Bıcırık-73

3.3K 255 44
                                    

Yapma bunu be Ada!

Ne yaptım yine ya?

Gözlerin sürekli Efkan'ı arıyor.

Aramıyor.

Arıyor.

Aramıyor.

Arıyor dediysem arıyor! İç sesim ben organlarının ne yaptığını senden iyi biliyorum.

İyi halt yiyorsun.

Kabullendin yani Efkan'ı beklediğini.

Evet. Efkan'ı bekliyorum oldu mu? Faruk yüzünden de olsa geldik adamın evine o kadar bir yerden çıkacak illa ki zaten istesem de istemesem de göreceğim ne yapayım?

Gözlerini oy bence.

Bana bak Bihter sen yine çok olmaya başlıyorsun.

Haklı olmaya başlıyorsun diyecektin herhalde.

Yoooo.

Öyle. Haklıyım ben. Hem de her zaman.

Aynen aynen ondan. Hadi bir yürü git ya ortamdaki muhabbeti kaçırıyorum.

İyi be gittim.

"Efkan abi nerede ya?" iç sesim gitmesi gereken anı çok iyi biliyormuş gibi bir anda ortadan kaybolurken Alisa'nın Faruk'a sorduğu soruyla birlikte gizleyemediğim bir heyecanla Faruk'a doğru döndüm. Faruk heyecanımı fark etmeden Alisa'yı bilmediği hakkında bir şeyler söyleyerek cevapladığındaysa yüzümü asarak önüme doğru döndüm. Neredeydi bu adam ya?

Cehennemin dibindedir inşallah.

Sen gitmiyor muydun?

Gitmiştim ama içinden soru sorunca cevaplamadan duramıyorum.

Ne değişiksin be?

Eee senin iç sesinim ne bekliyorsun ki? Senden çıkacak ses bu kadar oluyor.

Beni gömerken kendini de gömdün farkında mısın?

Yetişkin bir iç ses sahibini gömmek için her şeyi göze alır bebeğim.

İç sesler kurallarından mı bu?

Evet.

Cidden öyle bir kurallar topluluğunuz mu var?

Evet. Her yıl düzenliyoruz kurallarımızı iç sesle konseyinde toplanıp.

İç sesler konseyi mi? O ne öyle ya?

Malsın sen. Ciddiyim ağır malsın.  Ne kuralı ya iki dalga geçiyoruz burada seninle.

Aman ne komik ne komik.

Komi tabii. Sen ne anlarsın. Neyse bırak beni gidiyorum ben.

Git cehennemin dibine kadar yolun var.

Oha. İyiymiş Efkan'da oradaydı bir gidip göreyim.

Puuu sana.

Yavaş tükür kaçtım ben.

"Şerefsiz ya!" yine bir iç ses kavgamı çevremdeki herkese duyururken artık bu halime alışmış olan arkadaşlarım söylediğim şeyi duymamazlıktan gelip her ne konuşuyorlarsa onu konuşmak için önlerine döndüler. Onların beni iyice dışlamalarıyla bende sıkılmış bir şekilde oturduğum yerden kalkıp salondan çıktım. Ayaklarımın beni götürdüğü yere yani Efkan'ın odasına gittikten sonra da arkamdan kapıyı kapatıp boş odaya ufak bir gö atarak çalışma masasının sandalyesine oturdum.

"Gerizekalı. Bu kadar iyi niyetli olmasaydın şuan yanımda olabilirdin. Sana ne acaba Gizem'in peşine birinin takılmasından." ağzımın içinde öfkeyle mırıldanıp Efkan'a defalarca kez saydığım şeyleri bir kez daha dillendirirken gözlerimi masaya doğru çevirdim ve üzerinde adımın yazılı olduğu bir defteri görerek hızlıca defteri elime aldım.

Bihter koş.

Koştum anam söyle be ne oldu?

Pembe?

Ben. Pempe.

Lan xmxmdnmnm

İçinden random atmayı nasıl başardın.

Sen cennet mahallesi pembe olmayı nasıl başardıysan bende öyle başardım.

