Bölüm 2 🔍

337 38 47
                                    

Sinir bozucu alarm sesi....

Elini saate vurdu ve kapanmasını sağladıktan sonra kafasını yastığına geri koydu. Geri uyuyamayacağını biliyordu. Sırtını yatağa verip gözlerini tavana dikti. Sonra da rüzgar sesini duymasa bile duymaya zorlayan, perdeleri uçuran ve huzurlu bir gösteri oluşturan camına baktı.

Yağmurlu ve rüzgarlı bir gün onun favorisiydi. Kendisini rüzgara karşı koymaya çalışıyor gibi hissetmek, rüzgarın saçlarını arkaya taramasını  görmek onu rahatlatıyordu.

Mayışık adımlarla banyoya gitti ve musluğu açtı. Avucuna biraz su doldurduktan sonra suya baktı. Kendisini uyandırmasını umarak suyu yüzüne çarptı. Eline havluyu alıp yüzünü kuruttuktan sonra aynadaki yansımasına baktı.
Saçları dağılmıştı ve öyle daha iyi durduğunu söyleyemezdi.

Tekrar odasına girip içeriyi dondurucu bir soğuğa çeviren camı kapattı. Dışarda yağmur yağıyordu ve bu onun için çok iyiydi.

Dolabına yönelip üstüne bir tişört geçirip özensizce bir pantolon seçerek aşağı indi.

Kahvaltıya önem verirdi ve bunun için kendisi hazırlardı. Yumurtaları ocağa bıraktıktan sonra telefonunun sesini duydu. Hızlı adımlarla yukarı çıktı ve telefonunu aldı. Ava arıyordu.

Ava Brann'in komutanı sayılırdı. Yakında onun yerinde kendisi olacaktı.

"Günaydın Brann"

Sıkkın bir ifade takınıp "Derek" diye düzeltti.

"Efendim" dedi Ava anlamadığını belirten sesiyle. Aslında o kadar zor değildi.

"İsmim Derek"

"İkisi de aynı kapıya çıkıyor zaten Brann" İnat etmekte Ava'nın favorisiydi. Derek'e sürekli Brann diyordu. Belki de ağız alışkanlığıydı ama Derek cidden kendisine Brann denmesinden nefret ediyordu. O isim sadece kendisini saklamak içindi.

Ava "Bak sana önemli bir haberim var" dediğinde bütün dikkatini söyleyeceklerine verdi.

"Krutt'u tanıyorsun değil mi" diye sordu. Şaka mı yapıyordu bu kadın? Krutt bir efsaneydi. Adını sadece bir kere duyurmuş, akıllara kazımıştı. Kendisi gibi.

"Dalga mı geçiyorsun"

"Sen bugün hangi tarafından kalktın? Her neyse Krutt'u bulmanı istiyorum"

"Bak Ava iyi hoş istiyorsun ama ben neden Krutt'u bulayım? Onun yaşadığından emin misin? Ayrıca nerde olduğunu bile bilmiyoruz. Onun için Dünya'yı dolaşamam"

"Dolaşmayacaksın" kesin söylediği sesle tavayı ocaktan çekip masaya koydu.

"Nerde olduğunu biliyor musun"

"Hayır ben bilmiyorum. Arkasından giden sen olmayacaksın Brann. Onu sana çekeceğiz"

"Ava anlamıyorsun galiba o salak değil. Neden kendime çekmeye uğraşayım"

"Onu İngiltere'ye çekeceğiz Brann. Sen oraya gideceksin ve emin ol onun reddedemeyeceği şeyleri biliyorum"

"Onun hakkında hiçbir şey bilinmiyor"

"Sana fazladan bilgi vermek için arayacağım Brann görüşürüz" Gözlerini devirdi Derek. Ava bir şey demesini beklemeden telefonu kapattığında önünde ki tavaya baktı. Yiyecek iştahı kalmamıştı. Sırf birisini bulmak için o kadar yol gitmek istemiyordu. Buraya da gelebilirdi. Kendisi burda otururken Krutt gelip Ava'yla konuşurdu.

Bunu umursamamayı deneyerek dışarı çıktı. Ne yapacağını bilmiyordu sadece dolaşmak istemişti.

Kapıda, her zaman onu bekleyen Yamaha r25'ini görünce yumuşamasına engel olamadı.
Siyah renkteydi ve asil bir duruşta sergiliyordu.

Kaskını takıp kendini yola attığında ilk başta Peter'a gitmeyi düşündü ama sevgili amcasına katlanacağı sabah, bu sabah değildi. Onun yerine bir kafeye sürdü.

Kendisini kimsenin tanımadığını biliyordu. Birinin yanına gidip 'merhaba ben Brann" dese söylediği kişi bir tokat atar 'salak birine mi benziyorum' diyerek onu kovdurturdu.

Bir masaya oturduğunda yanına gelen garsona sadece su istediğini söyledi ve bilgisayarını açtı. Krutt ismini aratırken binlerce yalan haberden doğru olduklarına emin olduklarını seçti.

Kendisinden beş yaş büyük olduğu düşünülüyormuş. Derek buna şaşırmıştı. Krutt'un kendisinden küçük olduğunu düşünmüştü.

Gerçek ismine dair, nerde olduğuna dair, gerçekten yaşayıp yaşamadığına dair hiçbir şey yoktu. Sıkıntılı bir nefes verip ayağa kalktı ve bilgisayarını da alıp tekrar motoruna bindi.

Ava hala aramamıştı ve Derek sıkılmaya başlıyordu. Ava'nın kendisini arayıp 'iş iptal' demesini istiyordu. Üstünde ki tişörtü çıkarıp yere uzandı. Bir kaç mekik çekerken Krutt'u düşünüyordu. Ya sürüsü ne olacaktı. Onları burda bırakmak çok zordu onun için.

Isaac, Aiden, Ethan, Peter, Liam, Theo... hepsi Burda mı kalacaktı yani? Peter varken işler daha da zorlaşıyordu.

Düşüncelerinin arasına giren telefon sesinin nerden geldiğini anlayıp telefonu kulağına götürdü.

"Evet. İmgiltere işi iptal. Onu oraya çekemeyiz ama orayı görmelisin. Her neyse sadece evinde otur Brann. Krutt kendisi ayağımıza gelecek"

"Nasıl olacak o"

"Biraz olay çıkarmaktan bir şey olmaz bebek. Tabi Krutt'ta olayı çözmek için gelecek"

"Peki. Cidden çok mantıklıymış bitti mi"

"Neyi kullanacağımızı merak etmiyor musun?"

"Etmiyorum dersem anlatmayacak mısın" Diye sordu sağ eliyle durduğu pozisyonu değiştirerek sol elinin üzerinde durdu.

"Anlatacağım" diyen sesle burnundan bir ses çıkardı ve kendini yere eğdi.

"Kurt güçlerini kullanacağız" Birden durdu ve ayağa kalkıp evinin içinde dolaşmaya başladı.

"Böyle bir şey yapmam Ava"

"Hayır yapacaksın Brann. İstediğim tek şey sadece Krutt"

"Yardımcı olamayacağım"

"Derek benim yerime geçmen için benim oyuma da ihtiyacın olduğunu biliyorsun değil mi"

Sıkkınlıkla nefes verdi. Lanet olsun ki biliyordu. Büyük kararı Ava veriyordu ama uzun zamandır kurda dönüşmüyordu bile.

"Peki. Ne istediğini anlat"

"Bir kaç cinayet işleyeceksin tabi bunlar masum kişiler olmayacak. Sonra da onun çalıştığı şirketi bu önemli olaya çekmene yardımcı olacağım"

"Tamam Ava güzel plan. Kapat şu telefonu düşünmem için zaman ver"

"Çok zamanın yok Brann"

Bir şey demeden telefonu yüzüne kapattı ve evin içinde volta atmaya devam etti.

Kaç saat geçtiğini bilmiyordu ama bir kaç yüz kere koltuğuna oturduğundan emindi. Acıktığını hissettiğinde buzluktan karnını doyuracak bir şeyler bulup mikrodalgaya koydu.

Krutt'u bulmak dile kolaydı! Onu FBI bile bulamamıştı. Tabi kendisini de.

Derek bir süre daha düşündü. Kendisi bir şey yapmayacaktı. Sadece Krutt'u bekleyip onu alacaktı. Neden alacaktı orası belirsiz bir konu ama almalıydı. Ava bu kadar uğraştığına göre önemli bir şey olmalıydı.

Mikrodalganın ısıtma işini bitirdiğini gösteren sesi duyduğunda hızlı olmayan adımlarla yemeğini çıkardı. Tekrar koltuğuna dönerken Peter'ı aradı, gelmelerini söyledi. Onlar gelinceye kadar yemeğini bitirebilirdi.

Oturup yemeğini yedi ve sadece yarın ne yapacağını düşündü.
🍀🍀🍀

BRANN AND KRUTTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin