Ateş
Annem bizi bastıktan sonra hayatımızda bir şey değişmiş miydi ? Elbette ! Mesela bizi sabahın körü okula yollamıştı ve dersin başlamasına daha 1 saat vardı !
"Annenin taa İngiltere'den geldiğine inanamıyorum."
"Kadın eve çat pat girdi ya çıplak olsaydım?"
"Lan o evde çıplak mı dolaşıyorsun!"
"Iy aklıma görüntü geliyor, ıy!" diye bağıran Eren'e odaklanmadan "Yoo ne alaka ki." diyerek gözlerimi çocuklardan başka yöne çevirdim. Ne var ? Arada dolaşıyordum işte.
"Şimdi ders çalışıyor gibi yapmam lazım kesin teftişe geldi." diyerek sözüme devam ettim.
"Ortamcı Ateş için game over."
"En fazla ne kadar kalabilir ki ?" diyerek annemi aradım.
"Anneciğim sen ne kadar kalacaksın ya ?"
"..."
"Ne! 1 hafta mı ?"
"..."
"Yok sultanım ya ben sevindim ondan."
"..."
"Tabii tabii ben de zaten evde tek başıma hep ders çalışıyordum iyi oldu." deyip samimiyetsizce güldüm.
"..."
"Ben de seni seviyorum anneciğim ben de seni..." diyerek telefonu kapattım.
"Hasiktir ya 1 hafta diyor."
"E biz kimde toplanacağız şimdi ?"
"TEK DÜŞÜNDÜĞÜNÜZ ŞEY BU MU BEN NE YAPACAĞIM YARABBİM!" diyerek hayıflandım.
"Abi sen de göz boyamak için otur odanda çalışıyormuş gibi falan yap." dedi Serkan.
Semih "Gerizekalı, çalışıyormuş gibi yapacağına harbi çalışsın kaçıncıya mezuna kalacak bu sene de kazanamazsa." diye çıkıştı.
"Üstüme gelmeyin zaten kırılmış bir kızım..." diyerek dram yaptım.
"Ateş Soylu'nun ders çalıştığını göreceğiz dünyadaki nadir olaylardan."
"Tyt kas dilin iyi zaten."
"Bu salağın dili iyi, tyt kassa baya iyi bir yere girer ama çalışmıyor beyinsiz."
"Zaten yurtdışına gideceğim." dediğim an ortamda bir sessizlik oldu.
Sessizliği bozup ortamdaki kötü enerjiyi dağıtmak için işi şakaya vurup "Hadi haddi bilet ve vize paralarınızı ben öderim zaten, İngiltere ellerinizden öper." dedim gülümseyerek.
Eren omzumu dostça sıktığında hepimiz birbirimize bakıp gülümsedik. Seviyordum lan bu aptalları.
"E zil çaldı Dilek derse başlamıştır bile." diye ayaklandı Serkan.
Onunla birlikte hepimiz ayağa kalkıp sınıflara yöneldik.
***
Eren "Kankalar şimdi Yiğit tuvalette tamam mı ben Ramiz Abi'den kova çaldım, su dolduracağız ve Yiğit'in üstüne dökeceğiz. Aman abartı koymayalım Muharrem'im kızar çekemem." diyerek elindeki kovayla yaptığı planı bize açıkladı.
"Disiplinlik olamam ben bay." diye arkasını dönüp giden Semih'e hak vermedim değil.
"Aman Eren Bey tadımız kaçmasın."
Eren kovaya azıcık su doldurup Yiğit'in kabininin önüne gitti.
"Kapıyı kapatın lan." diye sessizce bize doğru fısıldadı.
"Üç, iki, bir!" diye sayarak kovayı kabinin üstünden boşalttı.
"HASİKTİR NOLUYOR LAN !"
"Kaç ulan kaç kaç !" diye bağıran Eren'in ardından koşarak tuvaletten çıktık.
Arkamıza döndüğümüzde yere yapışmış Coşkun'a dönüp baktık.
"Beni bırakın... Siz gidin..." diye acıtasyon yapan Coşkun'un arkasından omzumuzu silkip koşmaya devam ettik.
Arkamızdan gelen Yiğit "ANANIZI SİKMEYE GELİYORUM !" diye bağırıyordu.
Merhabalar ! Kitap yeni biliyoruz ama eğer okuyorsanız lütfen yorumlarınızı ve beğenilerinizi esirgemeyin, teşekkürler iyi günler diliyorum.
Yiğit
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ara Bulucu | bxb
HumorYüzüne birazcık daha yaklaşıp ellerimi uyanmasından korkarcasına saçlarına götürdüm. Neden böyle hissediyordum ? Daha önce yaşamadığım bir şeydi ve bu beni korkutuyordu. Evet şu an onu beğeniyor ve kıskanıyordum fakat ya bu beğeni daha da ileri gide...