46

181 19 34
                                    

Alper

Her zamanki gibi oldukça sıkıcı bir okul gününden sonra sonunda bahçede toplanabilmiştik. Ateşlere gidip boş yapacaktık tabi ki. Normal şartlarda bugünü Serkan'ın evinde geçirecektim ama çocuklarla takılıp gece Serkan'da kalırım diye düşünerek planı değiştirdik.

"Eveeet geldik geleneksel Ateş'in arabasına kim binecek merasimimize." deyip gülen Mert ile herkes birbirine düelloya hazırlanan kovboy bakışlarını atmaya başladı.

Coşkun "Şimdi Semih bende romatizma var deyip en öne oturur kesin." diyerek suratını astı.

Bunun üstüne Serhat "Alın ön koltuğunuzu başınıza çalın bugün ben motorla geldim Semih benimle gelir." deyip havalı havalı motoruna doğru yürümeye başladı. Semih hala onun arkasından aval aval bakıyordu tabi.

Serhat onu takip etmeyen Semih'e dönerek "Semihçiğim burası senin de kapak olsun bakışı atarak arkamdan havalı bir şekilde yürümen gereken yer." deyip bezgin bakışlarını attı.

Komutu alan Semih Coşkuna sesli bir nah çekip geç de olsa Serhat'ı takip etmeye başladı. Coşkun ile birlikte herkes gülerken Ateş öksürerek dikkatleri üstüne çekti.

"Kimlerin geleceğini seçmek için çok kutsal bir yöntem kullanacağım."

"O piti piti ?"

"Evvvveeett!"

Birkaç dakikalık tekerleme seansından sonra Serkan, Savaş, Mert ve Hakan arabaya binmek için seçilmişti. Ben, Yiğit, Eren, Çoşkun ve Evren de minibüse kalmıştık.

Serkan "Güzelim ben öne otururum sen de kucağıma gelirsin." deyince nedense utanacağım tutmuştu. Yanaklarım yanıyordu kızardıklarına emindim.

Savaş kulağıma yaklaşıp "Uke olduğunu bu kadar belli etme." diye fısıldadı. Bunun üzerine Savaş'ı çok sert olmayan sahte vuruşlarda dövmeye başlarken bizimkiler de arabaya yerleşmeye başlamıştı. Minibüsle gidecek tayfa da hüzünlü bakışlarını bize atıyordu.

"Ulan Alper son anda sıyrıldın yine minibüsten." diye hayıflanan Yiğit'e Mert cevap vermişti.

"Gel aşkım sen de benim kucağıma otur."

"Valla amcaların dayamasından iyidir." diyerek Mert'in üstüne resmen atlayan Yiğit üzerine arkadaş olsalar da aralarındaki gerilimin farkında olan herkes onlara garip bakışlarını atıyordu.

Yiğit "Ne bakıyorsunuz itler." diyerek telefonuyla uğraşmaya başladı. Minibüs tayfa durağa doğru yürümeye başlarken ben de arabanın diğer tarafına dolanıp ön koltuğa yerleşen Serkan'ın bacaklarının neredeyse ucuna oturdum. Hala bu saçma utancı üstümden atamamışken Ateş'in arabayı çalıştırmasıyla Serkan beni belimden tutup kafamı vurmamam için kendine doğru çekti.

İç sesim 'Ebeninki Serkan ebeninki!' diye bağırırken ben sadece kaskatı durmaya devam ediyordum. Serkan belimdeki elleriyle beni sola doğru hareket ettirip tek bacağına oturmamı sağladı.

"Başın hala kapıya yakındı sen de ne uzunmuşsun ya."

Uzun olan tek şey kesinlikle ben değildim ve bunun bilincine varmak beni iyice utandırırken sırtımı Serkan'ın göğsüne yaslayarak kafamı cama yasladım.

Serkan "Güzelim kafan acıyacak kafanı koyma öyle." dediğinde kafamı hafifçe kaldırdım. Serkan'ın elleri kafama giderken kafamı kendine çekerek göğsüne yaslamamı sağladı.

Şimdiden saçma bir şekilde uykumun geldiğini hissederken kafamı iyice göğsüne gömdüm.

"Uyuyacağım şimdi." diye mırıldandığımda elleri saçlarıma çıkarak hafifçe okşamaya başladı.

Romantik gibimsi bir ortamın içindeyken arkadan gelen müzik sesiyle kaşlarımı çattım.

Hafifçe doğrularak Ateş'e baktığımda arabaya yerleşmiş İbrahim Tatlıses Dom Dom Kurşunu açarak sesi sona almıştı.

"Bunu Ateş mi dinliyor şu an ?"

"Lan susun İbo abimin sesi gelmiyor." diyerek şarkıyı ezbere söylediğinde şokla bir Ateş'e bir Serkan'a baktım.

Şarkıyı hepimiz bilirdik ama asla Ateş'in tarzı değildi ve birden açmasına hepimiz şaşırmış görünüyorduk.

"Lan bakmayın öyle suç işledik sanki amına koyayım bir yerden duydum aklıma takıldı." dediğinde gülerek hepimiz şarkıya eşlik ettik.

***
Kaliteli araba yolculuğunun ardından Ateş'lerin evine varmıştık. Hepimiz öküz gibi kanepelere yayılmışken tahmin edin kim trambolinde zıplıyordu ? Aynen öyle Eren...

"Lan Eren gıcırdıyor in şurdan !" diye bağıran Savaş'la Evren hemen diklenmişti. Büyük cesaret helal olsun gerçek arkadaşlık.

"Çocuk kırk yılda bir Ateş'in evinde trambolin buluyor karışma Savaş." dediğinde Eren durmuş şokla Evren'e bakıyordu.

"Ya Evren sen benim için Savaş'a mı çıkıştın !" diyerek sevinçle Evren'in üstüne atladığında Evren boğulur gibi sesler çıkarmaya başlamıştı.

Çocukların bu halini gülerek izlerken belime dolanan kolların hareketlenmesiyle Serkan'a döndüm.

"Selam." diye güldüğünde gülümsememi genişleterek ona doğru döndüm.

"Selam." diye mırıldandığımda kendimi eşini etkilemeye çalışan arizona kertenkelesi gibi hissetmiştim.

Durumun komikliğine içten içe kahkaha atarken bu duruma alışmakta hala zorluk çekiyordum.

Muhtemelen Serkan için daha kolaydı çünkü hoşlandığı ilk erkek ben değildim fakat benim hoşlandığım ilk erkek oydu ve muhtemelen tek olacaktı.

"Eve gidince bana hiç dokunma uyuyacağım." diye mırıldanarak kafamı kedi misali Serkan'ın göğsüne sürttüm.

"Birlikte uyuruz." derken sırıttığını gülme seslerinden anlayabiliyordum.

"Hiç öyle sırıtma benden önce sen uyuyakalıyorsun imalı imalı gülüyor birde." diye kızdığımda kahkaha attı.

"Alıştım seninle uyumaya he."

"Her gün bir şekilde izin alıp nasıl birlikte kalıyoruz hiçbir fikrim yok."

"Sevgilinin ikna kabiliyeti efsane ne yapacaksın işte." diye övündüğünde hafifçe kafasına vurdum.

Dramatik bir şekilde kafasını tutup ağlamaya başlarken içeriden gelen sesle kafamı hızlıca kaldırdım.

"Noluyor lan ?!"

Ara Bulucu | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin