"Karar verdiğimiz kişiyi üç ay içinde etkileyeceksin o zaman. Eğer etkileyemezsen...." gözlerime büyük bir parıltıyla bakan Bilge iddianın ödülünü bulmakta kararsız kalmış gibi Alisa'ya dönerken Alisa hafifçe kıkırdayıp gülen gözlerini bana çevirdi...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kücükada: 🧜♀️🧜♀️🧜♀️
@babyalisa: Mermaid
@bilmeyenbilge: Ölüyü dirilten güzellik...
@efkan_: Küçük denizkızı. Çok küçük. (Bıcırık!)
"Ya! Şunun yaptığı yoruma bakın!" telefonumun bildirim panelinde gördüğüm Efkan'ın adıyla birlikte huysuzca çığırıp elimdeki telefonu kızgın kumların üzerine fırlatırken Alisa yere attığım telefonumu kumların arasından alıp hafifçe kıkırdadı. Kıkırtısıyla birlikte daha da somurttuğumu fark ettiğindeyse telefonumu üzerinde oturmakta olduğum şezlongun kenarına bırakıp gülen gözlerini gözlerime çıkardı.
"Her zaman yaptığı şey Ada. Ya engelle ya da her seferinde mızmızlanıp durma." gözlerime son derece eğlenen bir şekilde bakan Alisa sözleriyle de benimle eğlenmeye devam ederken huysuz bir şekilde dudaklarımı büküp omzumu silktim. Ben engellemeyecektim. Efkan doğru dürüst yorum yazmayı öğrenecekti. Ya da hiç yorum yazmamayı da öğrenebilirdi ama kesinlikle 'bıcırık' yazmamayı öğrenecekti. Öğrenmek zorundaydı!
"Engellemeyeceğim işte! Efkan adam olacak ve doğru dürüst yorum yazmayı öğrenecek!" her zaman ki şımarıklığımla istediğim şeyi elde edemediğim için ağlamanın kıyısında dolaşmaya başlarken Bilge kumlara gömdüğünü başını hafifçe kaldırıp gözlerini devirerek bana doğru döndü. Bakışlarıyla bana adeta 'bok öğrenir Efkan düzgün yorum yapmayı' dedikten sonra da başını tekrar kumlara gömdü.
Yanmıyor mu bu kız yüzünü o sıcak kumlara gömdüğünde, Ada?
Yanmıyor demek ki!
Bizim ayaklarımız bile yanıyor nasıl yüzü yanmaz?!
Kardeşim sana ne acı eşiği yüksek belki?
Akşam yüzüne yoğurt sürerken göreceğim ben onun acı eşiğini!
"Yoğurt mu?" iç sesimle girdiğim diyaloga sesli bir şekilde yanıt verip hafifçe kıkırdarken Alisa'nın bana kaşlarını çatarak baktığını görüp hızlıca dudaklarımı birbirine bastırdım. Ops... Sanırım yine yakalanmıştım. Yakında deli sanılıp tımarhaneye atılmazsam iyiydi.
Allah bizi yaktı sen hala gülüyorsun!
"Salak salak sırıtma korkuyorum içindeki konuşmalarından. Germe beni Ada!" Alisa yüzümdeki gizlemeye çalıştığım gülümsememden az çok içimde nelerin döndüğünü anlayıp elini çıplak bacağıma hafifçe vururken bacağımı geriye çekip hafifçe omzumu silktim. İç sesim ve ben mutluyduk! Kimsenin bunu bozmasına izin vermezdim.
Mutlu muyuz gerçekten Ada?
Mutluyuz tabi
En çok deliler mutludur zaten Adacığım.
Hay ben senin... Değiliz mutlu falan. Defol içimden!
Kimi nereden kovuyorsun be?! İç sesim ben burası benim mekanım!
Hey orası benim içim ama!
"Oha! Kaan postuna alev emojisi atmış! Bu çocuk daha yeni ayrılmadı mı sevgilisinden?" kendi iç sesimle girdiğim savaştan aniden Bilge'nin konuşmaya başlamasıyla birlikte ayrılırken söylediği şeye karşılık kaşlarımı yavaşça havaya kaldırdım. Hemen ardından da büyük bir merakla telefonumu elime alıp bildirimlere girdim ve gerçekten Kaan'ın attığım fotoğrafa alev emojisi atmış olduğunu görerek kısık sesli bir kahkaha attım.
"Şu güzelliğimle düşüremediğim insan kaldı mı? Bakıyorum. Kalmamış!" beğenilmiş olmanın verdiği çılgınlıkla neşe içinde şakıyıp gözlerimi bana baygın bir şekilde bakan Bilge ve Alisa'ya çevirirken Bilge elindeki telefonu kumların arasına bırakıp gülümsedi. "Tabii canım. Afrodit yanında halt yemiş zaten. Hiç senden etkilenmeyen bir erkek olur mu?"
"Olmaz tabii ki. Şu güzellik, şu zerafet, şu alım, şu ahu bakışlar başka kimde var sonuçta değil mi?" kendimi övmeye hiçbir zaman doyamadığım için kendimi adeta ballandıra ballandıra anlatırken Alisa söylediklerime alayla gülüp başını hafifçe iki yana salladı. Onun bu hareketi kaşlarımın çatılmasına neden olduğundaysa Alisa bu durumu fark edip bakışlarını hızla bana çevirdi.
"Hemen alınma Ada. Maşallahın var güzel kızsın da herkes içinde değil. Yüksekten uçmasan mı?" kendince benimle eğlenmeye çalışan Alisa damarıma basmak üzere olduğunu bilmeden rahatlıkla konuşurken kaşlarımı daha derin bir şekilde çatıp alayla güldüm.
"İstediğim herkesi etkileyebilirim bebeğim. Hem de herkesi. Bu yüksekten uçmaksa evet yüksekten uçuyorum." huysuz bir şekilde konuşup kendimi kanıtlamak için ortaya oldukça büyük bir iddia atarken Alisa bana tek kaşını kaldırarak baktı. Uzun uzun yüzümü inceledikten sonra da bakışlarını Bilge'ye çevirdi ve Bilge'nin bize bakmakta olduğunu görerek yavaşça dudaklarını yukarıya kıvırdı.
"İddia vakti?" Bilge, Alisa'nın gülümsemesine karşılık gülümserken ikisininde aynı an da bana dönüp söyledikleri şeyle birlikte belli etmemeye çalışıp hafifçe yutkundum.
Fazla mı yüksekten uçtun acaba Ada? Hayır çakılışımız sert olmasa bari.
Sen de mi be Brütüs?
"İddia vakti!" iç sesimin bile bana inanmamış olması yüzünden sert bir şekilde bana merakla bakan kızları onaylarken kızlar hafifçe gülümseyip oturdukları yerde dikleştiler.
"Karar verdiğimiz kişiyi üç ay içinde etkileyeceksin o zaman. Eğer etkileyemezsen...." gözlerime büyük bir parıltıyla bakan Bilge iddianın ödülünü bulmakta kararsız kalmış gibi Alisa'ya dönerken Alisa hafifçe kıkırdayıp gülen gözlerini bana çevirdi.
"Etkileyemezsen şu yaz tatili için planladığımız turun ücretini sen ödersin. Etkilersen de biz öderiz." oldukça makul bir teklifi önüme sunan Alisa yüzüme hafif bir gülümseme yerleşmesine neden olurken onu başımla onayladım. Ardından da bana uzattığı elini tutup onunla el sıkışarak sözümü verdim ve gözlerimi kızların ikisinde de gezdirdim.
"Peki kimi etkileyeceğim o belli mi?" dudaklarımdan çıkan kelimelerle birlikte Alisa ve Bilge aynı an da birbirlerine dönüp yüzlerine korkunç bir gülümseme yerleştirdiler. Hemen sonra da sanki anlaşmışlar gibi bana doğru yine aynı anda dönüp aynı anda sevinçle bağırdılar.
