42:TRAFİK KAZASI

29.8K 1.7K 319
                                    

BÖLÜM: 42-TRAFİK KAZASI

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

BÖLÜM: 42-TRAFİK KAZASI

Acar...

"Güya gitmeme izin vermeyecektin, kendi elinin tersiyle ittin."

Aklımdan çıkmıyordu, sekiz kelime; yirmi iki heceden oluşan cümle. Çok basitti kelimeleri hecelerine ayırmak, hepsini tek tek saymak... kalbimdeki acıları saysak ne kadar ederdi acaba? ömrümün sonuna kadar sayardım herhalde.

Bir kahkaha kopuverdi ağzımdan, ağlayana kadar kahkaha attım ve en sonunda tekrardan hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. İçim kanayana kadar ağladım, oysa ben ağlamaktan nefret ederdim.

Derin bir nefes alıp kendimi durdurmaya çalıştım, bir iki kez denedikten sonra ağlamalarım durmuştu ama hala içim kan ağlıyordu. Gözümü karanlık sudan ayırmıyordum, kolyenin battığı yerdeydi gözlerim.

O kolyeyi ben ona kendi harçlıklarımla almıştım iki yıl önce. Çok beğenmişti ama alamamıştı, kıyamayıp ben ona almıştım iki hafta sonra. Ama o beş dakika önce kolyeyi denizin dibine fırlatmıştı. Sinirlenip kızamıyordum ki ona, herkese bağırıp çağırırdım ama ona kıyamazdım. Hala onu deli gibi severken neden böyle davrandığıma bir anlam veremiyordum.

"O başkasını seviyor Acar, artık önüne bakmalısın."

İçimden gelen sesin söylediği şeyin doğru olmasına inanmak istemedim ama yavaş yavaş aklım ve mantığıma yatmaya başlıyordu. Kendime yediremesem de alışıyordum, alışıyordu bu aciz bedenim.

Düşünmeden bir anda ayağa kalktım, bakışlarım hala aynı noktadaydı. Seri bir şekilde üzerimdeki montu çıkardım, montumun altındaki kazağı da çıkardıktan sonra botlarımı da çıkardım. Böyle bir delilik yapacağımı kim bilebilirdi ki?

Hasta olacaktım, belki de hastanelik olacaktım ama o kolye bende olacaktı. Ölürdüm, benden ona kalan her şey için ölürdüm.

Aşkta her şeyi göze almak değil miydi zaten? Bir kolye için değer miydi? Değerdi.

Bakışlarım hala aynı yerdeydi, dikkatimi bozmadan kolyenin battığı yere doğru atladım. Suya atladığım an beynimin uyuştuğunu hissettim ama yüzeye çıkmadım. Gözlerimi açtım ve görebildiğim kadarıyla bulmaya çalıştım. Yoktu.

Biraz daha derine indiğimde aşınmış kayanın üzerinde gördüm kolyeyi. Kıyıya doğru atınca fazla uzaklaşmamıştı. Kalbim istemsizce tekledi, sırıtıyordum neredeyse. Yavaşça elimi uzattığımda kolyeyi elime aldım ve kendimi yukarıya ittim. Gün yüzüne çıktığımda derin bir nefes aldım ve başımı iki yana salladım.

Uzun saçlarım anlıma yapışıyordu, akşamın rüzgarı esiyordu ve hasta olacağımdan adım kadar emindim. Umursamamaya çalışarak kayalıklara kadar yüzdüm ve kayalıklara; eşyalarımın yanına çıktım. Bakışlarım istemsizce yeşilliklerin olduğu alana kaydığında bazı insanların bana baktığını gördüm. Umursamamaya çalışarak montumun üzerine koyduğum siyah boğazlı kazağımı üzerime geçirdim. Kazağın eteklerini indirmedim ve pantolonumun suyunu kendi çapımda sıkmaya çalıştım, pantolonun içine etmiştim.

Çok suyunu sıkamasam da beni eve kadar idare ederdi.

Her yerim üşüyordu, titriyordum. Bacaklarım şimdiden uyuşmaya başlamıştı. Bu soğukta denize atlarsam bu olurdu.

Çıkardığım çoraplarımı ve botlarımı da ayağıma geçirip montumu hızlıca giydim. Bir an önce eve gitmek istiyordum. Annemin dizinin dibinde uyumak sonsuza denk uyanmamak istiyordum.

Montumun fermuarını çekerken yerdeki poşet dikkatimi çekti, yavaşça eğilip poşeti elime aldım ve içindekine baktım. Siyah bir şey vardı ama ne olduğu anlaşılmıyordu. Bir elimle poşetin içindekini çıkardığımda sırıtmaya başladığımı anlamamıştım bile.

Bir bere ve atkı vardı.

"Bereni ve atkını takmayacağını biliyordum Acar." dedi ve elindekileri bana uzattı.

Hiçbirini unutmadığım hatıralardan bir tanesiydi, 'her şeyi hatırlıyorum.' dediğinde yalan konuşmuyordu. Benim bilerek atkı ve bere takmadığımı biliyordu.

O bana kendi ayaklarıyla gelmişken ben onu nasıl elimin tersiyle itmiştim?

🗝

Duru...

Acıyordu, ruhum; bededim her yerim acıyordu. Kanıyordu adeta Kalbim. İçim parçalanıyordu, bana yardım eden hiçkimse yoktu.

İki hafta geçmişti o günden buyana. İki haftada her şeyi düşünmüş; hatırlamadıklarımı hatırlamaya başlamıştım.

Her şeyi hatırlamaya başladığım an ailemden de bir o kadar uzaklaşmıştım. Her şeyi hatırlıyordum ama yaşadığımız bu olayla bağdaştıramıyordum. Hatırlamadığım bazı şeyler vardı.

Neden ben hafıza kaybı geçirdikten sonra Acar'ın yanıma bir kere bile gelmemişti?

Seviyorsa neden gelmemişti?

Kafaya yemek üzereydim, ellerimi başıma yerleştirip başımı da kendime çektiğim dizlerime yasladım. Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım, ben ağladıkça kalbim daha da çok acıyor; karnım kasılıyordu. Her ağladığımda midem bulanırdı ve şu iki haftadır mide bulantısından yemek bile yiyemiyordum. Bedenim yaşarken çürümeye başlamıştı.

Başım hala dizlerime yaslı ağlarken kapının açılma sesini işittim, başımı kaldırmadım. Kimin geldiğini az çok tahmin edebiliyordum. Annem...

Her saat yanıma gelip benimle konuşmaya çalışmaya çalışmaktan ama benim hiçbir zamana adam akıllı cevap vermediğimden kadın yorulmuştu. Her şeyi anlatıp rahatlamak ve dizinin dibinde uyumak istiyordum.

Başımda bir el hissettim, bu annemin eli değildi. Narin bir el vardı başımın üzerinde. Su gelmişti, bana iyi gelmeye gelmişti.

Ağlamaktan şişmiş gözlerimle bakışlarımı ona çevirdim. Yüzündeki ifadeyi görünce içinin cız ettiğini hissettim.

"Özür dilerim Duru," sessiz konuşuyordu, bir şey olmuştu ve bana söylemenin vakti gelmişti. "Bunu sana nasıl derim?." dedi kısık bir ses tonuyla. Zor duymuştum. Kulaklarım görevini yitirmiş gibiydi.

Neden Su benden özür diliyordu?

"Anlamadım Su."
Sorduğum bu soru karşısında başını eğdi. Ne oluyordu? Kalbime indirmeye mi çalışıyordu.

"Acar," diye devam etti benden hemen sonra.

"Acar trafik kazası geçirmiş."

Göz yaşlarım bu sefer benden izinsiz firar etti gözümden.
Kalbim benden izinsiz kanadı, ağladı, çırpındı.
Nefes almayı unuttum, ciğerlerim iflas etmiş gibi. Oksijen bana yetmiyor, yetemiyordu.

Onun buraya gelmesi için dua ediyordum, ölmesi için değil.

Onun buraya gelmesi için dua ediyordum, ölmesi için değil

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
KOMŞU SORUNSALI ❦ 𝑡𝑒𝑥𝑡𝑖𝑛𝑔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin