BÖLÜM 2 : "İLK GÖREV"
"Lil Nas - Old Town Road"
🌟Oy ve Yorum yapmayı unutmayın LAPTÜ oyuncularıı ❣❣🌟
İyi Okumalar🎮💻
Bedenimin verdiği reaksiyonların ağır ağır farkına varıyordum. Omuzlarımın dış kenarları kasılıyordu. Ağzımdaki kuruluk çölün ortasına düştüğümü hissettiriyordu. Başım benden izinsiz öne eğiliyor, gövdem ona eşlik ediyordu. Dizlerimdeki desteklik arkasına bakmadan kaçmıştı ve benim dengemi alt üst etmişti. Kalçalarımda hissettiğim soğukluk ise adeta ensemden akan terlerle yarışır derecesindeydi. Beynim paniklemeye başlamış neler olduğunu anlamaya çalışıyor, gördüğü görüntüleri ise belleğime işliyordu. Fakat tepki vermeyen bedenim tehlikeli bir alarm gibi titriyordu. Büyüyen göz bebeklerim kendini su dolu bir kaba çoktan atmıştı.
"Siktir! Gerçekten siktir!" Diye şaşkınlıkla mırıldanıyordum. Gerçeklik beni korkutan bir nedendi. Çünkü gerçeklik var olan her şey demekti. Ve ben aslında olmayan bir hayatın merkezindeydim. Beynim bir yandan 'Bu bir rüya!' diyerek sinyal verirken sağ elimi usulca kaldırıp beyaz çıplak sol koluma götürdüm. Baş parmağım ve işaret parmağımın arasına tenimi hapsettim. Sert ve acı veren bir çimdik ile uyanamamam beni sinir ederken hafifçe yutkundum ve sol avucumu yüzümle buluşturdum. Yana kayan başım ile yanaklarım usulca gözümden akan yaşlar ile ıslandı.
Ben... ben kabullenemezdim. Bunu beynime kabul ettiremezdim. Bilim kurgu ya da fantastik bir film çekmiyorduk. Ağlamam şiddetlendikçe olduğum yerde bacaklarımı karnıma doğru çekip ellerimle yüzümü kapattım. Lütfen... Bu yaşadıklarım gerçek olmazdı. Dizlerimin arasından usulca kafamı kaldırdım. Dolu gözlerimden dolayı ilk başta bulanık olan görüntüler her geçen saniye daha çok netliğe kavuşuyordu. Ellerden destek alarak oturduğum yerden ayağa kalktığımda sanal gerçekliğe dolu gözlerimle baktım. Yavaşça kendi etrafımda dönmeye başladım. Gözümün değdiği her yer hem bir o kadar uzak hem de bir o kadar yakın gibiydi. Ne yapacağımı bilmiyordum. Gerçekliğini kabullenemediği bir şeyin karşısında ne yapardı ki insan? Fakat ailem de bir yandan aklımdaydı. Evde ne hale gelmişlerdi? Yokluğumu fark etmişler midir acaba?
Etrafımı inceliyor tıpa tıp gerçekmiş gibi olan görüntü aklımın çıldırmasına neden oluyordu. Etrafımda dönmeyi bırakmıştım. Ellerim saçlarımın arasından yanaklarıma düşerken ne yapacağımı düşünüyordum. Ne yapmam gerekiyordu şimdi?
O sırada az önce söylediğim ev kelimesinde beynim takılı kalmıştı. Ben oyuna girmek isterken gerçekten girmiştim. Ya da düşmüştüm. Bu kelimeler yan yana gelirken hala kendimi delirmiş gibi hissediyordum. Bu nasıl kabullenilecek bir şeydi ki? Gözyaşlarımı silerken nefesimi düzene sokmaya çalışıyordum.
Ev... Burası benim oynadığım oyundu ve burada bana ait bir evim vardı. Aklıma düşen fikir ile kendimi biraz toplarken tanıdık gelen boş sokağa bakmaya başladım. Acaba evime ulaşabilir miydim? Beldi buradaki evim beni kendi dünyama götürürdü. Bilemiyordum. Neler olduğunu ne anlıyordum ne de ne yapmam gerektiğini tam olarak kavrayabiliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
L A P T Ü
Science FictionNeşeli bir kişi olmasına rağmen dışarıdan soğuk ve durgun bir yapıya sahip olması onu yalnız yapmıştır. Hayatını bilgisayara ait yaşayan Leman Kaya, tam bir yıldır kendini sanal hayat oyununa adamıştır. Ve her şey bu oyunla başlamıştır. Ah pardon he...