LAPTÜ 30

4.5K 300 498
                                    

İYİ OKUMALAR💻🎮

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İYİ OKUMALAR💻🎮

Oy sınırı 150 yorum sınırı 250

"22.05.2021, 03.03, LAPTÜ"

Gelecekten Bir Kesit

Ayağımdaki topuklu ayakkabıları çıkardım. Sol bileğimdeki Ülker'in elini ittim. Ne yaptığımı sorgularcasına bakıyordu. Önümdeki ayakkabıları ittiğimde çıkan sesle bakışlar bana kaydı. Tunç'tan Aras'a seken bakışlarım nefesimi kesmişti. Sol gözümden akan yaşı elimin tersiyle sertçe sildim. İkisinin de bana doğru atılan adımlarını durdurdum. Bana gelmek için çok geç kalmışlardı. Kafamı yavaşça sağa sola salladım ve kapıya doğru bedenimi sürüklemeye başladım. Arkamda kalanlar umurumda bile değildi. Sadece gitmek istiyordum. Yok olmak istiyordum. Tam şu an ölmek istiyordum.

"Leman!" İsmimin hangisinin dudaklarından döküldüğüyle ilgilenmedim. Bana hepsi yabancıydı. Soğuk zeminde ilerleyen bedenim saatler önce girdiğimiz kapının önünde durdu. Titreyen ellerimi zorlukla kapının koluna götürdüm. Fakat tutamadığım kapının koluyla öylece kalakalmıştım. Bu defa beni durduran ikinci kez duyulan silah sesi değil Pozan ve Ülker'in dudaklarından dökülen isimlerdi.

"Tunç!"

"Aras!"

Yavaşça döndüm. Bedenimi daha fazla taşıyamayan dizlerimin üzerine düşmem saniyeleri alırken ellerin soğuk parkeyle buluştu. Etraftaki kargaşayı anlamazken ve ilgilenmezken gözlerim yerdeki iki kişiye kenetlendi. Oyunda şu an benim için sadece ben, Tunç, Aras ve... Aras'ın elindeki silah vardık.


&&&

3 Gün Önce...

-TUNÇ ÖZDEN'DEN-

"Şu siktiğimin kapısına birisi bakacak mı?" Sözlerim askıda kalırken gözlerim hepsini taradı. Pozan yaklaşık yarım saattir ağzına üzüm atmaya çalışıyordu ve bir kez bile başarılı olduğu söylenemezdi. Ülker elindeki telefona benden çıkan sesle daha çok gömüldü. Aras, Leman'ı kendine daha çok çekti ve bana sağ orta parmağını gösterdi. Gözlerimi devirirken elimdeki kumandayı sertçe ortadaki sehpaya bıraktım ve oturduğum koltuktan kalktım. Çok verimli bir akşam geçiriyorduk.

"Tunç'cum ayağa kalkmışken su da getirir misin?" Sinirle nefesimi dışarıya verdim ve Pozan'ın havaya attığı üzümü tutup ağzıma attım. Küçük bir çocuk gibi yüzüme bakarken sol elimi omzuna koydum ve yavaşça eğildim.

"Pozan seni si..." Sağ işaret parmağını dudaklarıma dokundurdu ve sözümü tamamlamama izin vermedi. Kaşları inerken ağlamaklı bir sesle konuşmaya başladı.

"Sus sakın söyleme. Neden biliyor musun?... Çünkü inanırım." Dudaklarımdaki parmağını iterken kafasına bir tane vurdum ve geri çekildim. Onu mızmızlanmasıyla baş başa bırakarak hala çalan kapıya doğru ilerlemeye başladım. Zil sesi kulaklarımı tırmalamaya devam ederken kapının koluna sinirle uzandım.

L A P T Ü Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin