49: BEYAZ BAYRAK

31.2K 1.7K 718
                                    

BÖLÜM: 49- BEYAZ BAYRAK

"Ne yani babam ile Ahmet amca artık barıştı mı?" diye hayretle sorarken telefondaki Aşkım sevinçle beni onayladı.

Aşkım benim teyzemin kızıydı ve annem bu olaylar olduğundan onu çağırmıştı yanına. İyi de yapmıştı çünkü o böyle konularda çok akıllı ve mantıklı düşünebiliyordu.

"Evet Duru, bir an afallasak da sonradan sevindik."

"Sevindik derken?" dedim meraklı bir çocuk gibi.

"Aras ile işte." deyince sırıttım. Demek ki tanışmışlardı, zaten Aşkım'a Aras ve kardeşlerinden bahsetmiştim.

"Tamam o zaman kapatıyorum bu güzel haberi bizimkilere vereyim." deyince beni onayladı.

"Yakındı görüşürüz kuşum." diyerek telefonu kapadı. Gülümseyerek oturduğum yataktan kalkıp arkama dönmüş ilerliyordum ki kapının pervazına yaslanmış beni izleyen Acar ile karşılaştım. Gülümseyerek bana bakıyordu, birleştirdiği kollarını çözüp bana doğru gelmeye başladı.

"Konuştuklarımızın ne kadarını duydun?" diye sordum gülümseyerek. Benim ona gülümseme karşılık o da dişlerini göstererek gülümsemişti. Önümde durduğunda sessizliğini bozmuştu.

"Mutlu haberi duyana kadar buradaydım." Deyince daha çok gülümsedim ve elini tuttum. "Babamın böyle davrandığına inanamıyorum, bu da yaptığı bir plan olabilir mi?" diye sordum merakla.

Başını 'hayır' anlamında sallayıp elimi okşadı. "Babamla konuştum ben de demin, artık aralarında hiçbir şey kalmamış." Deyince içimde tuttuğum nefesi dışarıya soluyup "Yarın dönüyoruz o zaman*" diye sordum.

Başını olumlu anlamda salladı. "Ne kadar sular durulduysa ben babandan korkuyorum." Deyince kahkaha atamadan edememiştim. "Neden korkuyorsun?" diye sordum kahkahalarımın arasından.

Alaylı bir yüz ifadesiyle "Döndüğümüzde seni istemeye geleceğim." Deyince tükürüğüm boğazımda kalmıştı ve haliyle nefes alışlarım düzensizleşmişti.

Acar bir sırtıma vuruyor hem de gülüyordu, beni öldürmeye mi çalışıyordu?

Birkaç öksürükten sonra kendime gelmiştim, sert bakışlarımı Acar'a çevirip "Öldürmeye mi çalışıyorsun beni?" diye sorunca gülümsedi ve ayrılan ellerimizi birleştirdi.

"Benimle evlenmek istemiyor musun?" diye sorunca gözlerim kocaman oldu. Başımı hayır anlamda sallayıp "Tabii ki de evlenmek istiyorum ama bir anda söyleyince garip oldum." Dedim.

"Yani bunu babana nasıl derim bilmiyorum." Deyince babamdan neden korktuğunu anladım. Boşta kalan elimi omzuna koyup "Senden iyisini mi bulacak Acar." Deyince bu halime gülmüştü. "Benden iyisini bulamaz zaten, başkası olursa tahtalı köyü boylar." Deyince kaşlarımı çatmıştım.

Birkaç dakika birbirimize baktıktan sonra "Bu haberi aşağıda bizi bekleyenlere de söyleyelim." Deyince başımı olumlu anlamda salladım ve odadan çıktık. Yavaşça merdivenlerden indiğimizde herkes salonda oturmuş bizi bekliyorlardı.

Hepsinin yüzünde bir endişe, korku vardı. Bizim geldiğimizi gören Anıl oturduğu yerden kalkıp meraklı bir çocuk gibi sorularını üzerimize saldı.

"Ne oldu? Barıştılar mı? Evleniyor musunuz?" diye sorular sorarken Fatma teyze Anıl'ın bacağına vurup onu susturdu.

Anıl'ın susmasıyla Okan amca gülümseyerek bize dönüp "E hadi çocuklar anlatın, öldük meraktan." Deyince Acar ile birbirimize bakıp gülümsedik ve aynı anda "Barıştılar." Deyince Anıl tekrar oturduğu yerden kalkıp bize doğru koşmaya başladı.

KOMŞU SORUNSALI ❦ 𝑡𝑒𝑥𝑡𝑖𝑛𝑔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin