı oluyomuş bunu anlamış oldum. Dudaklarına kısa süreli bir öpücük verdim ve saçlarını yapmak için ayağa kalktım.
Mint yoon ve kızıl Hoba bir devrimdir.
Kısa oldu biraz bölüm ama dediğim gibi ilham gelmiyo. Onun yerine bir fic daha yazmaya kara verdim. Onun povu hazır
Konusu: Yoongiyi sevdigi için ona yardim eden Hoseok. Yoongi tarafindan idam ettirilir tek isteği bir sonraki hayatında tekrar Yoongi ile karşılaşmak olur.
Yazayı mı sizce?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bunu Hak Ediyorsun SOPE/YOONSEOK
FanfictionO küçük yaşta babasını kaybeden bir çocuktu. Ve mutlu olmaya onunda hakkı vardı. Sadece bunu yıllar sonra yasayabildi