Ben başarırım. Neyse ne diye çağırdın beni.

Efkan'ın masasında defter buldum. Adım yazıyor üstünde.

Heeee. İçinde ne var?

Staj notları.

Ne?

Staj notları! Benim için düzenlemiş. İntörnlük zamanlarına  ait sanırım. İntörnlükten korktuğumu söylemiştim.

Tıpçının da romantizmi bu kadar oluyor işte. Hayır zaten niye salak gibi Tıp okuyan birinin iç sesi olduysam ne neşemiz kaldı ne huzurumuz ne romantizmimiz.

Sen ne anlarsın be?!

Tabii.... Sen düş böyle mal mal şeylere.

Düştüm tabii.

İyi bok yedin. Gidiyorum ben ya inek olmayan bir sahip bulacağım kendime. İlk koşulumda Tıp okumaması.

Bul da kurtulayım be senden.

Arkamdan çok ağlarsın ama sonra.

Ağlamam.

Ağlarsın.

Ağlarım.

Ağlamazsın... Dur bir dakika ne?

Öyle mal olursun işte. Hadi işine.

Puuu sana.

"Bıcırık?" iç sesim yine tam zamanında ortadan kaybolurken duyduğum sesin kime ait olduğunu bildiğim için gözlerimi sıkıca yumup bir kaç saniye duraksadım. En sonunda korkunun ecele faydası olmayacağını bildiğim içinde tekrardan gözlerimi aralayıp arkamı Efkan'a doğru dönüm ve onun gözlerini kapamış bir şekilde durduğunu görerek yavaşça yutkunup kurumuş dudaklarımı dilimle ıslatarak konuşmak için dudaklarımı araladım.

"Konuşma. Sesini duymamı istemediğini biliyorum. Bakmıyorum da sana istediğin gibi çıkabilirsin. İstemediğin sürece ne sesini duyarım ne seni görürüm." Efkan beni her zaman nereden vuracağını çok iyi bildiğini gösterircesine konuşup oturduğum yerde erimeme neden olurken başımı görmeyeceğini bilmeme rağmen aşağı yukarı sallayıp gitmek için ayaklandım. Tam yanından geçecekken ise ciğerlerine derin bir nefes çektiğini fark ederek duraksadım.

"Özür dilerim. Buna engel olmam mümkün değildi. Kokunu çok özledim." tekrar tekrar kalbime dokunan Efkan ona karşı ördüğüm duvarların yıkılmasına neden olurken kendimi tutabilmek için çabaladım ama başarılı olamadım. Onu o kadar özlemiştim ki kendimi şu ana kadar tutmuş olmam bile mucizeydi bu yüzden bir saniye daha beklemeden hızlıca yüzünü avuçlarımın arasına alıp dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Efkan onu öpmemle birlikte boynumu kavrayıp beni kendine sıkıca çekip özlemle öpmeye başladığındaysa bedenimi kaplayan duyguların yoğunluğuna teslim oldum. Hem de öyle bir teslim oldum ki Efkan o an istese sonuna kadar gidebilirdi ancak bunu fark eden Efkan bu halimi fırsata çevirmek yerine geriye çekilip gözlerini açmadan bir kaç kez daha dudaklarıma minik öpücükler kondurdu.

"Ben ayrılamam. Ben ayrılamam sen git." dudaklarıma öpüyor olmasına rağmen onu itmem için konuşan Efkan onu itmediğim her an öpücüklerinin süresini uzatırken zorlukla topladığım aklımla birlikte ona oldukça uzun bir öpücük verip geriye çekildim. Kendime hiç zaman tanımadan da hızlıca odadan çıkıp koşar adımlarla salona girdim ve Efkan'ın üzerimde bıraktığı etkiyi geçirmek için telefonumu alarak hızlıca bahçeye çıktım. Tam o sırada beklediğim gibi Efkan'dan bir adet mesaj geldiğindeyse mesajı açıp hızlıca okudum.

efkan_: Gizem olayı kapandı.

efkan_: Özel hastaneye geçiyorum.

Bıcırık&Bacaksız (Texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin