7:HEYECAN

63.9K 3.5K 803
                                    




BÖLÜM: 7- HEYECAN

Bazen öyle bir an gelir ki diliniz lal olur, ağzını açıp tek bir laf söyleyemezsiniz. İşte ben de tam olarak bu durumdaydım.

Kalbimin yerinden çıkacak kadar hızlı atması, bacaklarımda karıncalanma; hepsi heyecandan ve yakalanmanın verdiği duygu karmaşasıydı.

Bu kadar aksiyon ve heyecan bana iyi gelmiyordu, kime iyi gelirdi ki?

Sosyopatlar?

Psikopatlar?

Aklımdaki düşünceleri bir kenara bırakıp tekrardan soruyu soran Acar'a kulak verdim.

Bedeni bedenime çok yakındı, nefes alırken büyüğün göğsü bana değiyordu. Kendine has olduğunu düşündüğüm kokusu ise susmama büyük bir etkendi.

"Ne yapmaya çalışıyorsun?"

Korkunun ecele faydası yok diye bir söz vardır bilir misiniz? Anlamadığım sözü şu an dibine kadar yaşıyordum. Hayat bunu da yaşatıyordu.

Şu an ki bulunduğum durumdan nasıl sıyrıla bilirdim? Yalan konuşmak? Hayır olmaz!

Yalan konuşmayı da sevmiyordum ama nasıl işin içinden çıkacaktım? Hem ne yalanından bahsedecektim ki? Profesör değildim yalan konusunda. Söylesem bile yakalanıyordum.

"Sana bir soru sordum?" dedi sert bir şekilde. Sesindeki siniri hissedebiliyordum ve bu korkutucuydu. Zaten garip bir bakışı vardı.

Şu an kalbim vücuduma kan yetmiyormuşçasına kan pompalıyordu.

Kardeşim uzak dur, biz de de kalp var! diyesim vardı ama odun kafalı olduğundan anlayacağını sanmıyordum.

En sonunda transtan çıkmış, konuşmaya hazırlanıyordum ki ağzımdaki eli dikkatimi çekti.

Ben böyle nasıl konuşabilirdim ki?

Bir hamlede elini ağzımın üzerinden ittim ve sinirle soludum havayı.

"Ağzımı kapatırsan nasıl konuşayım odun kafalı? Hem dibimden çekil!" diye azarlayınca yaptığın şeyin farkına vardı ve bir adım geri çekildi. Yüzünde garip bir ifade vardı.

Gözlerini baka dikip aval aval baktıktan sonra tek kaşı havalandı sebepsizce. Başını bana yaklaştırınca kalbim daha çok hızlı atmaya başladı. Bu da benden uzak duramıyordu yahu!

Beklemediğim bir anda koridordan kafasını uzatıp birisi geliyor mu diye kontrol etti tahminen, beklemediğim bir anda elimi tutup beni bir odaya çekiştirdi.

Tamam elimi seviyorsun da ne bu aksiyon! diye kendi kendime söylendim.

Odaya girmemizle kapıyı yavaşça kapattı ve bana döndü, ben de girdiğimiz odaya bakıyordum. Diğer Odanın aksine canlı renkler vardı. Kesin bu oda Aras'ın diye geçirdim içimden.

Uzun süre odayı incelediğimde çok dikkat çekmiştim anlaşılan, Acar sinirle bana döndüğünde ben de ona dönmüştüm.

"Her girdiğin odayı neden süzüyorsun acaba?" diye sorduğunda derin bir nefes aldım.

"FBI'a çalışıyorum da ondan."
Bu dediğime karşılık tek kaşı havalandı ve üzerime yürümeye başladı. La havle!

Bu da her fırsatta üzerime yürüyordu, amacının ne olduğunu bilmiyordum ama sinirleniyordum. Bundaki yürüme alışkanlığı beni sinir ediyordu.

"Yaklaşmasana!"
diye isyan edince gülümsedi arsızca.

"Nedir sende bu oda sevdası? Ne istiyorsun, neyin peşindesin?"

Gözlerimi yavaşça kapatıp işaret parmağımı omuzuna bastırarak onu geri ittim ve ben üzerine yürüdüm. Artık yeterdi, biraz da ben onun üzerine yürüyeyim öyle değil mi?

Aklımdan geçenleri hiç düşünmeden dile getirmeye başladım.

"Bir, sen bana hesap sormazsın. İki, sana FBI'a çalışıyorum dedim. Her bulduğun fırsatta üzerime yürüyorsun senin aklını alırım bu da üç."

Sözlerimi nefes almadan dile getirdikten sonra Acar'ın omuzuna omuz atarak odadan çıktım.

Üf be çok havalıydım! diyerek koridordan geçiyordum ki en başta ki odaya, yani benim odamın sağ çaprazına, Anıl girdi.

Aman Allahım! diye geçirdim içimden. Nefes alış- verişlerim hızlandı.

Ya ben nasıl bir üçgenin içerisindeydim, o oda onunsa Anıl da bana yazan değildi!

Bana yazan kim o zaman! Kafayı yememe ramak kalmıştı ve ben daha çok sinirleniyordum. Bu bataklıktan çıkmam gerekiyordu.

Aklıma bir fikir gelince gülümsedim. Cebimdeki telefonu çıkarıp 'ruh hastası kmş.' yazan yer tıkladım.

E ben seni arayabilirdim öyle değil mi? Arsızca gülümsedim ve oturma odasına geçip oturdum.

Diğerlerinin de gelmesini bekledim, herkes gelince sesini kısarak onu aradım. Büyük bir iş yapıyormuşum gibi kalbimin manasızca çok hızlı atıyordu. Bugün kalp krizi geçirmezsem ne ala.

Bakalım bana yazan ukala kimmiş?

Telefon karşı tarafa bağlanınca oturma odasında tiz bir ses yükseldi.

Bir kaç saniyenin sonunda Nermin teyzenin telefonu çalmıştı, ne oluyor lan! diye geçirdim içimden. Gözlerim kocaman olmuştu.

Hemen aramayı sonlandırıp telefonu kapadım, allahtan özel numaradan aramıştım da geri arayamazdı. İyiki de akıllık etmiştim.

Sinirden elim ayağım titriyordu, yavaşça yan yana oturmuş üçüzlere baktım ve gözlerimi kıstım.

Bu işin bu kadar zor olacağını tahmin etseydim en başından bu işe bulaşmazdım.

"İşler kızışıyor.

"Düşünsenize Duruya yazan Nermin Teyze mwosnwosjskso

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum diğer kitaplarıma da davetlisiniz.

Eğer devamını okumak isterseniz Dreame uygulamasından ulaşabilirsiniz.

Dreame: Elezerdi

KOMŞU SORUNSALI ❦ 𝑡𝑒𝑥𝑡𝑖𝑛𝑔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin